Başbakan Ahmet Davutoğlu, doların yükselmesinden dolayı ekonomide kriz olduğu iddialarını reddederek, “Hiç kimse Türkiye’de bu yolla ya küresel kriz etkisiyle ya da içerideki siyasal tartışmalar içinde bir kriz ortamı doğacağı beklentisine girmesin.” dedi. Yarın Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşeceğini belirten Davutoğlu, “Bugünlerde bu konuda da spekülasyon yapanlar söz konusu. Şunu açıkça ifade etmek isterim. Biz AK Parti hükümetleri bir koalisyon hükümeti değiliz. Aldığımız kararları ve geliştirdiğimiz vizyonları bir uzvun organik bütünlüğü içerisinde bütün bakanlarımız, kurullarımız gerekeni yaparak, görevlerini işlevsel bir halde en iyi şekilde getirerek yola devam ederiz. O bakımdan ekonomide koordinasyon konusunda Merkez Bankası ile hükümet arasındaki ilişkiler bağlamında da kimse herhangi bir sıkıntı, herhangi bir kriz haberi beklemesin.” diye konuştu.

Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada ekonomik gelişmelere değindi. Davutoğlu, ilk olarak New York ziyaretini anlattı: “Geçtiğimiz hafta dünyadaki küresel ekonomik dalgalanmaları ve kriz ortamını da görerek New York’ta 10 trilyon dolarlık hükmeden yatırımcılarla görüşmek üzere bir yurt dışı seyahatinde bulundum. New York’taki yatırımcı kuruluşlarla tek tek ve toplu şekilde çok geniş kapsamlı toplantılar yaptık. Son dönemde 62. hükümet olarak aldığımız tedbirleri onlarla paylaştık ve yabancı yatırımcıları ülkemize davet ettik. Biz bu çalışmaları yürütürken Türkiye’deki bazı çevrelerde bu küresel ekonomideki dalgalanmalardan bir istifade bir kriz çığırtkanlığı yapmaya kalktılar.”

Konuşmasında ekonomiye ilişkin dört hususa değineceğini aktaran Davutoğlu, “Birincisi; Türkiye’nin ekonomik göstergeleri şu anda dünyanın diğer ülkelerle karşılaştırıldığında en sağlam göstergeleri arasındadır. New York’ta yaptığım görüşmelerde hemen hemen bütün yatırımcıların, ekonomik gözlemcilerin mutabık kaldığı husus Türkiye’nin ekonomik göstergelerindeki istikrara yapılan vurguydu.” ifadelerini kullandı.

'BÜTÇEMİZ SAĞLAM, 2018’DE ARTIYA GEÇECEĞİZ'

Davutoğlu, ardından bütçe açığı, bankacılık sistemi, ihracat rakamları, cari açık, büyüme oranları, istihdam rakamları, enflasyon ve ekonomik birimler arasındaki koordinasyon gibi başlıklar hakkında konuştu. Davutoğlu, şunları söyledi: “Şu anda bütçe aığı itibariyle ekonomimizin sağlamlığını gösteren bir gösterge olarak 2014 yılında bütçe açığımız yüzde 0,7’ydi. Bu 2002’de yüzde 10,4’tü. 2015’te yüzde 0,5’e düşüreceğiz. 2017’ye de yüzde 0,1 artıyla bütçe fazlası döneme geçeceğiz. Bütçemiz sağlam. Kamu borçları itibariyle 2002’de yüzde 74’tü, şu anda yüzde 33. 2017-2018’de yüzde 28’e kadar düşüreceğiz. Bu OECD ortalamasının üçte biri. AB ortalamasının Maastricht Kriteri’nin yarısı. Bütçede AB ortalamasının üçte biri, OECD ortalamasının beşte birine o anlamda düşük bir bütçe açığına sahibiz.”

'BİZ MALUMUZ O MEÇHUL'

Ardından bankacılık sistemi hakkında konuşan Davutoğlu, “Bankacılık sistemi itibariyle sermeye yeterlilik oranımız yüzde 16,4. Bu da G-20 ülkeleri arasında en iyi oranlardan biri. Bankacılık sektörümüz sapasağlamdır ve hiç kimse kriz peşinde koşmasın. 2008 krizinde nasıl sağlam durmuşsa bankacılık sektörümüz şimdi de o karakterini korumaktadır. Tahsili gecikmiş alacaklar yüzde 2,8’dir, bu da G-20’nin en düşük oranları arasındadır. İhracatımız, dünya ekonomisi daralıyor, Avrupa’da büyük bir resesyon var. Ama biz hep vizyonla baktık. Kılıçdaroğlu, şimdi de 'ekonomide ne yapacaksınız' diye söylediğimde ‘Bize 4 yıl verin ne yapacağımızı göreceksiniz’ diyor. Yani meçhule 4 yıl istiyor. Bu halk maluma 4 değil 44 yıl verir de meçhule 1 dakika vermez. Biz malumuz o meçhul. Ne yaptığımız belli ne yapacağımız belli. Bu bir vizyon ve istikrar meselesi.” ifadelerini kullandı.

'ARAP BAHARINI ÖNCEDEN HİSSETTİK'

2008’de Avrupa ekonomisi daralırken Türkiye’nin Avrupa pazarına ihracat bağımlılığının yüzde 55-60 civarında olduğunu hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti: “Komşularla yakın ilişkiler içine girerek onu yüzde 45’lere düşürdük. Komşularla ekonomimizi yüzde 8’den yüzde 32’ye çıkardık. Arap Baharı başladığında biz bunu önceden hissettik ve iş dünyamıza Afrika ve Latin Amerika hedeflerini gösterdik. Biz yerinde duran bir hükümet değiliz. Ankara’da oturan bir iktidar değiliz. Bir ayağımızla ülkemizin her yerini dolaşırız, gözümüz ve kulağımızla yerkürenin her yerinde dolaşırız. İhracat yapımıza baktığınızda ne zaman ülke krizle karşı karşıya gelir. Dünya ekonomisi durağan evet. İhracatınız tek bir ülke grubuna ya da tek bir kaleme bağlıysa siz korkun. Biz iktidara geldiğimizde 1 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız ürün sayısı sadece 9’du, şu anda 37. Yani bir üründe sorun olursa başka bir ürünle bunu kapatabiliriz. 1 milyarın üzerinde ihracat yaptığımız ülke sayısı 8’di, şu anda 34. Yani bu ülkede, bu kıtada kriz varsa bizim girişimcimiz o Anadolu aslanları başka bir kıtaya açılırlar ama bu ülkeye kriz yaşatmazlar. Biz onlara güveniyoruz onlar da bize güveniyorlar.”

'BÜYÜME ORANIMIZ DÜNYA ORTALAMASININ ÜZERİNDE'

Cari açığın Türkiye’nin kronik hastalığı olduğunu söyleyen Davutoğlu, cari açık ve büyüme konusunda ise şu değerlendirmeleri yaptı: “Ama şimdiki göstergeye bakınız 64.7 milyar dolardı geçen sene, bu sene 45.8 milyar dolar. Cari açığımızın GSMH’ya oranı 8,7’den 5,4’e düştü. Orada da bir sıkıntımız yok. Büyüme yüzde 3. Evet beklentilerimizin gerisinde, büyümeyi sür’atle artırmamız lazım. Ama dünya ortalamasının çok üstünde. G-20 ülkelerinin önümüzdeki dönem hedefi yüzde 2’yi tutturabilmek. Latin Amerika’daki ortalama yüzde 1,3. AB’de çok daha düşük, en iyi Avrupa ekonomilerinin ortalamasını alsanız bile yüzde 2,3. Asya ekonomilerinde yüzde 2,7. Türkiye bunların hepsinin üstünde bir performansla büyüyor, ama yeterli değil. İnşallah önümüzdeki günlerde yeni istihdam ve teşvik paketleri açıklayacağız. Herhangi bir kriz işareti gördüğümüzde biz gerekli tedbiri proaktif olarak daha kriz gündeme düşmeden alır gerekeni yaparız.”

'İSTİHDAM KONUSUNDA ÇÖZÜM; NÜFUS ARTSIN BU TOPRAKLAR BEREKETLENİR'

İstihdam konusunda ise CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun üzerinde durduğu bir konu olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Bizim için en önemli mesele işsizliktir istihdamdır. Bu istihdamı ilk defa AK Parti iktidarları nüfusu artırarak istihdamı artırma yoluna gitti. Bakınız 2008’den bu yana ekonomik krizde dünyada istihdam düşüşü yaşanırken 6 milyon yeni iş alanı oluşturduk. Sadece geçen yıl istihdama kattığımız iş gücü sayısı 1,4 milyon. Ayrıca da nüfusu teşvik ediyoruz, yani 90’lı yıllarda o eski Türkiye’deki alışkanlığı çoktan terk ettik. Onlar doğum kontrollü nüfusu düşürerek kişi başına düşen GSMH artırma planı içindeydiler. Biz ise nüfus da artsın gelir de artsın diyoruz. Çünkü nüfus arttıkça biz inanırız ki bu topraklar da bereketlenir. İnşallah önümüzdeki dönemde istihdamı artırıcı tedbirleri de alacağız.” dedi.

'EKONOMİMİZ SAĞLAM ELLERDE'

Enflasyonun büyük bir problem olduğunu dile getiren Davutoğlu, “Ama şunu bilmemiz gerekir. Avrupa’da resesyon var, yani durgunluk. Onlar da aldıkları tedbirlerle enflasyonu biraz artırma peşindeler. Bizde ise bir taraftan enflasyonu düşürmek, bununla birlikte faizleri düşürmek diğer taraftan da ekonomik büyümeyi sağlamak hedefindeyiz. Enflasyon kasım ayından bu yana 9,2’ydi, Aralık’ta 8,2, Ocak’ta 7,2. Her ay düşüyor. Şubat’ta özellikle tarım sektöründeki mevsimsel etki dolayısıyla hafif bir kımıldama oldu yüzde 7,6, ama önümüzdeki aylarda düşecek. Biz hükümet programını okuduğumuzda ağustos ayında faiz oranları yüzde 9,4’tü. Şimdi yüzde 7,84. Faiz de düşme trendi içinde. Önümüzdeki dönemde bunun daha da düşeceğine inanıyoruz. Şimdi dolayısıyla ekonomik göstergeler itibariyle ekonomimiz sağlam ellerdedir ve sağlam bir şekilde yoluna devam ediyor.” diye kaydetti.

'HÜKÜMETLE MERKEZ BANKASI ARASINDA KRİZ BEKLEMEYİN'

Davutoğllu son olarak da 'ekonomik birimler arasındaki koordinasyon' konusunda konuştu: “Bugünlerde bu konuda da spekülasyon yapanlar söz konusu. Şunu açıkça ifade etmek isterim. Biz AK Parti hükümetleri bir koalisyon hükümeti değiliz. Aldığımız kararları ve geliştirdiğimiz vizyonları bir uzvun organik bütünlüğü içerisinde bütün bakanlarımız, kurullarımız gerekeni yaparak görevlerini işlevsel bir halde en iyi şekilde getirerek yola devam ederiz. O bakımdan ekonomide koordinasyon konusunda Merkez Bankası ile hükümet arasındaki ilişkiler bağlamında da kimse herhangi bir sıkıntı, herhangi bir kriz haberi beklemesin. ABD’den döner dönmez akşam 8-9 gibi Ankara’ya indim. Saat 11 gibi, SPK Başkanımız, Hazine Müsteşar vekilimiz, Merkez Bankası başkanımızla ayrı ayrı ile görüştüm. Merkez Bankası başkanımız kendi değerlendirmeleri çerçevesinde atacakları adımları bize aktardılar. Kanaatlerimizi paylaştık. Bugün de öğleden sonra genişletilmiş, Ekonomik Koordinasyon Kurulu’nu topluyoruz ve bütün bakanlarımızın, kurullarımızın işleyişinde bu küresel kriz ortamında alacağımız tedbirleri bir kez daha gözden geçireceğiz. Dün Bakanlar Kurulunda bu konuları ele aldık. Sayın cumhurbaşkanımız da yarın Merkez Bankası başkanından brifing alacak. Önümüzdeki hafta da bu koordinasyonu yakın bir takip ile sürdüreceğiz. Hiç kimse Türkiye’de bu yolla ya küresel kriz etkisiyle ya da içerideki siyasal tartışmalar içinde bir kriz ortamı doğacağı beklentisine girmesin. Seçim öncesinde böyle bir beklenti içerisine girenler kesin olarak yanılacaklardır. Bu çerçevede üçüncü önemli husus, kriz döneminde süreç yönetimi gerekir. Biz kriz ortamında süreç yönetimini süratle devreye soktuk ve herhangi bir işaret aldığımızda herhangi bir şekilde kriz belirtisi ortaya çıktığında, şu veya bu şekilde faiz artışından ya da kur artışından beklenti içinde olan spekülatörlere açık şekilde sesleniyorum: Hiçbir yanlış hesap yapmayın. Her türlü tedbiri gerektiği anda alır gerekli adımı atarız. Bundan da bir an dahi tereddüt etmeyiz.”