Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara saldırısında yaşanan zafiyetlere işaret ederek, Emniyet ve İstihbarat teşkilatlarında yaşanan tasfiyelerin de zafiyette payı olduğunu söyledi.

Partisinin Ankara mitinginde konuşan Devlet Bahçeli, "Paralel operasyonuyla dengesi bozulan emniyet, saraya özel hizmet sunan istihbarat teşkilatı neyle meşguldür?" diye sordu.

"TERÖRİSTE GELİNCE HUKUK DEVLETİ, MİLLETE GELİNCE HÜLLE ADALETİ UYGULAYAN BAŞBAKAN VE HÜKÜMETİNE NASIL GÜVENECEĞİZ?"

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştiren Bahçeli, "Davutoğlu teröristleri kollarcasına ‘Eylem yapmadan harekete geçemeyiz’ diyerek Başbakanlık'a layık olmadığını, üstlendiği yetkiyi kötüye kullandığını göstermiştir. Canlı bombalar hedeflerini imha için etrafta gezerken, Başbakan sabırla eylem yapmalarını beklemektedir. Böyle bir devlet idaresi nerede görülmüştür? Düşmana buyur eden, ikramda bulunan bir hükümete dünyanın neresinde rastlanmıştır? Teröriste gelince hukuk devleti, millete gelince hülle adaleti uygulayan bir Başbakan ve hükümetine nasıl güveneceğiz, nasıl inanacağız? Madem hukuk devletiyiz, o zaman hırsızlar, rüşvetçiler, komisyoncular, yüzdeciler, kasacılar, kutucular, villacılar, arazi yağmacıları, haksız servet edinen soygun çeteleri niçin dışarıdadır?" diye sordu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara mitinginde Başkent ve çevre illerden gelen partililere seslendi. Tandoğan meydanında gerçekleştirilen mitingde Bahçeli’nin hedefinde yine Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vardı.

"AKP’NİN SOYSUZ POLİTİKALARI"

Bahçeli, konuşmasında AK Parti iktidarını hedef aldı: “Türkiye çıkmazdadır. Türkiye sorun ve sıkıntı yumağıdır. Ve her değerimiz, her mirasımız, her kutsalımız AKP saldırısına maruz kalmıştır. AKP’nin soysuz politikaları yüzünden; Milli güvenlik duvarlarımız yıkılmıştır. Milli his ve hassasiyetlerimiz aşındırılmıştır. Milli kimlik ve geleceğimiz rehin alınmıştır. Tehlike büyüktür.”

"SARAYDA MUHTARLARLA TOPLANTILARDA YALAN VE ALDATMA KOMPOZİSYONU YAZAN ERDOĞAN"

“Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşanmıştır.” diyerek 10 Ekim’de Ankara’da düzenlenen saldırıya değinen Bahçeli, şöyle devam etti: “Bu sıradan bir hadise değildir. Canlı bombalar hükümetin acziyetinden, güvenlik ve istihbarat zafiyetinden azami ölçüde yararlanmışlardır. Terör örgütleri AKP’nin kötürüm ve körlüğünü fırsat bilmişlerdir. İntihar bombacıları Suriye’den Ankara’ya kadar rahatlıkla geliyor, Başkent'te saldırılarını icra edebiliyorsa, ortada hükümetin ağır bir kusuru ve ihmali var demektir. Gaziantep’te çarıkçılığa özenen, Şanlıurfa’da dama oynayan, Gazali ve Hegel’le rüyalarda buluşan Davutoğlu ne iş yapmaktadır? Sarayda muhtarlarla düzenlediği toplantılarda yalan ve aldatma kompozisyonu yazan Erdoğan, daha ne kadar sorumluluktan kaçacaktır? Paralel operasyonuyla dengesi bozulan emniyet, saraya özel hizmet sunan istihbarat teşkilatı neyle meşguldür? Böylesi rezil bir yönetim tarihimizin hiçbir döneminde vasat bulmamıştır. Böylesi düşkün ve korkak bir iktidar ne duyulmuş, ne de görülmüştür. Türkiye teröristlerin cirit attığı, bekamıza, beraberliğimize, birlik hukukumuza meydan okuduğu üçüncü sınıf bir Ortadoğu ülkesi haline gerilemiştir. Suçlu, Başbakanlığı kağıt üstünde kalan Ahmet Davutoğlu’dur. Suçlu 17-25 Aralık’tan yakayı kurtarmak için devlet hayatını tarumar eden, bu da yetmezmiş gibi teröristlere kol kanat geren Recep Tayyip Erdoğan’dır.”

"MADEM HUKUK DEVLETİYİZ, O ZAMAN HIRSIZLAR, RÜŞVETÇİLER NİÇİN DIŞARIDADIR?"

Canlı bombaların kimliğinin bilindiğine işaret eden Bahçeli, “Katillerin listesi de tutulmuştur. Davutoğlu’nun açıklamaları bu yöndedir. Fakat birden hukuk devleti olduğumuzu hatırlayan Davutoğlu, teröristleri kollarcasına ‘Eylem yapmadan harekete geçemeyiz’ diyerek Başbakanlık'a layık olmadığını, üstlendiği yetkiyi kötüye kullandığını göstermiştir. Canlı bombalar hedeflerini imha için etrafta gezerken, Başbakan sabırla eylem yapmalarını beklemektedir. Böyle bir devlet idaresi nerede görülmüştür? Düşmana buyur eden, ikramda bulunan bir hükümete dünyanın neresinde rastlanmıştır? Teröriste gelince hukuk devleti, millete gelince hülle adaleti uygulayan bir Başbakan ve hükümetine nasıl güveneceğiz, nasıl inanacağız? Madem hukuk devletiyiz, o zaman hırsızlar, rüşvetçiler, komisyoncular, yüzdeciler, kasacılar, kutucular, villacılar, arazi yağmacıları, haksız servet edinen soygun çeteleri niçin dışarıdadır? Madem hukuk devletiyiz, o halde kanun kaçakları, altın kaçakçıları, kollarında yüz binlerce liralık rüşvet saat takan ahlaksızlar, Kur’anla alay eden namertler ne hakla koruma altındadır? Hukuk devleti idiysek, polisleri kovalayan, yandaşlık tasmasını reddetmiş hâkim ve savcılara zulmeden adalet katliamcıları nasıl özgürce dolaşmaktadır? Davutoğlu sanal hukuk hatırlatmasıyla vakit geçirirken daha kaç insanımızın ölmesi, hangi saldırıların vuku bulması lazımdır? Bunların hukuk diye bir meselesi yoktur. Şu anda hakim olan Habur, Kandil, İmralı, Oslo hukukudur. Anayasa’yı çiğneyen, yasalara başkaldıran, zulmü alkışlayan, zalimlere kul-köle olan AKP’yle Türk milletinin işi ve geleceği olamaz, olmamalıdır.” sözlerini kaydetti.