CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, AKP ile olası bir koalisyonun parti ahlakı ve siyasi kimlik çerçevesinde yapılması gerektiğini söyledi. Baykal, işbirliği ihtiyacının demokrasinin temel ilkelerinin inkarı noktasına kendilerini getirmemesi gerektiğinin altını çizdi. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, koalisyon için 'paralel yapı' iddialarıyla mücadele ve Cumhurbaşkanlığı'nın meşruyeti konularını ön planda tutmasını da değerlendiren Baykal, “Muhalefetin bu konuda talebi Anayasa'nın ön gördüğü ötesinde sanki 'başkanlık rejimine' geçmişiz gibi bir uygulamanın kabul edilemez olduğudur. Keyfi tarifler, siyasi taktirlerle, 'bu şudur, bu budur' diyerek bir hukuk ötesi uygulamaya muhalefetin teslim olacağını beklemekte iyimserlik olmayacaktır.” dedi.

25. dönem milletvekilliği seçimlerinin ardından Türkiye'de koalisyon tartışmaları devam ediyor. Sıcak gündem içerisinde Antalya'dan yeniden milletvekili seçilen CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin il başkanlığını ziyaret etti. Burada gündeme ilişkin konuları değerlendiren Baykal'ın ana gündem maddesi koalisyon tartışmaları oldu. Türkiye'nin önünde yeni bir sorun olduğuna değinen Baykal, bunun yeni işleyebilir, ülkenin sorunlarına duyarlı bir siyaset çözümünün ortaya koyma görevi olduğunu ifade etti. Bir yanlışa 'dur' diyerek 'böyle gidemeszin' dediklerini belirten Baykal, artık doğruyu ortaya koymak gerektiğini söyledi. Ülke çıkarları etrafından gerekli dayanışmayı sergilemek zorunda olduklarına dikkat çeken Baykal, şunları kaydetti: “Bir işbirliği zeminin oluşturmak durumdadırlar. Bu konuda partilerin gerekli anlayış ve esnekliği göstermesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıkıyor. Burada dikkat çekilmsi gereken bir nokta, iş birliği ihityacı demokrasinin temel ilkelerinin inkarı noktasına bizi getirmemelidir. İşbirliğini inşa ederken, demokrasinin en temel değerlerini ilkelerini, uğrunda yıllardır siyaset yapılmış, topluma inançla yanlsıtılmış doğruları bir kenara iterek, bir çözüm oluşturuyoruz, iş birliği oluşturuyoruz diyeyerek yola çıkmak sorgulanması gerek bir durum yaratır. Bu dengeyi kurmak çok önemlidir. Türkiye'de yeni bir siyasi döneme geçerken halkın reddettiklerine dolaylı olarak hayatiyet veren çözümlerden uzak durmaya da ihtiyaç vardır. Partimizin yetkileri, temsilcileri ülkemizin bu sıkıntılı ortmında bir yeni çözümü oluşturma sancısının oluştuğu şu sırada, bu temel noktaları gözden uzak tutmadan bir çıkış yolu bulacaklardır, bulmamlıdırlar. İşbirliği yapılmalıdır. Ama kimse kendi siyasi ahlakını inkar etmemelidir. Siyasi kimliğini inkar etmemelidir. Millet hepimizi bu siyasi kimliklemizle sahiplendi ve görevlendirdi. Şimdi o kimlilklerimizle uyum içinde çalışacak iş birliği yapacak bir çıkış yolunu çözümü birlikte üretmek durumdayız. Türkiye şimdi bunu arıyor. Bu biraz zaman alabilir. Biraz inlayışlı davranmak gerekebilir.” Baykal, çok gecikmeden, Türkiye'nin bir belirsizlik ortamına terketmeden, dünyanın ve ülkenin bu kritik noktasında, ekonominin sıkışık noktasında demokratik hızlı bir çıkış yolu bulunması gerektiğini ifade etti.

HUKUK ÜSTÜNLÜĞÜ, HAK VE ÖZGÜRLÜKLER, HUKUK SAYGINLIĞI VURGUSU

Deniz Baykal, olası bir koalisyonda hukuk üstünlüğü anlayışının en temel ülkü olarak yürürlükte olması gerektiğinin altını çizdi. Hukuka saygının da yeni çözümün temel ilkesi olması gerektiğini belirten Baykal, “Hak ve özgürlüklere saygı hiç kuşkusuz en temel anlayış olmaldır. Bütün siyasi partilerin ortak anlayışı olan sosyal devlet politikası doğrultusunda bir açılım, ülkenin sosyal dengesini yeniden kurmaya yönelik atılımlar bu arayışların çıkış noktası olacaktır.” dedi.

'PARALEL YAPI' İDDİASIYLA MÜCADELE VE CUMHURBAŞKANI ŞARTI

Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Baykal, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun olası bir koalisyon için 'paralel yapı' iddialarıyla mücadele ve Cumhurbaşkanlığı'nın meşruluğunu tartışmaya açmamak şartını da değerlendiren Baykal, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı'nın etrafında yaşanan tartışmanın Cumhurbaşkanlığı anlayışıyla ilgili olduğu açıktır. Muhalefetin bu konuda talebi Anayasa'nın öngördüğü ötesinde sanki başkanlık rejimine geçmişiz gibi bir uygulamanın kabul edilemez olduğudur. Şu anki uygulamanın Anayasa açısından kabul edilemez olduğu tespiti yapılmıştır. Onları kabul edin deme hakkı kimsede yok. Yanlış yapılmıştır. Bundan sonra yapılmayacağı konusunda güvence en temel koşullardan birisi olacaktır. Keyfi tarifler, siyasi taktirlerle 'bu şudur, bu budur' diyerek bir hukuk ötesi uygulamaya muhaletin teslim olacağını beklemekte iyimserlik olmayacaktır. AKP'nin bir koalisyon oluşturmak için çok ciddi sancılar çekmek zorunda kalacağı açıktır. O sancıları onlar yaşamadan kurulacak bir koalisyon toplumda güven verici bir izlenim vermez.”

MECLİS BAŞKANLIĞI'NI YAPARIM

Meclis açıldığında en yaşlı milletvekili sıfatıyla Türkiye Büyük Meclisi (TBMM) Başkanlığı yapacak olan Deniz Baykal bu konunun hatırlatılması üzerine, şunları söyledi: “Görevini ihmal etmemeyi önemli sayan bir insanım. Sorumluluklarımızn gereğini, Anayasa'nın, yasanın yüklediği görevi yapmak durumdayız. Bu bir tercih seçim konusu değil, kaçınmak için bir neden yok.”

DAYATMACI SİYASETİ TOPLUM REDDETMİŞTİR

Seçimleri de değerlendiren Deniz Baykal, Türkiye'de tarihsel bir dönümün gerçekleştiğini vurguladı. Demokrasi bakımdan bir nitelik ilerlemesi, değişimi ortaya koyan bir seçim olduğunu belirten Baykal, toplumun demokrasi erginliği bakımından seçimin olumlu olduğunu kaydetti. “Demokrasinin geleceği bakımından olumlu.” diyen Baykal, “Türkiye'de dayatmacı bir siyasi iktidar sişkinliği içinde ülkeye bakan bir anlayış toplum tarafından reddedilmiştir. Toplum diyalog ve iş birliğini ortaya koymuştur. İnsanların inançları siyaset sahnesine çekilmek istenmiştir. Çok ağır suçlamalar sergilenmiştir. Halk bir anlamda görevini önemli ölçüde yapmıştır.” dedi.