Avrupa Birliği (AB) Bakanı Volkan Bozkır, Meclis'te görüşülen İç Güvenlik Kanun Tasarısı'nı değerlendirdi. Bozkır, “Tabii ki Meclis'te görüşmelerde tartışılacaktır. Bütün bilgilendirmenin yapılması lazım. Herkesin içine içine sinmesi lazım. Sanıyorum gerekli bilgilendirmeler yapıldığında bu sıkıntılar da ortadan kalkacaktır.” dedi. CHP ve HDP’li milletvekillerinin AKP’li vekiller tarafından saldırıya uğrayarak yaralanmasının bu kanunla alakası olmadığını belirten Bozkır, Özgecan Aslan’ın vahşice katledilmesi hakkında yaptığı, “Benim kızımın başına böyle bir olay gelseydi, ben elime silah alır, cezasını kendim verirdim.” açıklamasına sert tepki gösteren AKP Milletvekili Hayati Yazıcı’nın, “hukuk fukaralığı” eleştirisini ise, “Hayati Bey’in kendi takdiridir. Ona cevap vermeyi uygun görmüyorum.” şeklinde cevapladı.

Bakan Bozkır, çeşitli inceleme ve temaslarda bulunmak üzere İzmir’e geldi. İlk olarak İzmir Valiliği’ni ziyaret etti. Valilik özel defterini imzalayan Bozkır, Meclis'te görüşülmeye başlanan İç Güvenlik Kanun Tasarısı ile ilgili açıklamalarda bulundu. CHP ve HDP’li milletvekillerinin AKP’li vekiller tarafından saldırıya uğrayarak yaralandığının hatırlatılması üzerine, “Meclis'te maalesef gergin bir ortam oldu ama İç Güvenlik Yasası müzakereleri daha henüz başlamadı, dolayısıyla ona bağlamak doğru değil. İç Güvenlik Yasası, uzun zamandır Türkiye’nin gündeminde. Bakanlar Kurulu’nda da geçtiğimiz yılın sonlarında görüşüldü. Çok uzun saatler alan görüşme yapıldı ve her maddesi üzerinde, her kelimesi üzerinde uzun uzun tartışıldı. AB Bakanlığı olarak da İç Güvenlik Yasası'yla ilgili olarak hem AB müktesebatını hem AB üye ülke uygulamalarını hem batı ülke uygulamalarını gayet titizlikle inceledik. Bu yasa, mevcut haliyle bu ülke uygulamalarına veya müktesebata aykırı hiçbir tarafı olmayacak şekilde hazırlandı. AB Bakanlığı olarak, bu yasayla ilgili içimizde hiçbir ukde yok.” dedi.

Söz konusu kanunun dört önemli noktası olduğunu belirten Bakan Volkan Bozkır, bunlardan birinin Jandarma Teşkilatı'nın sivil yönetime daha fazla bağlanması olduğunu vurguladı: “Bu gerçekten Türkiye’nin, belki de sivil-asker dengelerinde atılmış en önemli adımlarından biri olacak. İkinci husus, molotof kokteyliyle ilgili. Molotof kokteyli, dünyanın hemen hemen tüm medeni ülkelerinde artık silah olarak nitelendiriliyor. Bu yasayla birlikte molotof kokteylinin insanlara zarar verici ölçüde kullanılması, gösteri yapmak isteyen, barışçı gösteri yapmak isteyen, fikirlerini gösteride açıklamak isteyen insanlarımızı taciz etmeleri, bu gösterinin niteliğini değiştirme amacına yönelik bazı kişilerin bu imkandan yararlanmamasını sağlayacağız.” dedi. Üçüncü hususun arama bakımından getirildiğini aktaran Bozkır, “Özellikle uyuşturucuyla mücadelede, okulların etrafında gençlerimizi zehirleyen bonzai, uyuşturucu satan, bu işin simsarları var ve ihbar olmasına rağmen ve bu kişinin gençlerimize bunu sattığı bilinmesine rağmen üstü aranamıyor. Onun için arama emri gelinceye kadar da kişi ortadan kayboluyor. Bu konuda bütün medeni ülkelerde mevcut olan sistemde, mülki amirin yetkili kılacağı kişilerden emniyet görevlileri bu arama emrini verebilecek ve herkes bu hakka sahip değil. Üzeri aranan kişiyle ilgili takibat yapılacak.” diye konuştu.

VALİ VE KAYMAKAMLARA GÖZALTI YETKİSİ

Gözaltı bakımından da aynı uygulamanın geldiğini ifade eden Bakan Bozkır, “Aşağı yukarı bütün Avrupa ülkelerinde, 24 ile 72 saat arası gözaltına alma hakkı vardır. Türkiye’de 24 saat. Burada da suçüstü olması lazım, cinsel saldırı olması lazım, küçüklere yönelik bir tecavüz şüphesi olması lazım veya devletin, insanların, toplumun güvenliğini tehdit edecek bir durum olması lazım. Bu İspanya’da 72 saattir, İngiltere, Almanya’da 24 ile 48 saattir. Burada da 24 saat akabinde hakimin kararını verecek şekilde bu gözaltına alınır diye tanzim ediliyor.” dedi.

'İNSANLARIN VALİYE GÜVENMESİ LAZIM'

Bakan Bozkır, gözaltı kararı konusunda vali ve kaymakamlara savcı ve hakim yetkisi verilmesi konusunda ise şunları söyledi: “Valiye devletin, insanların bir yere güvenmesi lazım. Aksi takdirde anarşiden bahsedersiniz. Devletin valileri, devlet adına göre yaparlar. Vali, arabasında Türk bayrağını taşıma hakkına sahip kişilerdir. Devletin bir anlamda temsilcisidir, itibarını, güvenliğini sağlayan kişilerdir. Valiye bu görevi vermekte bir sakınca yoktur. Onun dışında gözaltı süreleriyle ilgili ifadeler var. Avrupa’daki tüm uygulamaların en makul süresi alınmaktadır. Tabii ki Meclis'te görüşmelerde tartışılacaktır. Bütün bilgilendirmenin yapılması lazım. Herkesin içine sinmesi lazım. Sanıyorum gerekli bilgilendirmeler yapıldığında bu sıkıntılar da ortadan kalkacaktır.” dedi. Bozkır, Meclis'te milletvekillerine saldırıyla ilgili olarak da, “Meclis'te, tabiatıyla Meclis kavga yeri değil. Böyle tartışma ortamının, milletvekillerimizin birbirine şiddet kullanarak dönüşmemesini ben şahsen tercih ediyorum ama olmuştur. İnşallah tekrar etmez.” dedi.