Sözcü Gazetesi'ndeki yazısı merakla beklenen Yılmaz Özdil ilk yazısında Kobani olaylarını yazdı ve yazısına şöyle başladı:

“Alavere dalavere Kürt Memet nöbete” diye bi deyim vardı. Bütün yükün, bütün sorumluluğun, hileli şekilde, sahipsiz insanın üstüne yıkılması manasına gelirdi.


Özdil yazısının devamında çok önemli bir tespiti paylaşıyor ve şöyle diyor:

Artık böyle bi deyim yok.
Tedavülden kalktı.
Çünkü artık, bu memlekette Kürtler sahipsiz değildir, Türkler sahipsizdir.
O nedenle, alavere dalavere “Türk Memet” nöbete yapmak istiyorlar.


2 milyon Suriyeli'nin Türkiye'ye geldiğini ve ekmek elden su gölden yaşadığını söyleyen Özdil yazısına şöyle devam ediyor:

Bunlar oturacak”¦
Yedireceğiz, içireceğiz, ceplerine para koyacağız, hastanelerde bedava bakacağız, oturma izni vereceğiz, çalışma izni vereceğiz, canları isterse İzmir'de dükkan açacaklar, canları isterse İstanbul'da şirket kuracaklar, çalışmak istemezlerse trafik ışıklarında dilenecekler, para vermeyenin camını yumruklayacaklar, padişahımız efendimiz 4.5 milyar dolar harcadık diyecek, sadrazam Malezyalı Ahmet 3.5 milyar dolar harcadık diyecek, kaç para harcadığımızı bile bilmeyeceğiz”¦ Bunlar, ekmek elden su gölden, yan gelip yatacak, “Türk Memet” bunların vatanını kurtarmak için, bunların yerine nöbete gidecek öyle mi?


Özdil yazısını Hürriyet'teki yayınlanmayan yazısına nazire yaparak bitiriyor. Yılmaz şöyle diyor yazısının sonunda:

Başbakan olsun demiştim, beğenmemişlerdi, belki bu önerimi beğenirler”¦
Bilal gitsin Suriye'ye.