Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin yarın tarihinin en önemli seçimlerinden birini yaşayacağını belirterek, "Bu seçim ilk defa gri tonların yok olduğu, her şeyin siyah ve beyaz olarak ikiye ayrıldığı bir seçim." ifadesini kullandı.

Ardahan'da miting yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu seçim ilk defa gri tonların yok olduğu, her şeyin siyah ve beyaz olarak ikiye ayrıldığı bir seçim. Seçimin taraflarına baktığınız zaman, bu manzarayı çok açık şekilde görmeniz mümkün. Bir tarafta yeni Türkiye var, diğer tarafta tüm partileri ve örgütleriyle, yerli yabancı medyasıyla eski Türkiye var. Türkiye'nin seçimle iş başına gelmiş cumhurbaşkanı olarak burada benim safım elbetteki milletin safı olacaktır." diye konuştu.

Millete doğruları anlatmak için meydanlarda olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: "Gerçekleri göstermek için meydanlardayım. Bu, benim, cumhurbaşkanı olarak görevim. Çünkü kurusıkı atıyorlar. Kardeşlerim bunlara beş koyun ver, kaybedip gelirler. Fakat Türkiye'yi nereden aldık nereye getirdik. 230 milyar dolar olan bir Türkiye vardı. Şimdi 800 milyar dolar olan bir Türkiye var. Bizden önce şu MHP, DSP, ANAP İMF'ye borçlanmadılar mı? Ne kadar borçları vardı, 23,5 milyar dolar. Bu borcu biz ödedik biz. Daha sonra İMF bizden borç istedi. Veren el alan elden üstündür dedik, imzalayalım dedik, imzaladık, 5 milyar dolar. Güçlü Türkiye'yi böyle kurduk. Merkez Bankası milli bankamız, değil mi? Kasada ne vardı biliyor musunuz? 27,5 milyar dolar. Şimdi ne var 122 milyar dolar. Buralara durup dururken gelmedik. Yola çıkarken 3Y ile mücadele dedik. Yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar. Ve bunu başararak bugüne geldik."

'SEN KİMSİN TERBİYESİZ, HADDİNİ BİL HADDİNİ BİL'

Yabancı basının yayınlarını eleştiren Erdoğan, "Yarın sandık başına gidiyoruz. Ben inanıyorum ki vatandaşlarımın sorumluluğu çok ağır ve bunun gereğini de yapacak. Bir İngiliz gazetesi, bu seçimle ilgili ne diyor biliyor musunuz? Tam batılılaşmamış, yoksul Müslümanların kendi ülkelerini yönetmelerine izin verilemez. Sen kimsin ya! Sen kimsin terbiyesiz. Haddini bil, haddini bil. Ne zamandan beri size böyle bir yetki verildi. Türkiye artık mandaların egemen olduğu bir Türkiye değil. Artık bu milletin gerçek evlatları, bu ülkede yönetime sahip. İMF dedim ya, İMF'nin başındaki adamla son Davos gidişimde görüşme yapıyordum. Ve Davos gidişimde kendisine dedim ki siz bize para mı verdiniz? Yoksa başka bir şey mi? Para verdik. Sen, dedim paranı, borç takviminin ödenmesiyle ilgili süreçte alırsın. Biz size bu parayı öderiz. Bak biz Yunanistan gibi ödemeyiz demiyoruz, öderiz. Ama dedim bize emir vermeye kalkmayın. Zaten o İMF'nin başkanı da fazla kalamadı orada, o gitti. Biz parayı da ödedik, 23,5 miylar, bitti. Ya biz buyuz, biz buyuz."

'HALA UÇUYOR'

Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu da eleştirerek, şöyle konuştu: "İşte gelmiş Kars’a, Kılıçdaroğlu orada konuşuyor. Diyor ki Et Balık Kurumunu kaldıracağım, Et Süt Kurumu yapacağım. Yahu başbakanlığım döneminde zaten biz orayı Et Süt Kurumu yaptık ya. Haberi yok haberi. Hala uçuyor. Kalkmış terör örgütünün arkasında olduğu ve Sayın Kılıçdaroğlu, hepsi de ne diyorlar? Harçları kaldıracağız, ya üniversite harçlarını biz zaten kaldırdık. Bunlar geriden geliyor, bunlar nal topluyor nal."

'BANA KİN KUSUYOR'

Amerikan gazetesini eleştiren Erdoğan, "ABD'de yayınlanan New York Times denen bir gazete, 1896’da Sultan Abdülhamit’e saldırıyordu, 1960'da aynı gazete Menderes'e saydırıyordu. 1993'te Özal'a kin kusuyordu. Şimdi aynı gazete bana kin kusuyor. Bakın bu dört ismin içerisinde bu millete ihanet eden var mı? Sultan Abdülhamit'in ihaneti mi var? Menderes'in ihaneti mi var? Özal'ın ihaneti mi var? Benim de 12 yıllık başbakanlığım ortada, Halep orada ise arşın burada."

'KOALİSYON KONUŞUYORLAR'

Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Ey benim Ardahanlı kardeşim, ana muhalefet ile bölücü örgütün güdümündeki partiyi, milliyetçi olduğu iddiasındaki partiyle Pensilvanya'daki ihanet şebekesini bir araya getirenin ne olduğunu görüyor musunuz? Ardahan, yarın sandıkta bu oyuna dur diyecek mi? Türkiye yarın bu tezgahı kuranlara bir kez daha hak ettikleri dersi verecek mi? Bunların makbullükten anladığı inancından, tarihinden, kendi ideolojisinin sınırlarına mahkum ettikleri insan tipi. Bunların kesinlikle demokrasi diye, insan hakları diye, Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması diye bir dertleri yok. Bunlar milleti devre dışı bırakmak istiyor. Ülkenin geleceğini bizzat milletin kendisinin tayin etmesinim önüne geçmek istiyorlar. İstikrarlı bir Türkiye istemiyorlar. Güven dolu bir Türkiye istemiyorlar. Onun için eski Türkiye diyorlar. Pensilvanya'sıyla, Kandil'iyle, Ermeni lobisiyle bu ülkenin düşmanı ne kadar örgüt varsa, hepsi arkalarında. Dikkat edin söyledikleri aynı. Vaatleri aynı, tehditleri aynı, hakaretleri aynı, millete hizmet için bir araya gelemeyenlerin yeni Türkiye'nin önünü kesme konusunda kol kola girdiklerini görüyoruz. Daha dün Meclis'te yan yana oturtmak için zor ikna edilen partiler, bugün aralarında koalisyon konuşuyorlar. Sanmayın ki bu birlikteliğin sebebi demokrasiye, hoşgörüye, inançlara olan inançları. Bu birlikteliğin tek sebebi milletin kendi kendisini yönetmeye tahammülü olmayanların, milli iradenin gücünü zayıflatmak için kendilerine verdiği görev."

'TELEFONUMA ÇIKMIYOR, NİYE ÇIKMIYORSUN? ÇIK'

Diyarbakır'daki bombalı saldırıya değinen Erdoğan şöyle konuştu: "Dün Diyarbakır'da olanlar, bunlar herhangi bir partiye yönelik değil, yarın yapılacak seçimlere gölge düşürmek için provokatif bir eylem. Ben ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılara şifalar diliyorum, ölenlerin yakınlarına sabırlar diliyorum. Biz işte 6, 7 Ekim, 8 Ekim olaylarında, o eş başkan onu söyledi, bak ben dün akşam kendisini aradım, telefonuma çıkmıyor, niye çıkmıyorsun? Çık, bu kadar uzaklar, çünkü meydanlarda onlar istediği gibi söyleyecek, biz onlara bir şey söylediğimiz zaman beyler rahatsız olacak. Ben insani görevimi yapayım dedim. Cumhurbaşkanılğı makamından açıklama yapıldı, dün akşam atv, a haber ortak yayınında orada da açıklamamı yaptım, görevimizi bitirdim."

'BARAJI AŞACAK MI AŞMAYACAK MI'

Erdoğan, konuşmasında seçim barajı üzerinden muhalefeti şöyle eleştirdi: "Kardeşlerim aman ha! Biz hep birlikte sandıklara sahip çıkacağız ve yüksek katılım sağlayacaksınız. Korkuyu korkutacaksınız. Korkmak yok, Allah’ın verdiği canı sadece O alır. Hepimiz vaadimizi yaşıyoruz. Bundan başkası yok. Ama bizim demokrasi ile ilgili irademizi kimse pranga altına almamalı. Bilelim ki bunların oyunları yarın bozuluyor. Bu tezgahın merkezine de bölücü örgütün güdümündeki partiyi yerleştirmiş durumdalar. Bak hepsi kalkıyor, barajı aşacak mı aşmayacak mı? Ya millet ne diyorsa o olacak. Millet aşsın diyorsa aşar, aşmasın diyorsa aşmaz. Milletin iradesine saygı duyacaksın ya o kadar basit. Devlet içinde devlet olur mu? Pensilvanya'dan birileri 40 yıldır bu ülkeyi bölmeye çalışıyor. 99’da buradan kaçıp gidiyor, üst akıl onu idare ediyor ve işte dün akşam bir televizyon programında, onu nerelerin yönettiği gayet güzel açıklandı. Şimdi küçük imamlar da kaçıyor. Türkiye'de onların il il imamları var. Ya imam mihrabı terk eder mi? E ne olacak, baş imam Mekke, Medine dururken Pensilvanya'yı seçerse küçük imamlar da onun peşinden gidiyorlar oralara. İşte yarın bunlara ders verme günüdür."