Merhum Met Çünatıko Yusuf İzzet'in yazdığı Tarih Kitabını bir kere daha okumak için elime aldım. Bugün Tarih konusunda çalışmalar yapan insanlarımız muhakkak vardır ama genele yansıyan çalışmaları sürekli gündeme gelen kaç kişi var? Anavatan'da Tarih ve dil üzerine çalışmalar yapan Tsıpıne Aslan vardı. Onun çalışmalarını duyar, gururlanırdık. Diasporada son zamanlarda bu konularda araştırmalarıyla Selçuk Balkar'ın çalışmalarını izliyoruz.

Tarih bize sadece gaçmişten haber vermez. Bize kimliğimizin ipuçlarını verir. Kültürümüzün kaynaklarına iner, nasıl yaşardık,nelerle beslenip,nasıl barınırdık bize olduğu gibi aktarır.

İlk yerleşik toplum olabilen milletlerdeniz. Kalıntılardan erken dönemde ziraatle uğraştığımız,atlarla fazlaca haşir neşir olduğumuz anlaşılıyor. Belki de asaletimiz, xabzemiz bu sebeple derin yapılanma içerisine girmiş,böylece,kalıcı olmayı başarmış. Sözel kültürümüzün, anlatıcılarımızın değer bulması,Thamadelerin saygınlığı-tartışılmazlığı bundan olmuş olabilir. Çünkü, birlikte yaşamayla beraber kurallar manzumesinin işlemeye başladığını biliyoruz.

Kimileri bu katı kuralcılıktan yakınıyor. Sakın sakın bu gerçek bizim gerçeğimiz. O kurallar olmasaydı ''hapisanesi olmayan tek millet'' olarak Tarih'e adımızı yazdırabilir miydik?! Sanmıyorum...

Tarih, bize gelecekte ki yol haritamızın ipuçlarını da verir. Bulunduğunuz noktadan itibaren takip etmemiz gereken rota şudur der. 

Bugün insanlarımıza Tarihimizi öğretemediğimiz gerçeğini yaşıyoruz. Yaşlısı genci ayırdetmeden okumayı - öğrenmeyi başarmalıyız. Merhum Met Çünatıko Yusuf İzzet'i bu nedenle konu edindim. İnanın okudukça daha sevecek, sahip olduğumuz medeniyetin Çerkesya'dan hareketle batıda Balkanlara ulaştığını,Ukrayna sınırlarını zorladığını, Kuzeyde Kazakistan ve Rus şayikasının iştahını nasıl kabarttığını,Güneyde İran ve Anadolu medeniyetlerini nasıl etkilediğini göreceksiniz.

O kadar geniş bir alanı etkileyen medeniyetimizin bu gün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını görüyor,yüreğimizin acıdığını, bir şeyler yapmamız gerektiğini hepimiz hissediyor,biliyoruz. 

Biz sahip çıkmazsak Çerkeskamız, kalpağımız, kafe'miz başka toplumların milli emareleri olacak. Bizler de vaktiyle yaşamış-sonra yok olmuş toplumlar arasında yadedileceğiz.

Tarih okunmak,ibret alınmak ister. Gelecekten ümitliyiz. İnşaallah yeni nesil türlü politik mülahazalarla kendini heba etmek yerine,küllerinden doğmayı başaracak. Vesselam...