CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, 7 Haziran seçimi öncesi medya kuruluşlarına ve siyasi partilere siber saldırı için kendilerine ‘çok ciddi ihbarlar’ geldiğini söyledi. Aksünger, “Bize çok ciddi ihbarlar geliyor. Siber saldırı gibi, belli kurumlara saldırı, Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve ajanslara. İşte kendisine muhalif gören her yere saldırı olacağı gibi haberler geliyor. Özellikle yurt dışı IP’lerinden gelecek gibi bir şey söylendi. VPN üzerinden geleceği için bazı şeyleri göremeyebiliriz.” dedi.
Siber saldırılara karşı tedbir alınması gerektiğini vurgulayan Aksünger, “Tedbiri alması gereken ilk yer devletin kendisi, devletin kurumları. Ama ne yazık ki devletin kurumları iktidarın arka bahçesine döndüğü için onlar daha farklı şeylere çalışıyorlar.” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Başdanışmanı ve CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger gündemle ilişkin Cihan Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.

TATMİN EDİCİ CEVAPLAR HİÇ ALAMADIK HİÇBİR ZAMAN

2014’teki yerel seçimlerde Cihan Haber Ajansı’na yönelik olarak yapılan saldırılarla ilgili soru önergesi veren Aksünger, ilk günden beri bu tür siber konularda devlet imkanları kullanıldığına dair emareler olduğunu söyledi. 30 Mart gecesinin çok iyi hatırlandığına işaret eden Aksünger, şöyle devam etti: "Bir saldırı haberleri geldiğinde arkadaşlarımızı gönderdim duruma baksınlar diye. Çünkü manipülasyona açık olduğu belli olan seçimler geçiyor son 3-4 seçimdir böyle geçiyor. O gün bizim aldığımız duyumlar bu saldırının TİB’den kaynaklandığı tarzındaydı. Biz de açıklık getirmesini istedik, Ulaştırma Bakanlığı’na sorular sorduk ama geçiştirmeli cevaplar geldi. Bir buçuk saatlik tahmin ediyorum bir saldırı oldu. Orada farklı portlardan DDOS dediğimiz, yani yapıya çok ciddi yüklenme tarzında ve o kanalı kapatmak gibi bir saldırıdan bahsediyoruz. İçeriden sağlam kaynaklardan aldığımız konu, aslında TİB’den yapılan bir saldırı olduğu söylendi. Çünkü gezi olaylarından sonra çok net biliyorum ki, o gece tüm gezi haberleşmesini, sosyal medya üzerindeki direnişi kırmak için TİB’deki üst yetkililerin hepsini AKP Genel Merkezi’nde bir üst kurulup oradan bunlar nasıl önlenir diye tedbirleri parti genel merkezinden yaptılar o dönemde. 30 Mart’ta, 2013’te gezi olayları sırasında yaptıkları tecrübeyi tekrar harekete geçirip ajanslara saldırı olarak gerçekleştirdikleri bize gelen ciddi duyumlardı. Tatmin edici cevaplar hiç alamadık hiçbir zaman. "

BİZE DE ÇOK CİDDİ İHBARLAR GELİYOR

"Bu dönemde yine olacak mı öyle şeyler? Bize de çok ciddi ihbarlar geliyor." diye devam eden Aksünger, "Siber saldırı gibi, belli kurumlara saldırı, Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve ajanslara. İşte kendisine muhalif gören her yere saldırı olacağı gibi haberler geliyor. Özellikle yurt dışı IP’lerinden gelecek gibi bir şey söylendi. VPN üzerinden geleceği için bazı şeyleri göremeyebiliriz. Ama tedbirler alınması gerekir. Tedbiri alması gereken ilk yer devletin kendisi, devletin kurumları. Ama ne yazık ki devletin kurumları iktidarın arka bahçesine döndüğü için onlar daha farklı şeylere çalışıyorlar." ifadelerini kullandı.

Aksünger, '7 Haziran seçimlerinde CHP’ye ve medya kuruluşlarına yönelik ne tür saldırılar gelebileceğiyle' ilgili ise şunları söyledi: “Yine aynı konular ence risk teşkil ediyor. Burada psikolojik üstünlük elde etmek üzere iktidar partisinin oylarının çok yüksekte olduğunu göstermek gibi bazı ajansların da ona göre sanki görevleri var gibi. Buna Anadolu Ajansı da dahil olmak üzere. Bu psikolojik üstünlüğü ele geçirme harekatı. İlk anda hemen başlayıp AKP’nin daha üstte oylarının olduğunu göstererekten sandık başındaki tüm muhalefet partililerinin tüm mensuplarına bir demoralizasyon yaratma harekatı. Ayrıca verileri birkaç saat geciktirme ile verebilmelerini sağlarken o arada olabilecek olan manipülasyonların da bence zemin hazırlanmış olacak.
Biz de tedbirler alıyoruz. Kendi alt yapımızı ona uygun yapmaya çalışıyoruz. Ama şunu da herkes bilmesi lazım. Bir elektrik kesintisine partiler ne yapabilir? Bütün Türkiye genelinde bunu halledebilme olasılıkları çok imkanı dahilinde değil. İnternet alt yapsıı yüzde 90 kusur karasal olarak baktığınız zaman Türk Telekom’un elinde. Oranın da kimin elinde olduğu belli. O yüzden olabilecek maksimum bütün güvenlik tedbirlerini almaya çalışıyoruz. Eğer böyle bir şey olursa bence ilk şüpheli olan kurumların kendisidir.”

ÜÇ KOLDAN VERİ ALACAĞIZ

Üç koldan veri alacaklarını dile getiren Erdal Aksünger, sözlerini şöyle sürdürdü: "YSK üzerinden gelecek veriler var. bu verileri de bizim karşılaştırmamız gereken kendi örgütümüzden gelecek veriler ve gönüllülerimizden gelecek olan veriler var. bu üç veriyi karşılaştırmaya çalışacağız. İnternet haberleşmesinin kesilmesine dair tedbirlerden biri de biz sandık başlarında mobil olarak, akıllı telefonlardan sisteme girişi sağlamak, en azından oralarda internet ve elektrik kesintileriyle ilgili problemler varsa veya genel emrkezde buna yedeklediğimiz farklı serverlar var. onlarla çalışacağız çünkü. Bu işlerden bir tanesi gerçekleşirse 3 g ile bunları transfer etmeye çalışacağız. Bir de telefonla yapmaya çalışacağız. Telefon kesilirse, elektrik kesilirse, internet kesilirse… Bunlar da kesilirse bu memleketi yönetenler de Petagon’yayı yönetsinler.”

"Genel Merkez'de seçimle ilgili çalışan 60’a yakın ekibimiz var." diyen Aksünger, şunları kaydetti: “BİTEM olarak, seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcımızın ekibi ve alanlardaki öğüt var. Örgütten veri transferleri gelecek. Bizim aşağıdaki 60 kişilik ekiple birlikte olası olan sorunları biraz önce hızla bir şekilde hukuk birimlerine aktarmak. Türkiye’nin her yerinde onlar online görebiliyor sistemde. Network'ümüz var. 957 ilçede, 81 ilde online çalışan. Bununla birlikte 2 günlüğüne 500 kişilik de bir gönüllü kadromuz var. 250’si ilk gece çalışacak. Diğer 250’si ikinci gece çalışacak. Burada hem gelen sorunlara cevap vermek hem de karşılaştırmalı yapmak üzere bir ekip oluşturduk. İki gece toplamda 600 kişi çalışacak. Biz de halka da bazı hizmetler vereceğiz. Bir taraftan aktarımlarımızdan kendi kurduğumuz seçim sistemi üzerinde sonuçları vermeye başlayacağız."

MİT TIR'LARI İLE İLGİLİ 'EV SAHİBİNİ BASTIRMAYA ÇALIŞAN YAVUZ HIRSIZ' BENZETMESİ

MİT TIR’ları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Aksünger, şöyle konuştu: “Ev sahibini bastırmaya çalışan yavuz hırsız meselesi var. Silah yakalanmış ortada. Devletin kurumları tarumar edildiği için MİT’in yetkileri dahilinde olmayan bir iş yapılıyor. Onlarla ilgili kanunlar çıkarılm ış olabilir. Hiçbir şey şunu legalize edemez. Meşru bir yönetimi silah zoruyla devirmek için Tükiye’nin parasını kullanmak ve oralarda gerçekten özellikle radikal İslamcı örgütlere destek vermek şaibesi altında kalmak hiçbir şeyi meşu kılamaz. Bu bence uluslararası bir suçtur. Lahey Adalet Divanı’nda görüşelecek bir suçtur. Türkiye’nin kendisine bir hesap vermesi lazım. ‘Biz onları Türkmenlere gönderdik’ diyor. Tüm parti liderleri şunu açıklıyorlar. Türkmenlerin de bunu teyit ettiği ortada. Bize böyle bir yardım gelmedi diye. Gelmediyse açıklayanları suçlu ilan etmek gerçekten çok komik. Gerçek bir demokrasi sorunu yaşanıyor. Bir barış sorunu yaşanıyor. Bu ülke yüz yıldır yurtta sulh cihanda sulh şliarıyla hareket etmiş. Hiçbir zaman hariciye politikasına bulaşmadı bu ülke. Dökülen Suriyeli kanda ister şuna ister buna gönder. Sen sonuçta dökülen kanın parçası olmuş durumdasın. Orada barışla uğraşman lazım. Hayır öyle değil. Bugün millet yavuz hırsız misali siz bunları niye açıkladınız diye, bunlar devlet sırrı. Böyle devletin sırrı olmaz. Millet adına bunu yapıyorsun sen. Milletin tasvip etmediği bir şeyi yapıyorsan bunun çıkıp açıklaman gerek. Öyle demiyorlar. Şunu asacam, bunu kesecem. Cumhuriyet gazetesine tehditler altında, ‘biz size bunun hesabını soracağız’ diyorlar. Ne yapacaksınız? İnsanları mı öldüreceksiniz? MİT’i Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yerine mi ikame etmeye çalışıyorsunuz? MİT öyle bir büyütüldü ki MİT’e hakim olmak mümkün değil. Bunların sıkıntıları önümüzdeki süreçte daha çok çıkacak.”

ÜLKE DURMADAN DALGALANMALARLA KARŞI KARŞIYA

Aksünger, açıklamasını, "Ülke durmadan dalgalarla karşı karşıya. 2007’den beri değişik gruplara yönelik Türkiye’de husumet üzerinden hareket yapılıyor. 2007’deki aktörler kendine göre başkaydı. 2013’ten sonra aktörler değişti. Husumetler değişti. Devletin husumeti olamaz. Devletin yargısı, yürütmesi tarafından ele alınmış ve kolluk da buna hizmet ediyorsa burada artık ciddi bir cinnet vardır. Sıkıntı burada tahakküm altında kalmış olan yargıdır. Çünkü yargı yürütmenin önüne geçmiş durumda. Yürütme, yargı, yasama ve dördüncü bir kuvvet olarak da basın vardır. Beğenmediğiniz 82 Anayasası'nda da bu var. Basın hürdür, sansür edilemez deniyor. Ülke, 5-6 yıldır inanılmaz şeylerle sansürleniyor. Millet gerçeği bilmek zorunda." cümleleriyle sonlandırdı.