TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Ermeni meselesinin arkasında olanların 40 yıldır 50 yıldır uğraşılan terör meselesinin arkasında da bulunduğunu söyledi. Ermeni meselesinin sadece 24 Nisan öncesi bir hafta veya aynı gün değil 365 gün bu işin arkasındakilerin gerçek yüzünün ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Çiçek, “Onun için biz en güçlü yanımız bu işin arkasında kim varsa ortaya çıksın bugün kim varsa ortaya çıksın dediğimizde sağımızda solumuzda aynı ittifak içinde olduğumuz bir kısım ülkelerin çıkacağı ortadadır. İki yüzlülüklerinin ortaya çıkacağı ortadadır. Batı bize sadece bu konuda iki yüzlülük etmiyor. Türkiye’nin canını yakan terör meselesinin arkasında da onlar. Şurada çok açık iddia ediyorum Ermeni meselesinin arkasında kim varsa 40 yıldır 50 yıldır uğraştığımız terör meselesinin arkasında da aynı ülkeler var bunu görmemiz lazım. Kimsede kim bu ülke demesin. Bu kadar acıdan bu kadar tecrübeden sonra kimin kim olduğunu bilemiyorsak o zaman da o da bizim zihni ayıbımızdır. Bunu ortaya çıkarmamız gerek.” diye konuştu.

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) Emperyalizm ve Ermeni Meselesi başlıklı bir sempozyum düzenledi. Rixos Otel’de düzenlenen sempozyuma TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, eski Adalet Bakanı Şevket Kazan ve birçok davetli katıldı.

Son günlerde Avrupa Birliği’nden ve gerekse de Papa tarafından asılsız Ermeni soykırımı hususunda açıklamalar yapıldığını belirten ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, “Kendileri açısından büyük bir talihsizliktir. Her fırsatta uluslararası barış ve güvenliğe vurgu yapan AB ve Papa’nın bu olumsuz ve iki yüzlü tavırları gerek Türk-İslam dünyası ve gerekse de uluslararası siyasette tansiyonu arttırmaktan başka işe yaramayacaktır.” diye konuştu.

Türk Tarih Kurumu Başkanı Refik Turan da “Ermeni meselesi diye bugün bir bakıma üzerinde durmak zorunda kaldığımız mesele 100. Yıl gerekçesi ile ortaya atılmış ve dünya gündeminin hakikaten çepeçevre neredeyse kuşatmış bizi de adeta bir girdap gibi içine çekmeye çalışan istesekte istemesekte fevkalade yönleri olan hudutları tam belli olmayan kocaman bir problem olarak karşımızda duruyor.” şeklinde konuştu.

Tüm dünyada Ermeni lobisinin ve Ermeni lobisini yönlendiren onun arkasındaki güçlerin tüm dünyada yaptığı bir çok çalışma olduğunu belirten TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Bu çalışmaların hedef kurumu parlamentolar hedef kitlesi de kamuoyları. Artık Ermeniler açısından tarihi gerçek nedir ne değildir, bunun üzerinde durmuyorlar. Kesin olarak kabul edilmesi gereken bir husustur. Bu bir gerçektir diyorlar. Bunun tartışılacak araştırılacak yanı yok. Biz bundan sonraki kısmı konuşalım. Bundan sonraki kısmı da bunun soykırım olarak parlamentolardan karara bağlanması kamuoylarının da bu yolla yönlendirilmesi ve ikna edilmesi. Onun için bizde kendi çapımızda bu meseleyi Türkiye’nin menfaatleri Türkiye’nin ortaya koyduğu tezler istikametinde değerlendirmeye çalıştık.” diye konuştu.

Son olarak Avrupa Parlamentosu ve ondan evvelde Papa’nın açıklamalarından sonra dünya kamuoyunun bu meseleye biraz daha fazla dikkat kesilmeye başladığını ifade eden Çiçek, “TBMM olarak ben göreve geldiğimden bu yana 112 ülke ile bu konuyu yüz yüze konuşmaya çalıştık. Devlet başkanı, kral, cumhurbaşkanı, meclis başkanları başbakanlar ve bazı ülkelerin dışişleri bakanları 90’dan fazla da ülkenin büyükelçisi ile iş bu noktaya gelmezden evvel neden parlamentoların bu kampanyalara alet edilmemesi gerektiğini ifade etmeye çalıştım. Ancak şunu hepimizin görmezi gerekiyor. evvela bu kampanya dışarıda sürdürülen kampanya içimizde de zaman zaman o kampanyalara destek veren bazı açıklamaların yapılıyor olması tartışılıyor olması sebebi ile evvela iç kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor. Böyle bir şey yapmadığımız için her hangi bir günahımız bu manada olmadığı için belki üzerinde yeterince durmadık.” şeklinde konuştu.

İKİ YÜZLÜ DAVRANMAYA DEVAM EDİYORLAR

İç kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini anlatan Çiçek, “dışa dönük olarak devler olarak birçok şey yapmaya çalışıyoruz. Keşke bu gayretlere 50-60 yıl evvel başlasaydık belki bugün geldiğimiz nokta biraz daha farklı olurdu. Geldiğimiz noktada şunu görüyorum bir defa özellikle batı dünyasının gerçeği öğrenmek gibi bir niyeti yok. Ne Avrupa Parlamentosu ne bu açıklamaları yapanların 1915’te ne oldu onu öğrenme niyeti yok. Bunu ortaya çıkarmayı en başta arzu eden biziz. 1915’te ne yaşandı bu işin arkasında kimler var bunun tüm yönleriyle ortaya çıkmasını biz arzu ediyoruz. 2005’te Meclis'te bir karar çıkardık. Oy birliği ile. Arşivleri açtık başkaları da açsın ne olduysa herkes görsün bilsin neden batı dünyası bu gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor. Çünkü bu işin altından kendileri çıkar kendileri çıkacağını bildikleri için hiç o kısmına yanaşmıyorlar. Her zaman olduğu gibi bizimle ilgili her meselede olduğu gibi iki yüzlü davranmaya devam ediyorlar.”

Artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin önünde bir devlet sorunu olarak bu meselenin var olduğunu ifade eden Çiçek şunları söyledi: “Bunu görmemezlikten gelemeyiz. Bundan bu işin üzerinde daha fazla durmamız lazım. Bu mesele sadece bir Ermeni meselesi değil. Ermeniler bana göre burada kullanılıyor. 10 milyon civarı bir Ermeni toplumu. Bu konuyu bir ticari meta haline getirdiler. Burada bir sektör var diaspora bundan önemli ölçüde imkan sağlıyor. Çok büyük paraların döndüğü bir sektör bu. Yazanın parası var, basanın parası var, propaganda yapanın parası var, film çeviren burada para kazanıyor. Bu ciddi bir sektör haline geldi. İkincisi bu kampanya üzerinden soykırım kampanyası üzerinden Türkiye’ye yönelik bir kısım hesaplar var. Bu önemli ve büyük bir proje. Sadece Ermeni meselesi olarak kabul etmek bence konuyu biraz eksik zeminde tartışmak olur. Bizim yapacağımız iş evvela bilimsel gerçekleri bütün yönleriyle ortaya çıkarmak lazım. Yeni bir atılım geçte kalmış olsak herkes bu konuda elinde ne bilgisi ne çalışması varsa hem iç kamuoyuna ama bizden daha çok dış kamuoyuna bu konuları bilgilendirmemiz gerekiyor, bu olmadığı takdirde bu kampanya giderek yoğunlaşacak. 100. Yıl 24-25 Nisan sabahı bu konu dünya da bitmeyecek 101. senesi bugünkünden daha büyük kampanyalarla biz her defasında bu işle karşı karşıya kalmış olacağı. Onun için bizin ciddi bir hazırlık bilimsel bir hazırlık onun ötesinde bu konuyu devamlı gündemimizde tutmamız lazım. Sadece 24 Nisan öncesi bir hafta veya aynı gün değil 365 gün bu konu ve bu konu vesilesiyle başka varsa bu işin arkasındakilerin gerçek yüzünü de bizim ortaya çıkarmamız gerekir. Onun için biz en güçlü yanımız bu işin arkasında kim varsa ortaya çıksın bugün kim varsa ortaya çıksın dediğimizde, sağımızda solumuzda aynı ittifak içinde olduğumuz bir kısım ülkelerin çıkacağı ortadadır. İki yüzlülüklerinin ortaya çıkacağı ortadadır. Batı bize sadece bu konuda iki yüzlülük etmiyor. Türkiye’nin canını yakan terör meselesinin arkasında da onlar. Şurada çok açık iddia ediyorum Ermeni meselesinin arkasında kim varsa 40 yıldır 50 yıldır uğraştığımız terör meselesinin arkasında da aynı ülkeler var. Bunu görmemiz lazım. Kimsede kim bu ülke demesin. Bu kadar acıdan bu kadar tecrübeden sonra kimin kim olduğunu bilemiyorsak o zaman da o da bizim zihni ayıbımızdır. Bunu ortaya çıkarmamız gerek.”