Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili İdris Baluken, halkın sandık ısrarına karşı AK Parti’nin tabut ısrarını sürdüğünü savundu. Baluken, “Sandık yerine tabut gündeminin devam etmesini maalesef AKP halkımıza dayatmaya devam ediyor. Sandık tabut ikileminde halkımızın sandık ısrarına karşı AKP tabut ısrarını sürdürmekte kararlı görünüyor.” dedi.

HDP Diyarbakır milletvekili adayları basın mensuplarıyla bir araya geldi. Huzurevleri semtinde bulunan Live Suit Otel’de düzenlenen programa HDP Diyarbakır milletvekili adayları İdris Baluken, Nursel Aydoğan, Nimetullah Erdoğmuş, Feleknas Uca, Çağlar Demirel, İmam Taşçıer ve Nesrin Hilal Şanlı katıldı. HDP Grup Başkanvekili Baluken, gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Çatışmasızlığa karşı daha fazla çatışma isteyen daha fazla savaş ve kaos isteyen bir durumla karşı karşıya olduklarını belirten Baluken, “Diyarbakır başta olmak üzere bölge halkı açısından da bu tablonun ne anlama geldiği ortadadır. Ancak özelikle ülkenin batısında yaşayan ve çözüm süresi açısından masayı kimin devirdiği savaşı kimin başlattığı savaşı kimin devan ettirdiği ve ülkeyi kimin bir kan deryasına çevirdiği noktasında kafasında soru işaretleri olanlar açısından bu tabloyu burada tekrar gözden geçirmeleri gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

CENAZELER KALKTIĞI SON DERECE KÖTÜ BİR ORTAMI YAŞAMAK ZORUNDA KALDIK

Bu süreçte Dağlıca’da yürütülen operasyonda çıkan çatışmada asker ve gerilla kayıplarının yaşandığı ve Türkiye’nin birçok yerinde cenazelerin kalktığı son derece kötü bir ortamı yaşamak zorunda kaldıklarını anlatan Baluken, şunları kaydetti: “Belli ki kendi demokratik geleceği için sandığa uzanmak isteyen ellerin genç bedenleri taşıyan tabutlara uzanmasını isteme noktasında AKP büyük bir ısrar içerisindedir. Sandık yerine tabut gündeminin devam etmesini maalesef AKP halkımıza dayatmaya devam ediyor. Yüreği ve vicdani olanlar için bir an önce tabutların yerine sandıkların gündemleşmesi gereken duyarlılıklar ortaya konsa da bu konuda dayatılan politikalar ve pratik alanda yaşanan operasyonel süreçler maalesef son güne kadar da devam edecek gibi görünmektedir. Sandık tabut ikileminde halkımızın sandık ısrarına karşı AKP tabut ısrarını sürdürmekte kararlı görünüyor. Bu kararlılığı bir türlü başaramadığı, tek başına iktidar olma hedefi açısından bir kaos ve çatışma zeminini el altında bulundurma ve bu çatışma kaos seçiminde seçim sandıklarına yönelik bir müdahale üzerinden okumak gerektiğini düşünüyorum. İnsanlığa karşı suç işleyen bölgede bilinçli provokasyon üreten bir hükümetin ortaya koyduğu durumu başka şekilde izah etmek mümkün değil.”

1 KASIM’DA AKP ZULMÜ ALTINDA İNLEYEN HERKES BİR NEFES ALACAK

1 Kasım seçimlerinin önemine değinen Baluken, o tarihte yeni bir sayfanın açılacağını kaydetti. Baluken şunları dile getirdi: “Türkiye’de AKP’nin zulmü altında inleyen halklarımızın tamamı bir kasından sonra rahat bir nefes alacak. O yüzden özellikle burada halka yönelik baskılarını artıran AKP hükümetinin de bir an önce bu tutumunu gözden geçirmeye halkı provoke eden insanlık dışı saldırıları bir önce devreden çıkarmalıdır.”

ERDOĞMUŞ: DİNEN CAMİYE GİRMİŞ İNSAN MASUNDUR

HDP Diyarbakır Milletvekili ve adayı eski Müftü Nimetullah Erdoğmuş ise mezarlıkların tahrip edilmesiyle ilgili soru üzerine, her insan için kutsalının dokunulmaz olduğunu kaydetti. Sokağa çıkma yasağının uygulandığı Sur ilçesinde tahrip edilen Fatihpaşa (Kurşunlu) Camii örnek gösteren Erdoğmuş, “Mesela Sur ilçesindeki Fatihpaşa (Kurşunlu) Camii’nde görünen yüzünün tümü adeta bir nakış taktiğiyle silahlarla tahrip edilmiş. Şimdi kabul edelim o camimize eli silahlı bir eylemde bulunmuş birinin sığınmış olduğunu tahmin edelim. Dinen o camiye giren o insan masumdur, dokunulmazdır. Oradan çıkıncaya kadar o caminin masumiyeti noktasında müdahale edilemez.” dedi. Aynı durumun kabristanlar için geçerli olduğunu belirten Erdoğmuş, şunları söyledi: “Bizim coğrafyamızda sadece Müslüman kabristanları yok, hepimiz çok iyi biliyoruz ki diğer din mensuplarının da kabirleri ve mezarları var. Bizim geçmişten devraldığımız hem terbiye ve mirasta ayrımsız bütün mezarlara saygı var. Hatta geleneğimizde var, bir kabristanda bulunan kuru bir meşe dalını bile almak büyük bir saygısızlıktır. Ama bugün maalesef görüyoruz bu saldırıyı yapanlar ayrıca din saltanatını yürüten ve o dindar kimliklerinin de arkasına gizleyerek bunları yürütüyorlar. Bize göre en tehlikeli olan bu kimlikle bu saldırıların yapılmasıdır.”