Tahliye kararına rağmen tutukluluğu devan eden Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın avukatı Fikret Duran, savcının sabahtan beri yoğun bir telefon trafiği yaşadığını ve yüzünde tedirginlik ifadesi bulunduğunu söyledi. Duran, “Cumhuriyet savcısı bir taraftan Asliye Ceza Mahkemesi'nin bir mahkemenin kararını uygulayarak sürgün edilmekten, cezalandırılmaktan korkuyor ya da kararı uygulamayarak suç işleme, açık aleni şekilde hukuk ve kanuna karşı gelme arasında tercih yapmak durumunda bırakılıyor.” dedi.

İstanbul Adliyesi'nde görevli nöbetçi savcı, sabah saatlerinde adliyeye gelerek 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nin Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Hidayet Karaca ve emniyet mensuplarıyla ilgili verdiği tahliye kararını değerlendirmeye aldı. Konuyla ilgili basın mensuplarına açıklama yapan Hidayet Karaca’nın avukatı Fikret Duran, savcının mahkeme kararını değerlendirme gibi bir yetkisinin bulunmadığını söyledi.

Savcının görevinin kararı cezaevine iletmek olduğunu belirten Duran, “Dün akşam nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı’nın kendisine mahkeme kararını uygulatmamak ve Silivri Cezaevi'ne gönderilmemesi talimatını verdiğini söyleyerek bizimle görüşmemişti. Israrla telefonla aradık fakat nedense görüşmeden kaçtığını gözlemledik. Bugün sabah itibariyle bugünkü nöbetçi savcı kararları infaz edilmek üzere önüne konulduğu zaman yine dün ki yaşanan baskı sürecinin devam ettiğini biz gözlemledik. Sık sık telefonlar geliyor başsavcıya tedirginlik vardı bu tedirginlik tavırlarından da maalesef anlaşılıyordu. Cumhuriyet savcısı bir taraftan Asliye Ceza Mahkemesi'nin bir mahkemenin kararını uygulayarak sürgün edilmekten, cezalandırılmaktan korkuyor ya da kararı uygulamayarak suç işleme, açık aleni şekilde hukuk ve kanuna karşı gelme arasında tercih yapmak durumunda bırakılıyor. Yargımız adına gelinen bu durum adına utanç duyuyorum. Birileri kendi politikası doğrultusunda ki davalara bu şekilde müdahale ediyorlar. Bu aynı zamanda açık aleni bir şekilde suç cumhuriyet savcılığının mahkeme kararını uygulamamak gibi bunu değerlendirmek gibi yeniden kritere tabi tutmak gibi bir yetki görev ve sorumluluğu yok. Sadece infazdan ibaret kendisinin önüne gelen dosyayı cezaevine fakslamaktan ibaret yani usulü bir prosedür. Yani cumhuriyet savcısına biz açık bir şekilde daha önce ’20 senelik savcısınız dedik, daha önce mesleki hayatınızda verilmiş bir tahliye kararını değerlendirdiğiniz oldu mu? Onaylama gereği duyduğunuz oldu mu?’ ‘hayır’ dedi böyle bir şey olmadı. Bu cumhuriyet savcısına da ilk defa hukukun, kanunun dışına çıkarak hiç yapmadığı bir şeyi yapmak için zorluyorlar, bunun için baskı uyguluyorlar.” diye konuştu.

UYAP’A KEDİMİ GİRDİ VİRÜS MÜ? KARARIN UYGULANMAMASI İÇİN BİRİLERİ DEVREYE GİRMİŞ GÖRÜNÜYOR

UYAP’ın diğer adliyelerde çalışmasına rağmen dün kararın açıklandığı saatlerde İstanbul Adliyesi’nde çalışmadığını söyleyen Avukat Fikret Duran, “Artık UYAP’ta yine çalışmıyor. Ve maalesef yine sıkı yöntemlerle faksla gönderilecek. UYAP diğer adliyelerde gitmemesine rağmen sadece o belli saatlerde gitmesi bize o seçim günlerinde kedinin trafoya girmesini anımsattı. Burada da kedimi, virüs mü girdi ve maalesef bu mahkeme kararını uygulanmaması için birileri devreye girmiş görünüyor.” ifadelerini kullandı.

TAHLİYE KARARINA RAĞMEN HİDAYET KARACA’NIN ÖZGÜRLÜĞÜ İHLAL EDİLİYOR KONUYU İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE TAŞIYACAĞIZ

Tahliye kararının üzerinden yaklaşık 11 saat geçmesine rağmen Hidayet Karaca’nın hala serbest bırakılmamasının Avrupa İnsan Hakları’nın koruduğu hakların ihlali olduğunu ifade eden Duran, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacaklarını söyledi. Duran sözlerini şöyle sürdürdü: “Cumhuriyet savcısının bunu ivedilikle Silivri Cezaevine göndermesini bekliyoruz. Hidayet Karaca dün 23.00 itibariyle tahliye edildi ve halen bu saat itibariyle tahliyesi gerçekleşmedi. O saatten beri Hidayet Karaca’nın özgürlüğü ihlal ediliyor hürriyeti tahdit ediliyor bununla alakalı pazartesi günü biz hem dün ki cumhuriyet savcısı hem cumhuriyet savcısına hukuksuz talimat veren Başsavcı Vekili Orhan Kapıcı hem de gereksiz şeklide görevi olmamasına rağmen katipleri davet ederek müzekkere yazım sürecini uzatan, ötelemek isteyen müfettişle alakalı şikayetlerimizi yapacağız. Bu açık bir şekilde özgürlük ihlalidir. Avrupa İnsan Haklarının koruduğu hakkın ihlalidir bununla alakalı da olayla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dosyamızı taşıyacağız."