Aksiyon İş Konfederasyonu ve Pak Maden İş Genel Başkanı Vedat Öztürk, Soma faciasının yıldönümü nedeniyle bir açıklama yaptı. Öztürk, "Soma’da devletin ihmali, yetkililerin umursamazlığı, firma sahiplerinin kastı aratmayan tedbirsizliği ve sorumsuzluğu ile açılan büyük yara, hala kanamaya devam ediyor.” dedi.

Soma faciasının yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yapan Aksiyon İş Konfederasyonu ve Pak Maden İş Genel Başkanı Vedat Öztürk, şu ifadeleri kullandı: "Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014’te meydana gelen ve 301 madencimizi şehit verdiğimiz facianın üzerinden tam 1 yıl geçti. Son bir yılı, yetim kalmış 432 çocuğumuz babasız, dul kalmış 255 hanım kardeşimiz eşsiz, yüzlerce anne-baba evlatsız geçirdi. Başkalarına kısa gelebilir, ama bu 1 yılı onlar adeta bin yıl gibi yaşadılar. Çünkü bu insanlar, çektikleri tarifsiz acı yetmezmiş gibi üstüne bir de çoğu kimsenin görmezden geldiği mağduriyetlerle boğuşuyorlar. Acı ve imkansızlıklar içinde hayata tutunmaya çalışıyorlar. Bu nedenle, 1 yıl önce Soma’da devletin ihmali, yetkililerin umursamazlığı, firma sahiplerinin kastı aratmayan tedbirsizliği ve sorumsuzluğu ile açılan büyük yara, hala kanamaya devam ediyor.”

“SOMA’DA KAYBEDİLEN 301 CANIN ACISI, ANCAK ADALET YERİNİ BULDUĞUNDA HAFİFLEYECEK”

Öztürk, açıklamasına şöyle devam etti: "Elbette ki, evladını kendisinden önce toprağa koyan bir anne-babanın, küçücük yaşında babasız kalan bir çocuğun, biricik dayanağı olan hayat arkadaşını kaybeden bir hanımın acısı elbette kolay geçmeyecektir. Ancak bu insanlar, yüreklerindeki ateşi biraz olsun küllendirecek bir şey bekliyorlar, o da adaletin tecelli etmesidir. Soma’da kaybedilen 301 canın acısı, ancak adalet yerini bulduğunda hafifleyecek. Ama ne yazık ki iktidarın hukukun üzerindeki keyfi uygulamaları, adalete olan güveni ve inancı ciddi ölçüde sarsmaktadır. Sırf kendinde hukukun üstünde kudret vehmedenlerin hoşuna gitmeyen kararlar veriyor diye, özgürce karar verme hakkına sahip olan hâkimleri, toplum adına her türlü kanunsuzluğu soruşturmakla yükümlü olan savcıları, teröristle, hırsızla mücadele eden başarılı emniyetçileri siyasi talimatlarla jet hızıyla tutuklayan yargı mekanizması ne hikmetse Soma söz konusu olduğunda kaplumbağadan dahi yavaş ve adeta 1 ileri 2 geri işlemekte, hatta işlememektedir. Milleti ve milletin kurumlarını fişlerken aceleci olan kamu yetkilileri, ne yazık ki Soma faciasıyla ilgili mahkemeye de ışık tutacak kaza raporlarını bir yılda tamamlayamamaktadır. Milletvekili maaşlarına zam yaparken veya kendi destekçilerine kamu kaynaklarını aktaracak düzenlemeler yaparken birkaç dakikada yasa çıkaran iktidar, facia sonrası Soma halkına vaat ettiği tazminatlar ve verilen diğer sözlerle ilgili bir yıldır doğru düzgün bir adım atamamaktadır.”

“SOMA’DA NEDEN RÖLANTİYE ALDIKLARININ CEVABINI VERMELİDİR”

"Faciayla ilgili, sadece mahkemeye çıkması uygun görülenlerin değil, hakkında soruşturma açılmasına izin verilmeyen ilgili Türkiye Taş Kömürü İşletmesi yetkilileri, felakete neden olan ihmalde pay sahibi olan idari ve siyasi sorumluluk makamında oturanlar da hem mahkeme de hem de toplum vicdanında hesap vermek zorundadır." diyen Öztürk, şunları kaydetti: "Enerji Bakanı Taner Yıldız, Soma ve Ermenek’te kusurlarını, başarısızlıklarını birinci ağızdan itiraf etti, ama buna uygun davranmadı. Normal demokrasilerde, hatasını, başarısızlığını kabul eden bir Bakan, bir saniye bile o koltukta oturmaya devam edemez. Ama Sayın Yıldız, 'Soma ve Ermenek’te başarısız olduk. Bunlar tabi afet değildi, bir sebepten oldu. Ortada bir kusur var. Bu kusurdan dolayı oldu.' demesine rağmen, ne yazık ki sorumluluk sahibi bir Bakan gibi davranıp görevi bırakmayı aklından bile geçirmedi. Böyle bir atmosferde gerçek adaletin tecelli edip etmeyeceği bir yana, her şeyden önce bu atmosferin sorumluları, kendilerini ilgilendiren olaylar söz konusu olduğunda üstelik hukuku adeta katlederek ışık hızında çalıştırdıkları yargı kurumunu, Soma’da neden rölantiye aldıklarının cevabını vermelidir. Bugün kendi suçlarını gizlemek için hukuku katledenlerin, Soma halkının yaşadığı acının sorumlularından gerçekten hesap sormaları ne kadar beklenebilir?"

“SOMA HALKININ DİLİNE, İŞSİZLİK VE AÇLIK KORKUSUYLA KİLİT VURULMAKTADIR”

Sorumlulara hesap sorulmadığına dikkat çeken Öztürk, şu ifadeleri kullandı: "Sorumluların hesap vermesi şöyle dursun, Soma halkının diline, işsizlik ve açlık korkusuyla kilit vurulmaktadır. Bölgedeki işletme sahiplerinin, olayla ilgili konuşan, basına demeç veren işçileri fişlediklerini ve 'işe alınmaması gereken sakıncalı işçi' listeleri oluşturduklarını belirten Somalı madenciler, bu korku yüzünden faciada yaşananları anlatamamaktadır. Her şeye rağmen, Soma halkı acılarında ve haklı davalarında yalnız değildir. Biz, Pak Maden İşçileri Sendikası ve Aksiyon İşçi Sendikaları Konfederasyonu olarak, ilk günden bu yana kesintisiz olarak Soma halkının yanında olduk, olmaya da devam ediyoruz. Ağır aksak da olsa, eksikliklerle malûl de olsa, devam eden yargılamada adaletin tecelli etmesi için maden işçilerimize her türlü hukuki desteği veriyoruz. Ayrıca Sendika olarak davaya müdahil olduk ve bütün duruşmaları, Genel Başkan sıfatıyla bizzat kendim takip ediyorum. Öte yandan, 1 Mayıs’ta Soma’da yakınlarını kaybeden mağdur aileler için Türkiye genelinde yardım kampanyaları düzenledik. Bugün de acının yıldönümünde Soma halkıyla beraberiz. Şehitlerimiz için Kur’an-ı Kerim ve mevlitler okutacak, ailelerin acısını bir nebze olsun dindirmeye çalışacağız. Bizler şehit emekçilerimizin emanetlerine sahip çıkmaya devam edeceğiz. Vicdanına, adalet duygusuna, vefasına, hakkaniyetine, irfanına güvendiğimiz Türk toplumunun da Soma halkını hiçbir zaman yalnız bırakmayacağına inanıyor, bu duygularla şehit emekçilerimizi bir kez daha rahmetle anıyor, Allah’tan bu millete bir daha bu gibi felaketler yaşatmamasını diliyoruz.”