CHP Genel Başkan Başdanışmanı Erdal Aksünger, AK Parti’nin Türkiye’deki telekom altyapısının hakim yöneticisi ve yönlendiricisi durumunda olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK)’nu kendi kirli işlerini yaptıracak, kirli işlerini temizleyecek bir kurum haline getirdiğini ileri sürdü. BTK’nin, bağımsız olması gerekirken AK Parti’nin arka bahçesi haline geldiğini söyleyen Aksünger, “BTK’ya daha önce Başbakanlık müşavirliği görevinde bulunan ve AKP tarafından BTK Başkan vekilliğine getirilen Dr. Ömer Fatih Sayan’ın atanacağı duyumları bizleri son derece rahatsız etmiştir. Zira Dr. Ömer Fatih Sayan’ın gerek kamuoyunda gerekse sosyal medyada yer alan haksız, gerçek dışı, sadece hükümet yanlısı açıklamaları, daha şimdiden tarafsızlığını yitirdiğini açıkça ortaya koymuştur. Bu atama yeni kurulacak koalisyon hükümeti tarafından yapılması gerekirken bir oldubittiye getirilerek BTK başkanının belirlenmesi kabul edilemez.” dedi.

'HÜKÜMET BTK’YI KENDİ ZİHNİYETİNE GÖRE DÜZENLİYOR'

AK Parti hükümetinin, bir taraftan BTK’yi kendi zihniyetine göre düzenlerken diğer taraftan Turkcell’i dizayn ettiğini iddia eden Aksünger, “Dönemin bakanının geçici olarak atandı demesine rağmen Turkcell Yönetim Kurulu, AKP'nin atadığı 5 üye ile TeliaSonera'nın atadığı 2 üye tarafından oluşturulmuştur. Bununla beraber genel kurula 16 saat kalmışken, yani hakim ortaklar tarafından yeni bir yönetim seçilmesi mümkünken bu yapılmamış, yönetim kurulu toplantısı beklemeden CEO atanmıştır. Turkcell Yurtiçi CEO'luğuna ise Avea'nın eski Genel Müdürü Erkan Akdemir'in atanmakta olduğu kamuoyuna yansımıştır. Hakim hissedarların bankalarla korkutularak yönetime sokulmaması, Turkcell gibi Türkiye’nin en önemli bir şirketinin yönetiminin AKP tarafından belirlenmesi, elde tutulması kabul edilemez. Bugüne kadar telekom alanında tek belirleyici olan AKP hükümeti, yönetimini eline geçirdiği Turkcell’i giderayak kaybetmemek için yönetimde değişiklikler yapmaktadır.” diye konuştu.

Erdal Aksünger, sözlerini şöyle tamamladı: “AKP, interneti ve sosyal medyayı kontrol altında tutmak için 5651 sayılı yasada yapılan değişikle Erişim Sağlayıcıları Birliği'ni kurmuştu. Yapılan tüm itirazlara rağmen tüzüğü ve yönetim kurulu dahi bilinmeyen Türk Telekom’un ana omurgasında kurulan bu birliğin tüzüğü, sektör temsilcilerinin itirazları sonucu Danıştay 13. Dairesi tarafından iptal edildi. Daha öne de gerek Plan Bütçe Komisyonu'nda, gerek TBMM Genel Kurulu'da ifade ettiğim gibi internet özgür olmalıdır. Bu konu bugün dünyanın tartıştığı en önemli konuların başındadır. İnternet bugün hiç kimsenin malı değildir. İnternet, insanlığın ortak malı haline gelmiştir. İnternet, çok büyük hizmet veren bir mecradır. Buraya sınırlama getirmek, özgürlüklerini engellemek akla ve ilme aykırı bir durumdur. Aksi halde herkesin kendi internetini, kendi sahipliğini ilan etme gibi bir risk bulunduğu için aynı ICANN benzeri uluslararası sivil bir topluluk oluşturulması, bu sivil topluluğun söyleminin AB direktifleri ve AİHM içtihatlarıyla beraber BM İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan temel ilkelere uygun olarak oluşturulmuş, tüm medeni ülkelerin de kabul edebileceği bir topluluk sözleşmesinin oluşturulması gerekmektedir. Bu nedenle bizim de desteklediğimiz ISOC Türkiye İnternet Derneği, dün itibariyle kuruluşunu tamamlayarak genel kurulunu yapmıştır. Dünyada 90 ülkenin taraf olduğu bu sivil inisiyatif, internetin özgürleştirilmesi ve sivil topluluklar tarafından yönetilmesi adına atılmış çok önemli bir adımdır. ISOC Türkiye İnternet Derneği, 8 Temmuz 2015 tarihinde İstanbul’da, bu yıl ilk defa Intercommunity 2015 adı altında dünya genelindeki tüm üyeler ve yönetimin eşzamanlı olarak katılacağı, Internet Society’nin hazırladığı Global Internet Raporu'nun sunulacağı toplantıya tüm sektör temsilcilerinin ve sektör bileşenlerinin katılması ve etkin bir rol üstlenmesi, ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır. Her alanda olduğu gibi internet özgürlüğü alanında da son derece önemli olan bu oluşuma, ülkemizdeki tüm sektör temsilcilerini katılmaya ve destek olmaya davet ediyorum.”