2001 yılında ilk kez izlediğimiz BBG (Biri Bizi Gözetliyor) şovunu hatırladınız mı? İşte neredeyse 15 yıl sonra o programın esinlendiği orijinal format olan Big Brother, Big Brother Türkiye olarak yayınlanmaya başladı. Dün gece ilk bölümünü izledik, yarışmacıları tanıdık. Üstelik bunu okadar uzun bir süre de yaptık ki dizi hızında yarışma izlemiş gibi olduk. Kendi adıma sıkıldım diyebilirim.
Bu şovla/yarışmayla ilgili bazı sorular var, elimden geldiğince cevaplamaya çalıştım.

Aradan 14 yıl geçmişken Biri Bizi Gözetliyor’u diriltmek gerekli miydi?

2015 yılında evlilik programları revaçta, o formatın en genişletilmiş halinde de karşımıza Kısmetse Olur adında bir mutant program çıkıyor. Gelinim Olur musun – BBG – Evlen Benimle karışımı bir iş ama tuttu.

Bu program, yapımcıları “gözetleme” programlarının yeni bir geleceği olduğuna da inandırdı ancak dünya değişiyor. Twitter – Facebook – Instagram gibi sosyal medyalar sayesinde hepimizin neredeyse her anı gözlenebilir durumda zaten, o yüzden bu programlar artık bir “sosyal deney” olma şansına sahip değil. Eskisi kadar çekici bir izleme deneyimi sunacaklarını da sanmıyorum. BBT’nin ilk bölüm reytingleri de ortada büyük bir heyecanla beklenen bir durum olmadığını gösteriyor.

Yarışmacıların cast ajanslarından toplandığı iddiası var, doğru mu?

TV yarışmacılığı neredeyse bir mesleğe dönüşmüş durumda… Cast ajansları bir sürü evlendirme programının yarışmacı ihtiyacını karşılıyor, bu artık bilinen bir gerçek, o yüzden; “TV’de izlediğiniz şeylere inanmayın” diyoruz ya… BBT evinde de daha önce TV’de bir şekilde karşımıza çıkmış insanlar var. Mesela  “20 yaşında olan ama 30 yaşında gösteren” İdil adlı yarışmacı Bu Tarz Benim'de birinci seçilen kız!

Asuman Krause üstüne basa basa, yarışmacıların 35.000 aday arasından seçildiğini söyledi ama 35.000 kişi başvurup yine aynı insanlar eve giriyorsa seyirci de şüphelenmekte haklıdır. Yapımcı firma (Endemol Shine) bu konuda açıklama yapacaktır mutlaka…

Bu evin içindeki insanlar aramızda yaşıyor mu?

Hayır, ilk BBG’yi izlerken ülke insanı hakkında fikirler yürütmek mümkündü. Bir sosyoloğun zevkle izleyip notlar alacağı programdı ancak BBT’ye seçilen yarışmacıların hepsi de, giyim-kuşamları ve davranışlarıyla bir karakter kurgusu yaratılmak üzere seçilmiş gibi görünüyor. Özellikle kadın yarışmacılar seyirciden nefret reytingi toplamak için seçilmiş gibi…

Ekranda gördüğümüz insanların gerçekliğine inanmak zor. İlk bölüm tepkileri de yapaydı. Kendi PR’larını yapmaya ilk saniyeden başladılar ve nedense içlerinden birinin yarışmacı değil de manipülatör olduğuna dair kuvvetli bir hissim var.

Fanus cezası insanlık onuruna aykırı mı?

Kesinlikle evet, bir şans oyunun neticesinde Onur adlı yarışmacı bir fanusta 6 saat geçirmekle cezalandırıldı. Ceza deyince benim aklıma, temizlik yapar-bulaşık yıkar- bahçe süpürür gibi bir şeyler gelmişti ama bu kadarı fazla! Ne yani; pamuk tarlasında çalışan isyankâr bir köle mi bu çocuk ki bir fanusun içine 6 saat boyunca tıkıyorsun.

Diğer ülke BB’lerinde ne oluyor bilmiyorum ama Türk seyircisi bunları sevmez. Bu ceza sisteminin acilen değişmesi lazım, tepki de en çok buradan gelir.

BBT, STAR TV’den ve iki kanal üzerinden Youtube’dan yayınlanacak. Big Brother, insanların sevgilisiyle çıplak duş aldığı, yorgan altında seviştiği bir yarışma, o yüzden popüler oldu zaten ama 2015 yılı Türk TV standartları malumunuz; bizimkiler sevişemedikleri için bol bol savaşacaklar.

Okan Bayülgen, dün geceki Dada’da “TV’de şiddet serbest ama cinsellik yasak, keşke öyle olmasa, savaşmayalım sevişelim” dedi. Bence de öyle ama cinsellik bizde büyük tabu…

Evet, orada bir havuz var ama BBT’de açık bir cinsellik yaşanmayacağından emin olabilirsiniz. O yüzden, kavga gürültü seviyorsanız buyurun.

MURAT TOLGA ŞEN

kaynak: medyaradar.com