Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefetin seçim güvenliğine dair getirdiği endişelere cevap vererek, “Seçim Türkiye’de vaktinde uluslararası standartlarda objektif hukuk kuralları içinde gerçekleşecektir. Bundan kimsenin tereddüdü olmasın.” dedi.

Davutoğlu, seçim güvenliği için yasa çıkarma teklifinde bulunduğu ancak kabul etmeyen CHP ve MHP’yi de seçim güvenliğinden sorumlu tuttu. Başbakan, “Meclis’te dün ortaya çıkan tabloyla tekrar ülkeyi bloklaştırmaya, kutuplaştırmaya sevk edenler seçim güvenliğine en fazla tehdidi yapanlardır.” diye konuştu.

B-20 Konferansı’nda yaptığı konuşmadan sonra basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, konuşmasını özetledikten sonra gazetecilerin sorularını cevapladı. Davutoğlu’na seçim güvenliği ile ilgili çalışmalar ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ortamın seçim için güvenli olmadığına dair açıklaması soruldu.

Başbakan, “Türkiye daha önce daha zor şartlarda seçim gerçekleştirmiştir. 90’lı yıllarda yapılan hiçbir seçim daha iyi şartlarda yapılmadı. Hatta 2011 yılında da benzer saldırılara muhatap olduğumuzu herkes bilir. Terör Türkiye’yi hiçbir zaman bütünüyle rahat ve huzur içinde seçim yapmak imkanı vermeyecek şekilde tehdit altında tuttu. Türkiye, demokratik bir hukuk devleti olarak hem terörle mücadele edecek, hem de demokratik hukuk kuralları içinde seçim gerçekleştirebilecek güce sahiptir. Evet şu anda bir seçim hükümeti dolayısıyla AK Parti tek parti hükümeti anlamında bir hükümet yok. Ama bilinsin ki seçim güvenliği ile sorumlu olan bir hükümet var.” dedi.

"SEÇİM GÜVENLİĞİ ÜZERİNDE TİTİZLİKLE ÇALIŞACAĞIZ"

İlk Bakanlar Kurulu toplantısında bütün bakanlara da bunu söylediğini belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir; bu bir anayasal sorumluluk hükümetidir. Hepimiz anayasal görev yapıyoruz. Burada parti kimlikleri değil anayasal sorumluluk üslenen kimliklerle buradayız. İki; bu ülkeyi seçime götürecek bir hükümettir. Dolayısı ile suhuletle seçimin gerçekleşmesinin şartlarını sağlamak durumundayız. Üç; bu bütün Türkiye’yi temsil eden bir hükümettir. Her rengi her yaklaşımı. Dört; bu bir icraat hükümetidir. Hiçbir şey bizi kısa dönem düşünmek sorunda bırakmaz. Ülkenin sorunlarıyla yapılması gereken işlerle ilgili yapılması gerekeni yaparız. Dün takip ettiğiniz gibi mısır ile ilgili alım fiyatlarını ilan ettik. Seçim güvenliği de bu anlamda bizim üzerinde titizlikle çalışacağımız bir husustur. Kimse tereddüt etmesin.”

Terörle mücadele etmeye de kararlı olduklarını belirten Davutoğlu, “Seçimi de en güvenli şartlarda gerçekleştirmeye kararlıyız. Eğer Meclis’ten bir hükümet çıkabilmiş olsaydı ya da CHP ile MHP ile bir seçim hükümeti bağlamında bizimle işbirliği yapmış olsaydı seçim güvenliğini teminat altına almak için Meclis’i birlikte çalıştırıp bazı yasal düzenlemeler yapma imkanı da bulacaktık. Ne gibi? Taşımalı oy ile. Yani herkesin Türkiye’nin her yerinde veya belli gösterilen yerlerde oy verebilmesine imkan sağlayan bir düzenleme yapabilirdik. Seçim güvenliğini en fazla etkileyen husus belli köylerde az nüfuslu yerlerde terör örgütünün baskıyla gidip bu sandıkta yüzde yüz şu partiye oy vereceksiniz diye baskı yapması gibi. YSK’ya bu konuda başvurduk yasal çerçevede başka yerlerde oy kullanmanın mümkün olmadığını belirtti YSK. Ben Sayın Bahçeli’ye de Sayın Kılıçdaroğlu’na da yaptığımız görüşmelerde gelin birlikte bunu düzenleyelim Meclis’te işbirliği yapalım bir yasa çıkaralım seçim güvenliği uygun şartlarda olsun dedim ama maalesef bu mümkün olmadı. Dün de Mecliste gördüğünüz tablo bu üç partinin negatif yıkıcı bir muhalefet yapmak gerektiğinde nasıl bir araya geldiğini açık bir şekilde gösteriyor. Ülkede hükümet anayasal zorunluluk olarak hükümet göreve başlamış bu hükümetin bağımsız bakanlarının yemin etmesini engelleyerek bir siyasal kriz çıkarmaya çalışıyor. Gerçekten muhalefet partileri Türkiye’nin ve işte dünyanın içinden geçtiği bu kritik süreci görmeyip eğer kısır AK Parti’yi köşeye sıkıştırmaya dönük kısır hedefler peşinde koşarlarsa esas seçim güvenliğini tehdit eden bu yaklaşımdır. Seçim güvenliğini güvenlik güçlerimiz teminat altına alır. Bu yasaları değiştirebilseydik daha emin olabilirdik. Bunun da sorumlusu CHP ve MHP’dir. Bu yasaları değiştirmek için kendilerine özellikle teklifte bulundum." diye konuştu.

Seçimde barajın aşağıya düşürülmesi konusunda muhalefet partilerine teklif götürdüklerini açıklayan Başbakan, sözlerine şöyle devam etti: "Anayasal değişiklik yapalım barajı aşağıya indirelim herkes rahat davransın dedik fakat buna yanaşmadılar. Şimdi de Meclis’te dün çıkan tabloyla tekrar ülkeyi bloklaştırmaya kutuplaştırmaya sevk edenler seçim güvenliğine en fazla tehdidi yapanlardır. Hiç kimse merak etmesin, Türkiye’nin her ilinde her ilçesinde vatandaşlarımızın özgür iradesini yansıtabilecekleri şartların oluşması için gece gündür çalışıyoruz. Bu seçim mutlaka yapılacaktır. Bazı art niyetli çevreler HDP eş başkanı da bu tarz bir şeyde bulunmuş, efendim Türkiye’de seçim bu şartlarda yapılamaz ve bu süreç devam eder. Hayır seçim Türkiye’de vaktinde uluslararası standartlarda objektif hukuk kuralları içinde gerçekleşecektir. Bundan kimsenin tereddüdü olmasın.”

"3 DÖNEM KURALI KALIYOR, BAZI ARKADAŞLARIN ADAY OLMASI TEMİN EDİLECEK"

Davutoğlu’na AKP’deki üç dönem kuralında değişiklik olup olmayacağı ve Bülent Arınç, Hüseyin Çelik gibi isimlerin adaylık başvurusu yapmamış oldukları soruldu. Davutoğlu, Mehmet Ali Şahin başkanlığında oluşturulan özel bir komisyonda konunun incelendiğini belirterek, “Dün onlarla görüştüm 3 dönem kuralı kalmakla birlikte bütün arkadaşların aday olmasını temin edebilecek bir çerçeve hazırladık.” diye cevap verdi.

CHP’DEN ADAY OLAN KONSOLOS SORUSUNA CEVAP: HERKES ADAY OLABİLİR

Davutoğlu, Haziran 2014’te IŞİD’in rehin aldığı ve o tarihte Musul Başkonsolosu olan Öztürk Yılmaz'ın, elçilik görevinden istifa ederek CHP’den milletvekili adayı olması konusunda bir soruya ise kısa cevap verdi: “Herkesin aday olma hakkı var, geçmişte memur olarak çalışmış, herkes siyasete girme kararı alabilir.” dedi.