Mevlevi kolundan gelen dergâhların sema ayinlerinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Bu faaliyetlerin zirvesi her yıl Konya'da Aralık ayı içinde düzenlenen ve devlet erkânının da hazır bulunduğu Şeb-i Aruz(düğün gecesi) programlarıdır. Bundan dolayıdır ki, büyük ney ustaları Mevlevihanelerin neyzenleri arasından yetişmiştir. 12 çeşit ney olmasına rağmen günümüzde genelde birkaç çeşidi kullanılmaktadır. Bunlar pesten tize doğru(Kalın sesten inceye) Mansur, ŞÃ¢h, dâvûd, bolâhenk, süpürden(sipürde) ve kızneyi gibi ney çeşitlerdir. Çok hisli ve etkili bir sesi olan neyin ağza alınan kısmına paşpâre adı verilir. Başpâreler, imkânlar ölçüsünde fildişi, camız-keçiboynuzu ve ceviz-gürgen gibi ahşap malzeme kullanılarak yapılmaktadır. Daha ekonomik ve az emekle elde edilen plastik başpâreler de sıklıkla kullanılmaktadır. Neyin kamış ile başpâreyi birbirine bağlayan metal halkaya ise parazvâne adı verilmektedir. Biri altta olmak üzere yedi delikli olan bu nazlı sazımız, ıslık çalmamak kaydıyla Huû dercesine sıcak nefesle üflenir. Neye, derin nefes alınarak ve bu nefesi kesintisiz-tasarruflu bir şekilde üflenmek suretiyle insanı uhrevi âleme götüren melodiler çıkarılabilmektedir. Neyi rahat üflemek için üstteki delikler üzerinde tutulan elin dirseği aynı tarafın baldırı üzerine, diğer elin dış etli kısmı da diğer ayak dizi üzerine yerleştirmek neyzen için rahatlık getirir. Neyin alt kısmında yer alan delik başparmak ucu ile üstteki delikler ise diğer parmakların uçları yerine birinci ve ikinci eklemleri arasındaki etli kısımlar ile kapatılır. Neyi üfleyerek güzel melodiler çıkarmak bu yazıyı okumak kadar kolay olmadığını ve bir bilen, bilmek de yetmez iyi bir öğretebilen ustanın önünde diz çökmek gerektiğini siz daha iyi bilirsiniz. Neyi üflemeyi öğrenmek için tabii ki önce ses çıkarmak gerekir. Yani neyzenin dudağı ile neyin başpâresinin bir biri ile dost olmaları lazımdır ki birbiriyle buluşmalarında hemen istenilen ses çıkarılabilsin. Ney paşpâresiz de üflenebilmektedir ki bu durum neyzenin alışması ve maharetine bağlıdır. Ney, bir müzik aleti olarak daha çok tasavvuf müziğinde, sonra da sanat müziğinde yer almaktadır. Günümüzde hafif Türk Müziği gibi ilahilere lirik bir hava verilerek daha çok klavye denilen elektronik müzik aletin hâkim olacağı şekilde icra edilen müzik türünde de kullanılmaktadır ama burada ney ile daha çok halk müziğindeki dilsiz kaval stilinde bir melodi oluşturulmaktadır. Kanun, keman, kudüm gibi sazlar çalınır ama ney üflenir. Bir sohbet meclisinde çalma kelimesini kullananlara bilenler, lâtife yaparak “edeb ya huû” diyerek uyarırlar. Ney üfleyen ustalara eskiden nâyi denilirmiş ama şimdi neyzen denilmektedir. Katılır mısınız bilemiyorum; kanun, ud, klarnet gibi müzik aletleri ile bir nağme çalınınca insanda eli ya da ayağı ile bir ritim tutarak eşlik edilerek müziğe eşlik edilirken, ney ile dinlenen müzik sadece dinlenmektedir. Ney, tasavvuf ya da sanat müziği konserlerinde diğer sazlarla birlikte saz heyetinin bir parçası olarak önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca yanında sadece mızraplı tambur, klasik kemençe gibi sazlarla veya iki neyzenin ikili olarak saz eseri icra etmeleri ve icra sırasında birinin kararda kalıp diğerinin makam içinde gezinmesi; birbiriyle çok samimi olan iki dostun/arkadaşın/kardeşin belli bir ayrılıktan sonra karşılaştıklarında bitmesi istenmeden yapılan sohbetleri gibi geliyor insana. Farklı makamlardaki taksimleri neyden dinlemenin hazzını anlatmak mümkün mü acaba?.. Şehrimizde; Belman sitesindeki Musıkî Derneği, Belediye Konservatuarı ve diğer gönüllü müzik grupları tarafından tasavvuf, klasik ve sanat müziği çalışmaları ile belli zamanlarda düzenlenen konserlerde neyin o güzel terennümlerini sindire sindire dinleme imkânı vardır. Eğer ilgili on-onbeş kişinin müracaat etmesi halinde Halk Eğitim Merkezi de ney kursu düzenleyebilmektedir. Bunlardan ayrı olarak tarihi Kapalıçarşı içindeki Taşhan'da genç bir neyzenimiz tarafından sadece ney ile ilgili bir işyeri açılmış ve bu işyerinin adı için de adı ile müsemma olan NEY HANE diye tabela asmıştır. Hanın üst ve güney kısmında yer alan ve çok nezih bir ortamı olan Neyhanedeki usta ve çırakların gönüllerinden Taşhan içine yayılan neyin sesini dinleyebilir, kursunu alabilir ve ney sazını da temin edebilirsiniz. Hayat Hastanesi Sokağı, Yenişehir İşhanı girişi ve şehrimizin değişik yerlerinde hizmet veren müzik aletleri satış merkezlerinde de diğer sazlarla birlikte ney de bulmanız mümkündür. Google arama motorundan ney ya da neyzen yazıp ara denildiğinde yüzlerce ilgili dosyanın önünüze serildiğini biliyorsunuzdur. Tarihimizde neyzen denilince ilk akla gelenler Nâyî Osman Dede, İsmail Dede Efendi, Rauf Yekta Bey, Dede Süleyman Erguner, Neyzen Tevfik, Ulvi Erguner, Aka Gündüz Kutbay gibi kendilerini rahmetle yâd ettiğimiz ustalardır. Günümüzde ise torun Süleyman Ergüner, Ahmet Şahin, Ekrem Vural gibi saygı değer ustalar akla gelmektedir. Şehrimizde deki gönül insanı neyzenlerimizden bazıları Bahaattin Bilginer, Ali Avgın, Süleyman Çıngılı, Ahmet Hörüzoğlu beyler ile kuyumcu Metin abiyı sayabiliriz. Ayrıca ilerlemiş yaşına rağmen ney sevdalısı bir ismi anmazsak edebe aykırı olur. Odun ambarında esnaf Cezmi Baydemir amca sadece ney üflemekle yetinmeyip ney de açmaktadır(imal eder). Gönül insanı muhterem torun Süleyman Erguner Bey konser vermek üzere Valiliğimizin daveti ile ilimize gelmişti. Cuma günü akşamı kıraathane de güzel bir sohbetini sonra da öğrencileriyle birlikte bir tadımlık da olsa kısa bir meşklerini kıraat hanede yer bulamadığı halde dışarıya taşmış ayaktaki dinleyicilerle beraber dinlemiştik. Bir gün sonra ise Necip Fazıl Kültür Merkezindeki doyurucu olduğu kadar büyüleyici de olan konserini adeta nefes almadan dinlemiştik. Tabi bu güzelliği saygı değer Mustafa Kök Beyefendi ŞEHRİMİZDEN BİR NEYZEN GEÇTİ diyerek okuyucularıyla paylaşmıştı. Bu konserle ilgili olarak fazla söze hacet yok derler ya”¦ Eskiden daha çok belli bir yaş grubunun üstündeki gönül insanlarının ellerinde görülen ve bu güzel insanla dile gelen ney, şükürler olsun ki şimdilerde gençlerimizin de ilgisini çekmektedir. Gençlerimizin ney ile yakından ilgilenmelerini görmek insanı mutlu etmektedir. Dileğimiz odur ki; neyin adeta yanarak ve dinleyeni de yakarak çıkardığı nağmelerin gönül tellerimizi titretmeleri sürekli olsun. Gerçek âleme göç eden neyzen büyüklerimize rahmetler, yaşayan neyzenlerimizin de hayırlı ömürlerinde nefesleri güçlü olsun inşallah. Sağlık ve mutluluk dileklerimle”¦