CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Türkiye'de yasal veya yasadışı telefon dinlemeleriyle korku imparatorluğu oluşturmaya çalışan AK Parti'nin, kendi oluşturduğu canavarın esiri olduğunu söyledi.

Yazılı bir açıklama yapan Tanrıkulu, başından itibaren telefon dinlemelerinin oluşturduğu güvensizlik ortamından yurttaşların ciddi endişe duyduğunu, siyaset kurumunun yıprandığını ifade ettiklerini ve bu yönteme son verilmesi için AK Parti’ye çağrı yaptıkları halde, ne iletilen soru önergeleri ne araştırma önergeleri ne de kanun tekliflerinin dikkate alındığını vurguladı.

"AKP, hukuksuz bir biçimde elde edilen ses kayıtlarını seçim malzemesi olarak kullanmış, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan da siyasî rakiplerine karşı bu kozu kullanmaktan geri durmamıştır." diyen Tanrıkulu, şöyle devam etti: "Yasadışı telefon dinlemeleri konusunda gerek avukatlık gerekse siyasetçi kimliğimle her zaman mücadele ettim. MİT, 8 Nisan-30 Mayıs 2005 arasında, Türkiye'de telekom hizmeti veren bütün şirketlerin telefon üzerinden gerçekleşen iletişimlerin dökümlerini istemişti. MİT'in bu talebine izin verense, 6 Mayıs tarihli kararıyla, Diyarbakır 6. Ceza Mahkemesi olmuştu. Bu olayla ilgili zamanın Diyarbakır Barosu başkanı olarak MİT hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve elde edilen kayıtların derhal imha edilmesini istemiştim."

Tanrıkulu, dönemin başbakanı Erdoğan’ın çalışma ofisinin dinlendiğinin ortaya çıkması üzerine o zaman şu açıklamayı yaptığını hatırlattı: "Sayın Başbakan'ın bile dinlendiği, üstelik de çalışma ofisine kadar dinleme cihazı konduğu bir ülkede, kim dinlenmediğini iddia edebilir? Fakat burada önemli olan kaç insanın dinlendiği değil, bu korkunun topluma ne kadar yayıldığıdır. Bugün Başbakan dahil tüm yurttaşlar telefonda konuşurken, üçüncü bir kulağın da varlığını hesap ediyor. Korku imparatorluğu tam da budur. Hiçbir yurttaşın mahremiyeti kalmamıştır. Bugün CHP'lileri fişleyenlerin yarın sizi de fişlemeyeceğinin garantisi olamaz. Fakat hayatın her alanına müdahale etmeye çalışan Sayın Başbakanın, kendi çalışma ofisine dinleme cihazı koyanların üstüne gitmemesi, bu olayın gündemden düşürülmesini anlamlı buluyoruz. Sizi, bizi kim dinliyor Sayın Başbakan? Sayın Genel Başkanımız defalarca açıkladı; 'dinleniyoruz' dedi. Sayın Başbakan ve diğer hükümet yetkilileri bu konuda sessiz kalarak iddiaların gerçekliğini teyit etmiş oluyorlar. Yargıtay’ın genel dinleme-izleme yapılamayacağı yönünde kararı olduğu halde, hükümet, böyle bir izleme dinleme yapılıp yapılmadığına dair sorularımızı yanıtsız bırakıyor. Tarih boyunca yurttaşlarının veya muhalefetin içine ajanlar salarak ayakta durmaya çalışan hiçbir iktidar, amacına ulaşamamıştır. Korku imparatorluğuyla hiçbir iktidar sağlama alınamamıştır."

Hükümetin bu uygulamaya son vermesi konusunda yaptıkları ikazların, bu çağrıların sadece küçük bir bölümünü oluşturduğunu vurgulayan Tanrıkulu, açıklamasını şöyle tamamladı: "Fakat AKP, hiçbir zaman telefon dinlemelerinin önüne geçmeye çalışmadığı gibi bu yöntemi sonuna kadar kullandı ve kullanmaya da devam ediyor. Ancak daha önce de söylediğimiz gibi hiçbir hükümet, korku imparatorluğuyla ayakta kalamaz."