Yapı malzemelerinde ürün sertifikasyonu eksikliğinin iç pazarda kalitesiz, kaçak malzeme üretimine yol açtığı, kayıt dışı üretimin de bu kalitesiz oluşumun içerisinde yer bulmasının sektörün gelişimini engellediği bildirildi. Başta kayıt dışı üretim olmak üzere haksız rekabet yaratan unsurların önlenmesi için inşaat malzemelerinin üretim, satış ve uygulama aşamalarında etkin bir denetim sistemi uygulanmasının zorunlu olduğu kaydedildi.



Adana Ticaret Odası (ATO) 22. Grup Yapı Malzemeleri Sektörü Meclis Üyesi Yüksel Ülke, sosyoekonomik değişimler, kentleşme olgusu ve şehirlere göçün hızlanmasının, inşaat sektöründe konut yapımcılığına önemli bir boyut kazandırdığını ve konut üretiminin ülkemiz ekonomisine istihdam ve yatırım olarak önemli katkılarda bulunduğunu söyledi.



Sektörüyle ilgili bilgi sunumunda bulunurken, yapı malzemelerinin, bina yapımı ve diğer inşaat mühendisliği işleri dahil olmak üzere, tüm yapı işlerinde, sürekli olarak kullanılmak üzere üretilen, demir-çelik, çimento, cam, seramik, boya, metal strüktür, ahşap gibi ürünler olarak tanımlanabileceğini ifade eden Yüksel Ülke, “Yapı malzemeleri sektörü bu ürünlerin imalatı ve piyasaya sürülmesi ile ilgili faaliyet alanlarını kapsamaktadır. Sektöre yönelik düzenlemeler değerlendirilirken, inşaat sektörü kapsamına giren diğer faaliyet alanları ile yapı malzemeleri sanayi arasındaki ayrımın netleştirilmesi gerekmektedir. Nitekim inşaat sektörü; yalnızca yapı işlerinde kullanılan malzemelerin üretimini değil; yapıların tasarlanmasından inşa edilmesine, binaların bakım ve yıkım işlemlerinden yol yapım çalışmaları gibi inşaat mühendisliği işlerine kadar birçok faaliyet alanını kapsamaktadır.” dedi.



Başta kayıt dışı üretim olmak üzere haksız rekabet yaratan unsurların önlenmesi için yapı malzemelerinin üretim, satış ve uygulama aşamalarında etkin bir denetim sistemi uygulanması gerektiğini belirten ATO Meclis Üyesi Yüksel Ülke şunları söyledi: “İnşaat malzemelerinde asgari standartlar yükseltilmeli. Yenilikçi ürünlerin kullanımı kullanıcı yönünde teşvik edilerek kaliteli, nitelikli ve yenilikçi ürünlerin kullanımı genişletilmelidir. Ürün sertifikasyonu eksikliği iç pazarda kalitesiz, kaçak malzeme üretimine yol açmakta, kayıt dışı üretimin bu kalitesiz oluşumun içerisinde yer bulması da inşaat malzemeleri sektöründe gelişimin önünde bir engel teşkil etmektedir. Ayrıca niteliksiz iş gücü ve denetim eksikliği inşaat malzemeleri uygulamalarında müşteri memnuniyetsizliğine yol açarken, bundan en çok zarar görenlerse üretici ve satıcı firmalar olmaktadır. Buna ek olarak mevcut ekonomik, ticari vergi sistemlerinin üretici ve satıcı firmaların rekabetçiliğini olumsuz yönde etkilediği ve maliyetleri artırdığı gözlemlenmektedir.”



İnşaat sektöründe yaşanan sorunlara işletmeler açısından bakıldığında karşılaşılan en büyük sorunun girdi maliyetlerinin ve harçların yüksek olması olarak değerlendiren Ülke, “Sektörde girdi olarak kullanılan inşaat malzemelerinin fiyatları piyasadaki arz ve talebe göre oluşmaktadır. Piyasada özellikle de konut sektöründe gerçekleşen talep artışı, inşaat malzemelerine olan talebi dolayısıyla da maliyetleri etkilemektedir. Boya ve plastik inşaat malzemeleri sektörlerinde ciddi başarılar gösterilemeyişinin de en büyük nedeni esasında petrol bağımlılığıdır. Bundan dolayı özellikle bu alanlarda rekabetçilik beklenmemelidir.” şeklinde sözlerini tamamladı.