Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, " 'Merhum Menderes asılırken MHP neredeydi' diyen Davutoğlu bir kez daha mayına basmış, ters köşeye yatmıştır. Bilecik'ten Davutoğlu'na çağrıda bulunuyorum: Eğer 28 Şubat sürecinde MHP'nin iktidarda olduğunu ispat etmezsen namertsin. Eğer 28 Şubat'ta MHP'nin sorumluluk üstlendiğini hemen, çok acil somut delilleriyle ortaya çıkaramazsan siyasi şeref yoksun olmaktan kurtulamayacaksın. Davutoğlu haberin olsun, yine çuvalladın, yine yaş tahtaya bastın. Cahil misin müfteri mi? Çamur musun münafık mı? Sayın Davutoğlu sen kimsin? Bu desteksiz atışları, bu yalan dolanı sana kimler öğretti?" dedi.

Bahçeli, Bilecik’te halka hitap etti.

"ERDOĞAN AKP'Yİ HÜCRELERİNE KADAR ELİNDE TUTMAKTADIR"

Türkiye'nin kötürüm bir iktidarın elinde olduğunu belirten Bahçeli, "Başbakan vesayet altında, bakanları uzaktan kumandalıdır. Bugün ülkemizde her şey birbirine karışmıştır. Doğru ile yanlış yer değiştirmiştir. Davutoğlu tezvirat ve dedikoduyla siyaset yapılacağını zannetmektedir. AKP'nin vizyonu yoktur. Heyecanı yoktur. Geleceği yoktur. Adaleti yoktur. Ahlakı yoktur. İzanı yoktur. Kökü ve kimliği yoktur. Milli ve manevi değerleri sıfırı tüketmiştir. AKP yok hükmündedir. AKP lafta iktidardır, gerçekte ise iktidarsızlığın pençesindedir. Tek adamlık planları yapan Erdoğan AKP'yi hücrelerine kadar elinde tutmaktadır. Erdoğan AKP'nin fiili eşgenel başkanı olarak paralel ve korsan mitinglerle yasa ve Anayasa'yı açıktan çiğnemektedir. Hukuk devre dışıdır. Tarafsızlık saha dışındadır. Şeref ve namus üstüne edilen yeminler gündem dışıdır. Devlet terbiyesi, devlet umuru kenardadır. 'Alışılmış Cumhurbaşkanı olmayacağım' diyen Erdoğan, yıkım ve parçalanmanın alıştırmalarını alışık olduğu yöntemlerle icra ve ifa etmektedir. Maksadı başkanlık sistemine geçebilmek için AKP'ye oy toplamaktır. Amacı PKK ve HDP'yle yeni Anayasa yazmak, yeni Türkiye isimli yıkımın temellerini kazmaktır." şeklinde konuştu.

"AKP YOLSUZLUĞA DEVAM ETMEKTEDİR"

Bilecik'lilerirn işsiz ve gelirsiz olduğunu kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti: "Fakat haramzadeler Ankara'ya 1 milyar 370 milyon lira değerinde bin yüz elli odalı kaçak ve karanlık saray yaptırmıştır.
Bilecik, 'çiftçinin hali ne olacak, hayat pahalılığı ne zaman bitecek' merakındadır; 17-25 Aralıkçılar hazineyi hortumlamakla meşguldür. Bilecik yoksulluktan şikâyetçiyken, AKP yolsuzluğa devam demektedir.
Bilecik yasaklardan mustaripken, AKP yozlaşmaya devam kararındadır. Bilecik borçtan yakınmaktadır, AKP, 'onlar konuşur biz yaparız' utanmazlığını sürdürmektedir. Bilecik'te emekli, esnaf, işçi, memur, işadamı mağdurdur; AKP ikinci atılım dönemi yalanı ve riyakarlığıyla oyalanmakta, mağrur pozlar vermektedir. 'Asgari ücretli 949 lirayla karın doyar mı' diye sormaktadır, Erdoğan ve Davutoğlu ise 'asgari ücreti yok mu arttıran' diye bağırmakta, bizim teklifimizi alaya almaktadır. İşsizler iş kaygısındadır, Erdoğan ise 'İş beğendiremiyoruz, Vietnam'dan şoför getiriyoruz' mazeretine sığınmaktadır. Hükümet Bilecik'e tepeden bakmaktadır."

Davutoğlu'nun ise şaşkın, şuursuz, ufuksuz, yönsüz ve dengesiz olduğunu ileri süren Bahçeli, "Bildiğiniz gibi bu saray hafiyesi, bu saray tebaası 15 Mayıs'ta buraya gelmiştir. Ve Bilecik'e Süleyman Şah'tan selam getirdiğini söylemiştir. Sayın Davutoğlu bu neyin selamıdır? Süleyman Şah Türbesini bırakıp kaçmanın mı selamıdır? Saygı Karakolu'nu bombalamanın mı selamıdır? Vatan topraklarını peşkeş çekmenin mi selamıdır? Bu selam neyin nesidir? Süleyman Şah'ın bedduasını alanların, selam getirmesi kara mizahtır. Davutoğlu 25 Ocak 2015 günü, Diyarbakır'da Kobani'yi selamlıyor, Kobanililerin alnından öpüyor, Kobani'yi tarihi emanet olarak görüyordu. Kürtçe'yi Türkçe kadar öğrenmekten bahsediyordu. 'Serok Ahmet' olmakla övünüyordu. Şimdi bu Davutoğlu Süleyman Şah'tan selam getiriyor. Ancak geçmişte Kandil'i selamlarken aklına Süleyman Şah gelmiyordu. Aziz ecdadımızın kemiklerini sandıklara koyup evden eve nakliye araçlarına koyarken Ertuğrul Gazi'nin muhterem babasına hürmet etmiyordu. Davutoğlu tükenmiş, dağılmış, sarayda omurga kaybı yaşamış bir siyasetçi olarak tarihe şimdiden geçmiştir. Şeyh Edebali'nin huzuruna çıkıp, siyaseti bu aziz büyüğümüzün ahlakıyla yapacağını kendi kendine mırıldanması ise baştan ayağa yalan ve ucuz istismardır. Davutoğlu AKP'deki düşüşü gördükçe şoka girmekte, siyasi felç geçirmektedir. Zira 7 Haziran akşamı defteri dürülecektir. Ve bu nedenle iftiraları sıralamaktadır." diye konuştu.

"DAVUTOGLU ÇUVALLADIN, YAŞ TAHTAYA BASTIN, CAHİL MİSİN MÜFTERİ Mİ, ÇAMUR MUSUN MÜNAFIK MI?"

Davutoğlu'nun Dün Yozgat'ta, 28 Şubat döneminde başörtüsü yasağının geldiğini ifade ettiğini, zulmün diz boyu olduğunu söylediğini, iktidarda da MHP'nin bulunduğunu hayasızca ifade ettiğini hatırlatan Bahçeli, " 'Merhum Menderes asılırken MHP neredeydi' diyen Davutoğlu bir kez daha mayına basmış, ters köşeye yatmıştır. Bilecik'ten Davutoğlu'na çağrıda bulunuyorum: Eğer 28 Şubat sürecinde MHP'nin iktidarda olduğunu ispat etmezsen namertsin. Eğer 28 Şubat'ta MHP'nin sorumluluk üstlendiğini hemen, çok acil somut delilleriyle ortaya çıkaramazsan siyasi şeref yoksun olmaktan kurtulamayacaksın. Davutoğlu haberin olsun, yine çuvalladın, yine yaş tahtaya bastın. Cahil misin müfteri mi? Çamur musun münafık mı? Sayın Davutoğlu sen kimsin? Bu desteksiz atışları, bu yalan dolanı sana kimler öğretti? Milliyetçi Hareket'i 28 Şubat'ta iktidarda göstermek en hafif tabirle Türk milletine küfür, maneviyata saplanan zehirli hançerdir. 12 Eylül'ün gölgesinde palazlanan, darbelerin yan ürünü olan Davutoğlu ve zihniyeti değil midir? 28 Şubat'ın beşiğinde sallanan, kundağında pışpışlanan Davutoğlu ve zihniyeti değil midir? Yalancı bir şahıstan Başbakan olur mu? Paralel dediklerinin elinden tutup devlete yerleştiren, sonra da dönüp 'darbe yapıyorlar, inlerine gireceğiz' diyen çürümüş bir anlayıştan bu ülkeye, bu millete hayır gelir mi? Davutoğlu bilesin ki iki yanlıştan bir doğru çıkmaz. Ne var ki dört rüşvetçiden Yüce Divan çıkar ve adaletin şamarı kafanıza iner, çok yakında da arka arkaya inecektir." İfadelerini kullandı.

Konuşmasının ardından Bahçeli, alanda bulunanlara karanfil attı.