1994'de Oslo Ulusal Galerisinden hangi tabloyu 50 saniyede çalan hırsızlar arkalarında berbat güvenlik için binlerce teşekkür yazılı not bırakmışlardır?

Cevap: Çığlık

'Çığlık' yankı yaptı

Norveçli ekspresyonist Edward Munch'un 1893 tarihli başyapıtı Çığlık'ın Oslo'daki bir galeriden Hollywood filmlerine taş çıkartacak bir soygunla çalınmasıyla sanat hırsızlığı kavramı yeniden dünyanın gündemine oturuverdi.

Haber: YEŞİM KASAP AKSU / Arşivi
Norveçli ekspresyonist Edward Munch'un 1893 tarihli başyapıtı Çığlık'ın Oslo'daki bir galeriden Hollywood filmlerine taş çıkartacak bir soygunla çalınmasıyla sanat hırsızlığı kavramı yeniden dünyanın gündemine oturuverdi. Çığlık'ı kim çalmıştı, alıcısı kim olabilirdi, güvenlik önlemleri neden yetersizdi soruları birbirini kovalarken, bir başka tez dillendirilmeye başlandı: Çığlık fidye için çalındı ve para ödendiği takdirde tablo iade edilecek.

Bir sanat eserinin fidye için çalınması yeni bir şey değil. Başlıbaşına bir suç sektörü olan artnapping genelde hırsızların eseri sahibine veya sigorta şirketine geri satmalarıyla sonuçlanıyor. Yani paha biçilmez eserlerle sırra kadem basanlar gözü kara koleksiyonerler değil, şantajcılar oluyor. Bu alanda ün yapmış, sanat eserlerini sigortalayan Hiscox şirketinden Joachim Leuther, "Sanat eseri hırsızlıklarının yüzde 60 - 70'i artnapping vakaları," diyor. Bu da kapalı kapılar ardında milyon dolarlık pazarlıkların yapıldığı anlamına geliyor. Elbette müzeler ve sigorta şirketleri pazarlıkları basına sızdırmamaya özen gösteriyor; 'fidye' yerine 'bulana para ödülü'nden sözediliyor, aracılar kullanılıyor. Pazarlıklar bir poker oyununa andırıyor, soğukkanlılığını koruyan kazanıyor. Alfreid Bleit olayı buna en güzel örnek: 16 yıl önce İrlandalı elmas tüccarı Bleit'in koleksiyonundan 16 değerli tablo çalındı. Hırsızlar fidye talep etti, aksi takdirde tabloları yakmakla tehdit ettiler. Ama Bleit taviz vermedi, para ödemedi. Sonuçta tablolar geri döndü!

Güvenlik önlemleri yetersiz

"Müzeler ve sigorta şirketleri suçluların yakalanmasıyla ilgilenmiyor. Önemli olan tabloların dönmesi. Hırsızların yakalanması tabloların ortaya çıkacağı anlamına gelmiyor," diye konuşan Leuther, bu nedenle artnapping olaylarında polisin dışarda bırakıldığını belirtiyor. Eserlerin hasarsız geri dönmesine müzeler ve sahipleri kadar hırsızlar da önem veriyor, çünkü hasar görmüş eserin fiyatı düşüyor. Uluslararası hırsızlık pazarında-eserlerin gerçek fiyatlarının çok altında geri satılmalarına rağmen- yılda ortalama 6 milyar dolar dönüyor. Son yıllarda artnapping vakalarında artış yaşandığına dikkat çekiliyor. Bir marketten bir CD yürütmenin bir müzeden bir tablo çalmaktan zor olduğunu söyleyen Leuther, yetersiz güvenlik önlemlerinin suçluların işini kolaylaştırdığının altını çiziyor. Hırsızlıkların yüzde 25'i çözülmüyor. Aralarında 569 adet Picasso, 262 adet Chagall ve 14 adet Kandinsky'nin bulunduğu yaklaşık 100 bin eser şu anda 'kayıp'.

Çalıntı tablolardan bahsederken dünyanın en ünlü tablosu olan Mona Lisa'yı anmadan olmaz. Leonardo da Vinci'nin eseri Paris Louvre Müzesi'nden çalındı. İki yıl sonra bir İtalyan tabloyu 100 bin dolara satmaya çalışırken yakalandı. Hepsi artnapping vakası olmasa da son 10 yıl içinde çalınan önemli taloların listesiyle hafızaları tazeleyelim dedik...

Çalınan tablolar

Ağustos 2003: Güney İskoçya Drumlanring Şato'suna giren iki 'ziyaretçi', Leonardo da Vinci'nin Madonna ve Yün Eğiren tablosunu çaldı.
Aralık 2002: Amsterdam'da iki Van Gogh tablosu çalındı. 
Ağustos 2001: İspanyol bir milyarderin evine giren dört maskeli adam, 19 tabloyla ortadan yok oldu. Goya ve Breughel'in tabloları Eylül 2002'de bulundu.
Aralık 2000: Ağır silahlı soyguncular Stockholm'daki Ulusal Müze'den biri Rembrandt'ın (tabloları en çok çalınan ressamlardan) otoportresi, diğer ikisi Renoir'a ait tabloları çalıp fidye istediler. 
Ocak 2000: Britanya Oxford'daki Ashmolen Müzesi'nden Paul Cezanne'ın bir tablosu yok oldu. Hırsız müzeye çatıdan girdi.
Ocak 1999: Kopenhag Nivaagard Sanat Müzesi'nden Rembrandt ve Giovanni Bellini'ye ait iki tablo çalındı. Tablolar bulundu, hırsızlar tutuklandı.
Mart 1999: Picasso'nun 1938 yılında sevgilisi Dora Maar'ı resmettiği bir tablosu bir yattan çalındı. 
Şubat 1997: Bu sefer İtalya Piancenza'da bir müzeden çalınan Klimt'in Bir Kadının Portresi'ydi. 
Ekim 1994: İsviçre Zürih'teki bir sanat galerisi soyuldu. Picasso'ya ait sekiz tablo çalındı. 1996'da dört hırsız yakalandı. Tablolar yıllarca bulunamadı. 
Şubat 1994: Oslo'daki Ulusal Galeri'den Çığlık'ın bir başka versiyonu çalındı. Soygun sadece 50 saniye sürdü! Tablo üç ay sonra ortaya çıktı. İki yıl sonra yakalanan hırsız, altı yıl ve iki ay hapis cezası aldı.

Türkiye'de bilinmiyor
Evin İyem/Evin Sanat

"Artnapping diye bir olay duymadım. Hırsızlıklar oluyor tabii ama fidye isteme gibi bir şeye rastlamadım."

Mehmet Güleryüz/Ressam
"Türkiye'de artnapping olaylarından haberdar değilim, ama yurtdışında işlenen bu tip suçlar, Türkiye'deki kötü niyetli insanlara da fikir verebilir. Bundan sonra biz de duyabiliriz yani."

Prof. Kemal İskender M.S.Ü. Resim Böl.
"Sanat eserleri hırsızlığına sıkça rastlıyoruz. En son, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nden ve Askeri Müze'den birer tablo çalındı. Ama bunlar fidye için değil, başkalarına satılmak için çalınıyor." 

Doğan Paksoy/Galericiler Derneği Başkanı
"Türkiye'de artnapping yok, zaten bizde fazla tablo hırsızlığı olmuyor."