Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, son 48 saatten beri, hükümet desteğiyle büyük bir linç kampanyası yürütüldüğünü söyledi. HDP Genel Merkez binasının da aralarında bulunduğu 400 farklı adrese saldırı düzenlendiğini belirten Demirtaş, “Büyük kırılmalara, siyasi gelişim ve değişimlere yol açabilecek çalkantılı, tarihsel bir dönemin içerisinde bulunuyoruz. Böylesine kaotik bir dönemde, bir devlet politikası olarak savaş politikası ile ülkemizin kan gölüne dönmüş olması büyük bir talihsizlik, Türkiye açısından çok büyük bir kayıptır.” dedi. Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin, dağlarda çıkardıkları savaşı oya dönüştüremediklerini görünce iç savaş çıkarma kararı aldığını ileri süren Demirtaş, insanların kendiliğinden sokağa çıkmadığını, MİT eliyle görevlendirilmiş çetelerin iki günde 400’den fazla saldırı gerçekleştirdiğini savundu. Kardeşliğin ve ortak yaşamın tahrip edildiğini kaydeden Demirtaş, iç savaş uyarısı yaptı: “Suriye ve Irak'a bakın utanın.”

Partisinin Diyarbakır il başkanlığında basın toplantısı düzenleyen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Acıların son bulması için ısrarlı bir barış çabası yürüttüklerini anlatan Demirtaş, kaybedilen canların üniformasına, siyasi düşüncesine, etnik kimliğine, mezhebine bakmadan daha ilk günden bu yana ‘ama’sız, ‘ancak’sız bir şekilde acıları paylaştıklarını kaydetti. Akan kanda HDP'nin zerre-i miskal siyasi sorumluluğu bulunmadığını vurgulayan Demirtaş, şöyle konuştu: “Açık yüreklilikle ifade ediyorum; bu savaşın başlamasında, büyümesinde, bu operasyonların, eylemlerin karar alma süreçlerinin hiçbirinde biz yokuz. Hiçbirinin ne onaylayıcısı olduk, ne destekleyicisi olduk, ne karar vericisi olduk. Siyasi kararı alan Cumhurbaşkanı ve Başbakan ikilisidir. Savaşı başlatma kararı alanlar bunlardır ve kararlarının arkasında duruyorlar. Biz vicdani ve ahlaki sorumluluk duyarak ölümlerin durması için çaba gösteriyoruz. Biz önce insanız. Kalıcı olan insanlıktır. Koltuklar geçicidir."

Halkın evlatlarının babasız kaldığını görünce kendi çocuklarına sarılamadığını, onları öpmeye utandığını ifade eden Demirtaş, HDP’nin Türkiye’de iç barışı, birlikte yaşamı garanti altına almak için kurulduğunu söyledi.

"İÇ SAVAŞ ÇIKARMAYA KARAR VERDİLER"

Ülkede yaşanan karışıklık ve ölümlerden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu sorumlu tutan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 'Bize 400 milletvekili vermezseniz burnunuzdan getiririz.' anlayışıyla hareket edildiğini savundu. Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Erdoğan-Davutoğlu ikilisi, dağlarda çıkardıkları savaşı oya dönüştüremediklerini görünce iç savaş çıkarma kararı aldılar. İki gündür onun provası yapılıyor. Irkçı güruhlar sokaklarda faşizm havası ettirerek Kürt'e benzeyen ne varsa her şeyi yakıp yıkma operasyonu yapıyorlar. Bu insanlar kendiliğinden sokağa çıkmıyor. AKP, MİT eliyle görevlendirilmiş çeteler iki günde 400’den fazla saldırı gerçekleştirdi. Linç ve saldırı kampanyası devlet eliyle yürütülmüştür.”

"GÖRÜNTÜNÜZ VAR, ADALETE HESAP VERECEKSİNİZ"

7 Haziran seçimlerinde iktidarı kaybetmesine rağmen AK Parti’nin devlete el koyduğunu ileri süren Demirtaş, bazı kesimlerin AK Parti’ye güvenerek hukuksuz uygulamalara imza attığını söyledi. HDP ve Kürtlere saldıran eylemcileri uyaran Demirtaş, “Şu parti binalarını yakıp yıkanlar, otobüsleri durdurup insanlara hakaret edenler, insanların işyerini, evini yakanlar, insanları dövenler, mevsimlik işçilerin çadırlarını yakanlar, linç edenler hepinizin görüntüsü var. İşlediğiniz suçlar 20 yıllık zaman aşamasına tabidir. Bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün mutlaka adil yargı önünde hesap vereceksiniz. Arkasında hükümet desteğini hissederek linç yapanlar aslında kendilerine yazık ediyor. Kendinizi harcatmayın, harcayacaklar sizi, hükümet yok arkanızda, iktidardan düştüler. Bunları yapanlar cebinde bir çay parası bile olmayan insanlar, onlara da üzülüyoruz acıyoruz. Bunlar gidiciler siz ortada kalacaksınız, arkanızda hükümet yok, yargı önünde hesap vereceksiniz… Biz kendimizi feda ederiz diyorsanız yapacak bir şey yok.” şeklinde konuştu.

"KARDEŞLİĞİ GÖSTERMEK İÇİN GÜN BUGÜNDÜR"

Türkiye'yi iç savaşa sokan bir iktidar anlayışıyla devletin yönetilemeyeceğini vurgulayan Demirtaş, AK Parti’nin artık tek başına iktidar olamayacağını iddia etti. Dağlıca’da şehitler verilirken Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Konya’daki maçta gol sevinci yaşadığını dile getiren Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ülkenin düşük başbakanı maç coşkusuyla seçim pozları veriyor. Ülkeyi adım adım felakete sürükleyenlerin kendilerini bizim üzerimizden aklamalarına izin vermeyeceğiz. Bu ülkede çalan, çırpan, yağmalayan, saray uğruna bu çocukları savaşa gönderen siz, ama ne hikmetse binaları yakılan, linçe uğrayan biz. Bu işte bir terslik var. Bugün kardeşlik var mı, yok mu onu gösterme zamanıdır. Kürtlere yapılanlara, bu yakma, yıkmalara Türkiye’nin batısı ne diyor? Etle tırnak edebiyatı yapmak kolaydır. Komşusunuz evi, işyeri yakılırken Türkiye’nin batısı bu işe ne diyor? Türk-Kürt kardeşliğinden bahsediyorsak, bunu göstermek için gün bu gündür. Yıllar sonra pişmanlık duymanın bir anlamı olmaz. Dostlar düğünden çok taziyede belli olur.”

‘KENDİNİZİ SAVUNUN’ ÇAĞRISI

HDP EŞ Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin değişik yerlerinde saldırıya maruz kalan kişilere ‘kendinizi savunun’ çağrısı yaptı. Parti binası basmanın, insanların evlerini, işyerlerini ateşe vermenin ‘teröre tepki’ olarak masum görülemeyeceğini ifade eden Demirtaş, şu dörüşleri dile getirdi: “7 Haziran seçimlerine gelene kadar, henüz ateşkes devam ediyorken 176 yerde partimize saldırı oldu. 2 gündür partimizi yakıp yıkanlar, terör bahanesiyle bunları yapıyoruz diyenler, sizin alçaklıklarınızı biz seçimden önce de biliyoruz. Öldürülen, mitingleri basılan bizdik. 2 gündür olan şeyler teröre tepki falan değildir. Tahrikler sürecek, öyle gözüküyor sakın prim vermeyin. Sizi linç etmeye çalışan, evinizi, işyerinizi, partinizi yakmaya, yıkmaya çalışanlara karşılık vermeniz Türk Ceza Kanunu’na göre (TCK) hakkınızdır. Onları anasından doğduğuna pişman edin. Orantılı bir şekilde, herkes meşru müdafaasını yapmalıdır. HDP olarak biz, Türkiye’nin batısında sadece oy almak için değil, hep beraber yaşamak için parti tabelamızı asıyoruz. HDP bu ülke için bir şanstır. Onlar sıradan bir tabela değildir, kardeşliğin tabelasıdır. Yakılan yer ortak yaşam alanlarımızdır. Suriye ve Irak'a bakın utanın. Bugünler gelip geçicidir, korkmak asla kitabımızda yoktur, Allah'tan başkasından korkmadık, korkmayız. İnanın hepimiz ölüm tehditleriyle çalışıyoruz, bunlara kulak assak çalışamazdık. Bizim canımız, her gün ölüm haberlerini aldığımız bu ülkenin evlatlarından daha kıymetli değil. Kin ve nefret yerine bir arada yaşamayı harekete geçirmeliyiz.”

ANKARA VALİSİ’NE SERT TEPKİ

Ankara’daki HDP Genel Merkezi’nin polislerin gözleri önünde saldırıya uğradığını belirten Selahattin Demirtaş, 60 odalı binada sadece arşiv ve seçim işlemlerinin bulunduğu odanın yakıldığına dikkat çekti. Saldırganlara müdahale edilmesi için Ankara Valisi’ni aradığını vurgulayan Demirtaş, “Konuşmadan anladım ki kendisi de işin içinde. Bir genel başkana terbiyesizce, saygısızca bir konuşma yaptıktan sonra telefonu kapattı. Buradan o devlet memuruna sesleniyorum; arkanda duran bir iktidar yok. AKP’ye güvenerek yanlış yapmayın sakın. Bunların gemisine binmeyin, size yazık olur. Onlar paralarını alır yurtdışına giderler. Siz yıllarca hapis yatarsınız, sizi korumazlar.”

"CİZRE KERBELA’YA DÖNDÜ"

Basın toplantısında Şırnak’ın Cizre ilçesinde 6 günden beri devam eden sokağa çıkma yasağına da değinen Selahattin Demirtaş, büyük bir insanlık dramı yaşandığını söyledi. Cizre’nin hayalet şehre dönüştüğünü anlatan Demirtaş, “Şehirde ekmek yok, su yok, elektrik yok. Cenaze defnetmek yasak. 12 yaşında evinin önünde vurulan çocuklarının cenazesini buzdolabında tutuyorlar. Kendine Müslüman diyen bir iktidar, bir anneye bu acıyı yaşatıyor. Sokağa çıkma yasağı uyguluyor. Halk evde ne varsa onu yiyor, bebekler susuzluktan çatlayacak pozisyona geldi. Müslümanız ya hepimiz vicdanlara sesleniyorum. Ben şimdi bu yaşananları, İsrail’in Filistin’e yaptıkları olarak anlatsam oturup hüngür hüngür ağlarlardı. Hele bakın İsrail Filistin’e neler yapıyor diyeceklerdi. Ne olacak yani, bunları yaptınız diye Cizre AKP’ye oy mu verecek? İktidarın vekili kıyım çağrıları yapıyor, isim isim hedef gösteriliyor, saldırın diyorlar. Cizre’yi savaş uçaklarıyla bombalasalar AKP alkışlar. 6 gündür ablukada Cizre, Kerbela’ya çevirdiler. Yıl 2015. Güya ileri demokrasi var. Bu rezilliğe göz yumamayız. Bugün Cizre’ye hareket ediyoruz. Tek talebimiz var; Sokağa çıkma yasağı kaldırılsın. Askerin de polisin de vatandaşın da canını korumak için gidiyoruz. Umuyorum biz Cizre’ye varmadan sokağa çıkma yasağı kaldırılmış olsun. Bu Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin İsrail’i geçen vahşetine boyun eğmeyeceğiz. Bugünler geçecek ve onurlu duruşunuz bize kazandıracak. Bunlar kendi kin ve öfkelerinde boğulacaklar.” dedi.

"BARIŞ İÇİN FİZAN’A BİLE GİDERİZ"

Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Selahattin Demirtaş, barış için her türlü çabayı gösterdiklerini söyledi. Demirtaş, “Silahlar sussun çağrınıza cevap geldi mi? Kandil’e heyet gönderecek misiniz?” sorusuna şu karşılığı verdi: “Çağrımıza iki cevap geldi. Bir KCK’dan, biri de Cumhurbaşkanı'ndan geldi. Cumhurbaşkanı, ‘Silahlar susmayacak’ dedi. KCK ise ‘karşılıklı ateşkes için masaya oturmaya hazırız’ dedi. Biz barış için değil Kandil’e Fizan’a bile gideriz. Cumhurbaşkanı ve Başbakan ülkeyi felakete sürüklüyor. HDP ne yapsın? HDP, Kandil’e 30 kere gitse ne olacak? İğne ucu kadar barış gördüğümüz her yere gireriz. Bizden başka barış diyen var mı? Son aylarda hükümetin, Cumhurbaşkanı'nın ağzından barış, çözüm lafını duydunuz mu? Bizim önceliğimiz barıştır, kanı durdurmak istiyoruz.”