HDP Dış İlişkilerden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Nazmi Gür, Ağrı'daki operasyonun seçimi yönlendirmeye yönelik bir çaba olduğunu savunarak, "Seçime kadar benzeri provokasyonlar olabilir. Her yerde özgürce ve güvenli bir ortamda kampanya yürütebileceğimizden kuşkuluyuz." dedi.

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) heyetinden Andreas Baker, Steven Martin ve Vladimir Misev, Meclis'te HDP grubunu ziyaret etti. Dış İlişkilerden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Nazmi Gür ile TBMM'de görüşen heyet temsilcileri, 7 Haziran seçiminin güvenliği konusunda talep ve durum değerlendirmesi yapmak üzere Türkiye'de olduklarını aktardı. Andreas Baker, yaptıkları toplantıların sonuçları ile gözlem misyonu gönderilip gönderilmeyeceği ve gönderilecekse ne tür bir misyonun gönderileceği konusunu kararlaştırarak görüşlerini bir hafta içinde bildireceklerini ifade etti.

Heyetin sorularını cevaplayan Nazmi Gür ise İç Güvenlik Yasası ile demokratik olmayan gelişmelere değindi ve aşırı güvenlik önlemlerinin olumsuz etkilerine dikkat çekerek, hükümetin ilave olarak bölgeye 20 bin polis göndereceğini anlattı. Güvenlik güçlerinin seçim merkezlerine zırhlı araçlarıyla girdiğini ve sandık başlarına kadar polislerin girdiğini belirten Gür, itirazlar ve müdahale yapılıncaya kadar zaten seçimin bitmiş olduğunu söyledi.

Sandık başlarında görevlendirilenlerin AK Partisi yanlısı kişilerden seçildiğini ve bu konuda sunulabilecek çok kanıt olduğunu anlatan Gür, sandıkların ilçe seçim kurullarına karanlık saatlerde gittiğini ve bu konuda şaibeler olduğunu, ayrıca sonuçların UYAP sistemi üzerinden gönderilmesi işlemlerinin adil yürüyüp yürümediğinden emin olamadıklarını da vurguladı.

Geçmişte oynamalar gördüklerini, tespit edilmesi durumlarında ise "insan hatası" denilerek geçiştirildiğini aktaran Gür, Ağrı'daki operasyonun seçimi yönlendirmeye yönelik bir çaba olduğunu ve seçime kadar benzeri provokasyonlar olabileceğine dikkat çekti. Gür, "Her yerde özgürce ve güvenli bir ortamda kampanya yürütebileceğimizden kuşkuluyuz." ifadelerini kullandı.

Adaletsiz hazine yardımı, medyanın eşit fırsat tanımaması, devlet televizyonunun partinin etkinliklerine yer vermemesi konularına da değinen Gür, "AKP devlet imkanlarını sonuna kadar kullanıyor. Başbakan ve bakanlar makam araçlarını seçim çalışmalarında kullanmaktan çekinmiyorlar. Ayrıca Cumhurbaşkanı da asli görevini bir kenara bırakarak tüm imkanlarıyla açık şekilde taraf tutuyor ve açık bir şekilde iktidar partisine 400 vekil isteyebiliyor. Elde ettiği gizli ödeneğin de seçimdeki çeşitli işlerde kullanılabileceği de ihtimal dahilinde. Her yurtdışı gezisini bir seçim çalışmasına dönüştürüyor. Bizler ise yasaklanmadığı müddetçe sosyal medyayı en verimli şekilde kullanmaya çalışıyoruz. AGİT'in bu seçimde mutlaka gözlemci göndermesini talep ediyoruz. Çok güçlü ve kalabalık bir heyet göndermesinde yarar var. Geçen seçimde de AGİT'in seçim misyonu göndermesinin faydalarını gördük. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Gaziantep, Urfa, Diyarbakır, Van ve Ağrı gibi illerde olmaları bizim için önemli." diye konuştu.

Bir süre önce YSK ile görüşme yaptıklarını ve YSK Başkanının seçim güvenliğini partilere bıraktıklarını söylediğini belirten Nazmi Gür, "Bu kabul edilebilir bir şey değil, ilkesel olarak doğru olan seçim sürecinin hakim gözetiminde yapılmasıdır. Eğer partilere bırakmışlarsa, kuşku duyarız. Ben bu sözler üzerine açıkça bu yanlış dedim, biz partilere değil size güveniriz dedim. Hakimiyetin AKP'de olduğunu düşündüğümüzde bu korkunç bir durum." şeklinde konuştu.

Yurt dışında 3 milyona yakın seçmen olduğunu dile getiren Gür, 100 civarındaki ülke ve gümrük kapılarında kullanılacak oyların Türkiye'de sayılacağını, özellikle oyların yarısının bulunduğu Almanya için dikkatli olunmasının yararlı olacağını kaydetti.