Türkiye genelinde 238 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Denge ve Denetleme Ağı, “Aramızda paranın lafı olsun” kampanyası kapsamında Bursa’da toplanıyor.

Türkiye’de demokrasinin gelişmesi ve etkin bir erk olarak temsili demokrasinin çalışma alanında bulunan siyasi partiler karşısında varlık gösterebilmesi için 238 sivil toplum kuruluşu tarafından oluşturulan Denge ve Denetleme Ağı (DDA) “Aramızda paranın lafı olsun” kampanyası kapsamında siyasi partilerin seçim çalışmalarında kullandıkları paranın kaynaklarını ve şeffaflığını yerelden genele taşımayı hedefliyor. Denge ve Denetleme Ağı Yerel Kolaylaştırıcısı Diş Hekimi Gürkan Kaya, 18 Mayıs Pazartesi Saat:10.00’da Ördekli Kültür Merkezi’nde başlayacak genişletilmiş halk toplantısına STK liderleri, medya temsilcileri ve kanaat önderlerinin de yüksek oranda katılımını beklediklerini söyledi.

DDA’nın Türkiye genelinde gönüllülük esasına dayalı 238 STK’dan kurulmuş bir ağ olduğunu ifade eden Kaya, amaçlarını şu şekilde aktardı: “Denge ve denetleme: yasama, yürütme, yargı, basın ve sivil toplum arasındaki erklerin demokratik bir toplum düzeni için kendi görev ve sorumlulukları çerçevesinde birbirlerinin güçlerini dengelemesi ve denetlemesidir. Bir erkin diğerlerine üstünlük kurmasının önüne geçer, azınlık haklarını korur, çoğunluk ve azınlık arasında hak ve özgürlükler açısından denge kurar ve toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetir. Yerel yönetimlerin, kaynakların yerelde kullanılması ve ilgili kararların yerelde alınmasını sağlayacak şekilde güçlendirilmesinin önünü açar. Özgürlük, eşitlik, adalet, barış ve refah – yerine getirmek için var olan mekanizmaları güçlendirmeyi ve yeni mekanizmalar önermeyi ilke edinir. Evrensel hak ve özgürlükleri ve evrensel hukuk ilkelerini temel alır.”

Denge ve Denetleme Ağı’nın Türkiye'de katılımcı ve çoğulcu demokrasinin güçlenmesi için mücadele eden bir hareket olduğunun altını çizen DDA Yerel Kolaylaştırıcısı Gürkan Kaya, “DDA olarak uzun vadeli hedeflerimiz arasında, egemenliğin vatandaşlara ait olduğu, hakların hukukun üstünlüğü ile korunduğu ve net bir kuvvetler ayrılığı içeren yeni bir anayasa, Meclisin yasama ve denetim kapasitesini güçlendirecek; yargı ve medyanın bağımsızlığını sağlayacak, demokratik siyasi parti ve seçim sistemini destekleyecek, güçlü bir sivil toplum inşasına imkân verecek yasal ve kurumsal reformlar ile katılım, şeffaflık, diyalog, uzlaşma, karşılıklı saygı ve çoğulculuk değer ve ilkeler üzerine inşa edilmiş ulusal ve yerel düzeyde bir siyasi ve sivil kültürün yerleşmesine imkân verecek mekanizmalar ve diyalog süreci var.” dedi.