Çünkü Kur'an içinde yoksulun ve açın davası yoksa, böylesi dindarlık iddialarının gösteriş ve sahtekarlık olduğunu söyler (Maun suresi). Yolsuzluk yapan “sahabe” bile olsa deşifre eder. “Cemaat” duygusunun “adalet” duygusunun önüne geçmesine asla izin vermez.

İşte size bunun en çarpıcı örneklerinden birisi Rivayete göre Tu'me ibn Ubeyrik “zırh yolsuzluğuna bulaşmıştı. Bir zırhı zimmetine geçirmiş ve olayı bir Yahudi'nin üzerine atmıştı. Çalıntı zırh kendinden istenince inkar etti. Hakkında “soruşturma” açılınca Tu'me'nin yakınları Hz. Peygambere gelerek olayı Yahudi'nin yaptığını doğrulamasını, bu yönde hüküm vermesini istediler.

Hz. Peygamber de “zahire” bakıp lehlerinde karar vermeye eğilim gösterince Nisa suresinin aşağıdaki on ayeti (105”“115) nazil oldu Ayetlerle yaptığı hırsızlık ve yolsuzluk ifşa olunca Tu'me ibn Ubeyrik bunu kendine yediremeyerek Hz. Peygamber'in aleyhine döndü ve “mü'minlerin yolundan” ayrılarak müşriklerin safına geçti. Mekke'de yine bir hırsızlık olayında üzerine yıkılan bir duvarın altında kalarak öldü (Razi, İbn Kesir, Kurtubi)”¦ İşte sonraki çağlara yol göstermesi için hiç bir isim, yer ve zaman verilmeden olay üzerine inen ayetler;

“Sana gerçeğin ta kendisi olan Kur'an'ı indirdik ki insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hükmedesin. Sakın hainlerin savunucusu olma. Allah'tan af dile. Allah çok affedici, sevgi ve merhamet kaynağıdır; bundan hiç şüphen olmasın. Hainler adına mücadeleye kalkışma. Çünkü Allah, fıtratını bozarak günah işleyenleri sevmez. Onlar yaptıklarını insanlardan gizleyebilirler ama Allah'tan gizleyemezler. Halbuki O'nun kabul etmeyeceği sözleri sayıp dökerken Allah yanı başlarında! Allah onların yaptıklarını çok iyi biliyor.