MHP Manisa Milletvekili Zeynel Balkız, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, şehit ailelerini ikiye ayırdığını söyledi. Cumhurbaşkanı tarafından şehit ailelerinin, cenazeler geldikçe öfkeyle veya o anki infialle söyledikleri birtakım sözlerden dolayı vatan haini ilan edildiğini öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, "400 milletvekili" ve benzer iki demecinin, beyanının çok önemli olduğunu belirten MHP Milletvekili Balkız, “Birincisi, 400 milletvekilini kimin için istiyorsunuz? 400 milletvekilini AKP için istiyor. 400 milletvekilini kendi başkanlığını ilan etmek için istiyor. 400 milletvekilini Anayasa’yı değiştirmek için istiyor. 400 milletvekilini PKK’nın istediği çözüm sürecinin sonunda, PKK’nın istediği anayasal değişiklikleri yapmak için istiyor. Bunların ne anlama geldiği malum. Bu bakımdan hükümete ve Cumhurbaşkanı'na bu mücadelede güvenmiyoruz, çünkü kendisinin PKK terör örgütünü muhatap alarak Türkiye’yi bugünlere getirdiği aşikârdır.” dedi. Erdoğan’ın bir lafı daha olduğunu, bu lafında şehit ailelerini ikiye ayırdığını iddia eden Balkız, “Cumhurbaşkanı, şehit ailelerinin tabutlarımız, cenazelerimiz geldikçe öfkeyle veya o anki infialle söylediği birtakım sözlerden dolayı, onları adeta vatan haini ilan ediyor. Bir kısmını da ayırıyor. Ateş düştüğü yeri yakar. Eğer Allah göstermesin, onun da oğlu dağlarda teröristlerle mücadele ederken yaralansa veya şehit düşse herhalde tavrı daha farklı olurdu. Bu bakımdan bunu talihsiz beyan olarak kabul ediyorum ve keşke söylemeseydi diyorum.” diye konuştu.

Önemli bir tespitleri daha olduğunu aktaran Zeynel Balkız, “O da şudur, bakınız belki bu çözüm sürecinin en önemli sonuçlarından birisi, maalesef şöyle bir netice doğurmuştur. Doğuda yaşayan vatandaşlarımız, farklı siyasi görüşlere ve partilere mensup ama çözüm süreci içerisinde hükümetin doğrudan doğruya hedef ve muhatap olarak İmralı’da Abdullah Öcalan’ı, Kandil’de PKK’yı ve KCK’yı muhatap alması sonucu bütün doğuda yaşayan Kürt vatandaşlarımızın, adeta PKK’nın ve KCK’nın, Abdullah Öcalan’ın etrafında birleşmelerine sebep oldu. Dolayısıyla bu çözüm süreci, aynı zamanda hükümetin bu hareketinden dolayı PKK’ya ayrıca psikolojik ve siyasi bir güç vermiş. Eğer böyle bir muhataplık olmasaydı, orada yaşayan vatandaşlarımız zaten farklı siyasi partilere, farklı görüşlere, farklı oluşumlara, organizasyonlara mensuptular ama siz devlet olarak birisini muhatap aldığınız zaman, 'güç burada' diye hepsi maalesef bugün PKK’nın arkasındaymış gibi, Abdullah Öcalan’ın liderliğini kabul etmiş gibi bir görünüm almıştır ve bu da AKP’nin yanlış tutumunun doğurduğu bir sonuçtur. Yani burada artık çözüm sürecinin bittiği noktadayız. Muhatap olarak ne Abdullah Öcalan ne başka bir KCK ve PKK muhatap alınmamalı. Sadece kişisel hak ve hürriyetler bazında, hürriyetler her vatandaşımıza verilmek suretiyle bu olay TBMM çatısı altında, üniter devlet yapısı içerisinde çözülmelidir.” şeklinde konuştu.