Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır'a, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’yi ziyaretinde Bursalı ustaların yaptığı kılıç hediye edildi. Kılıçla gazetecilere poz veren Bakan Bozkır, "'Bu palayı elimize alırsak Avrupa Birliği’ne daha kolay gireriz' gibi bir kanaat oluştu bende.” demesi gülüşmelere neden oldu. Ziyarette, Başkan Altepe'nin AB projelerinden Bursa'ya yeterince pay verilmediği yönündeki eleştirilerine de Bozkır, “Verdireceğiz işte, onun için geldik. Şimdi burada kahvemizi içeceğiz, sabah valimizde çay içtik, öğlen de döneri yiyeceğiz, Bursa’ya da proje nasıl gelecek onu görüşeceğiz, inşallah getireceğiz.” dedi.

Bakan Bozkır, Bursa gezisi kapsamında önce Vali Münir Karaloğlu’nu ardından da Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’yi ziyaret etti. Ziyarette, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile Bakan Bozkır arasında ilginç bir diyalog yaşandı.

“KAHVE İÇİP DÖNER YİYECEĞİZ, SONRA PROJELERİ GETİRECEĞİZ”

Altepe, Bakan Bozkır’a, proje hazırladıkları halde Bursa’ya AB projelerinden yeterince pay alamamaktan şikayet etti. Bakan Bozkır’ın, Gaziantep’te hazırlanan ‘Türkiye Arkeoloji Enstitüsü Projesi ile 10 milyon Euro katkı sağlandığını söylemesi üzerine araya giren Altepe, “Bize vermiyorlar işte, Bursa’ya vermiyorlar, o projelerin hepsi bizde var” dedi. Bunun üzerine Bakan Bozkır, “Verdireceğiz işte, onun için geldik. Şimdi burada kahvemizi içeceğiz, sabah valimizde çay içtik, öğlen de döneri yiyeceğiz, Bursa’ya da proje nasıl gelecek onu görüşeceğiz, inşallah getireceğiz.” ifadelerini kullandı.

“PALAYI ELİMİZE ALIRSAK AB’YE DAHA KOLAY GİRERİZ”, “YA SOKARLAR YA SOKARLAR”

Recep Altepe’e ziyaretin sonunda Bakan Bozkır’a kılıç hediye etti. Kılıç’la gazetecilere poz veren Bakan Bozkır’ın, “Bu palayı elimize alırsak Avrupa Birliği’ne daha kolay gireriz gibi bir kanaat oluştu bende.” demesi gülüşmelere neden oldu. Altepe de, “Ya sokarlar, ya sokarlar” diyerek Bakanın sözlerini destekledi.

Bakan Bozkır, daha sonra Ulucami ve Kozahan’ı gezerek vatandaşlarla sohbet etti, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bozkır, Papa’nın Ermeni soykırımı iddiaları ile ilgili açıklamaları ve ABD Başkanı Obama’nın 24 Nisan’da yapacağı konuşmada ‘soykırım’ kelimesini kullanıp kullanmayacağı ile ilgili, “1915 olaylarının 100. Yıl dönümü. Bu vesile ile gerçekten Türkiye’yi bir tarihi suçlamaya maruz bırakmak üzere çok çaba sarf edildi. Ancak bugüne kadar meydana gelen gelişmelere göre Türkiye’nin hiçbir şekilde zarar göreceği bir noktaya getirilemedi. İnşallah 24 Nisan geride kaldıktan sonra biz yeni bir 100 yıl bu kelime ile mücadele ile geçirme arzusunda değiliz. Türkiye tarihinde utanacağı hiçbir nokta olmamıştır. Osmanlı arşivleri açıktır. Herkesin incelemesine imkan sağlayacak şekilde.” diye konuştu.

“PAPA’NIN AÇIKLAMASINI DÜZELTECEĞİNİ ÜMİT EDİYORUM”

Papa’nın açıklamalarını değerlendiren Bozkır, şöyle konuştu: “Ben Papa’nın bu açıklamasını ilerde tekrar okuduktan sonra düzelteceğini ümit ediyorum. Manevi güzellikler geliştirmek, dini inançlar üzerinde çalışmak ve insanlığı barışa, huzura sevk etmek amacı taşıyan Papa’nın siyasi konulara hiç girmemesi gerekirdi. Özellikle de tarihi gerçekleri saptıracak bir açıklamayı hiç yapmaması daha doğru olurdu. Ben bunun düzeltileceği inancımı muhafaza ediyorum. AB parlamentosu kararının Türkiye bakımından hiçbir bağlayıcılığı, hiçbir geçerliliği yoktur. AB, 100 kadar partinin temsil edildiği çok renkli bir yapıdır. Orada hiçbir fikrin gerçeklerle buluşmasını tehlikeye atacak bir mekanizma vardır. Daha önce 1987 yılında AB parlamentosundan böyle bir karar çıktığında konu AB Adalet Divanı’na götürülmüştür ve adalet divanı siyasi bir kararın hukuki olmayacağı şeklinde 2003 yılında bir karar vermiştir. Dolayısıyla AB parlamentosundan ne kadar karar çıkarsa çıksın AB Adalet Divanı gereğince hiçbir hukuki bağlayıcılığı olmayacaktır.”

“TÜRKİYE – ABD İLİŞKİLERİNİ ZEDELEYECEK BİR DAVRANIŞ OLURDU”

ABD Başkanının 24 Nisan'da mutat konuşmasını yapacağını hatırlatan Bozkır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben bu konuşma sırasında daha önce kullandığı ifadelerde bir değişiklik yapacağına inanmadığımı daha önce dile getirmiştim. ABD dünyanın süper gücüdür. Sadece ABD iç sorunları ile ilgilenmesi mümkün olmayan bir yapıdadır. Türkiye’de ABD’nin bir model ortağıdır. Ve gerçekten dünyada bu kadar büyük sorunlar varken, bölgemizde alevler etrafı sarmışken, Türkiye gibi 12 yıldır ekonomik ve siyasi istikrar içinde olan bir ülkeyi, bu kadar önemli bir uluslar arası aktörü rencide edebilecek bir kelimeyi ABD başkanının kullanmayacağını tahmin ediyorum. Bu 2 günlük süre içinde bir değişiklik olmamasını bekliyorum. Ama eğer bir yanlışlık olsaydı ve bu kelime kullanılsaydı, o zaman gerçekten bundan sonra bölgemizde bütün dünya barışını tehdit edecek, Türkiye – ABD ilişkilerini zedeleyecek bir davranış olurdu. Ama ABD’nin bu yola tevessül etmediğini görmekten de mutluluk duyuyorum.”

“TÜRKİYE’NİN KİMSEYE VERECEK BİR KARIŞ TOPRAĞI YOKTUR”

“Bin yıl geriye giden bir tarihimizi sadece 1915 olaylarına kilitlemek ve bunun üzerinden tarihi yargılamak doğru olmayacaktır” diyen Bozkır, sözlerini şöyle tamamladı: “O yılların 1870 ile 1920 yıllarını kapsayacak şekilde bir değerlendirmeye tabi tutulması daha doğru olacaktır. Bazı acılar yaşanmıştır. Biz bu acılara şahitlik etmiş bir devletiz. Bu acıların anılmasını yadırgamıyoruz. Türkiye olarak bu acıları paylaşıyoruz. Ama bunu ‘soykırım’ kelimesine hapsetmek bir anlamda tarihi yanlış bir yöne sevk etmek olacaktır. Türkiye gerçekten, Ermenistan’ın haritada yerini gösteremeyecek kişilerle ve gerçekten bu tarihi ilişkiyi yaşamamış ülkeler ve kişilerle bu olayın değerlendirilmesine karşıdır. Üçüncü ülkeler aradan çekilmelidir. Biz bin yıllık geçmişe sahip Ermeni kökenli vatandaşlarımızla bu ilişkilimizi sürdürmek istiyoruz. Ermenistan Cumhuriyeti de inşallah Ermeni diasporasının kendisine mahkum kıldığı bu tablodan bir an önce kurtulmalıdır. Ve Türkiye’nin uzattığı dostluk elini kabul edip sıkmalıdır. Bu şekilde Ermenistan fakru zaruret içinde, Türkiye’nin imkanlarından mahrum bir ülke olmaktan da kurtulacaktır. Ama öncelikle Türkiye’den toprak talebi ifade eden Ermenistan’ın bağımsızlık bildirgesini gözden geçirmelidir. Türkiye’nin kimseye verecek bir karış toprağı yoktur. Ülkelerin kendi bağımsızlık bildirgelerine yahut da niyet beyanlarına Türkiye’den toprak koyması gerçekten uzlaşılamaz bir nokta ifade eder. Biz bu şekilde uzattığımız dostluk elini, bütün komşularımızın sıkmasını arzu ediyoruz.”