Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan, Türk milliyetçileri ve ülkücü hareketi bir iç çatışma ortamına, bir kardeş kavgasına sürüklemek için hain tezgâhlar kurulduğunu belirtti. Ayhan, "Ne var ki milliyetçi-ülkücü hareketi ihanetin ve kavganın tarafı yapmak için sürekli çaba harcayan, her fırsatta hassasiyetlerimizi istismar etmeye çalışan bu zihniyetleri fazlasıyla gördük ve görüyoruz. Bizi, çirkin hesaplarına alet etmeyi aklından geçirenler asla muratlarına eremediler ve eremeyeceklerdir." dedi.

Meclis'te basın toplantısı düzenleyen Ayhan, siyasi hesapları için ülkeyi ateşe atmaktan çekinmeyenlerin, 7 Haziran seçim sonuçlarını kabullenemediğini, milli iradeyi kendi siyasi amaçlarına uygun yeniden şekillendirmeye çalıştığını, terörü hortlattığını, koalisyon çabalarını dinamitlediğini ve gözünü bile kırpmadan terör örgütün siyasi temsilcisi dediklerini hükümete taşıdığını ifade etti.

"7 Haziran’dan bu yana 100’den fazla şehidimiz toprağa düşmüştür." diyen Ayhan, şöyle devam etti: "Yıkım ve ihanet sürecini, barış ve çözüm süreci olarak yıllarca milletimize yutturmaya çalışan AKP’dir. Suçüstü yakalanıp, yıkım sürecini terör örgütünün silah depolama ve mayınlama süreci olduğunu şimdi itiraf etmek zorunda kalanlar da onlardır. 13 yıl önce fiilen bitirilmiş bölücü örgütün tekrar palazlanmasını şımartılmasını sağlayanlar da onlardır. Bununla da yetinmeyip büyük Ortadoğu projesinin sahipleri ile işbirliği halinde memleketin bugünkü hale düşmesinin sebebi de onlardır. Terörist başının Dolmabahçe talimatlarını kabul edip millete ilan edenler de onlardır. Güvenlik kuvvetlerinin terörle mücadelesini kilitleyip, teröristi gizli tanık, Genelkurmay Başkanını sanık yapılması da AKP döneminin eseridir. Ülkenin güneydoğusunda kamu düzenini bölücü örgüte teslim edenler de onlardır. Çözüm süreci dolaba kaldırıldı diyerek uygun pazarlıklarla saltanat ve oy uğruna her an ortaya çıkartılabileceği, sinyalini veren yine bu zihniyettir. Türk milletinin bekasına kast edenlerin ekmeğine yağ sürmekten çekinmeyen, ister paralel olsun, ister teröristbaşı her türlü yapının kolayca kandırıverdiği AKP ve Sayın Cumhurbaşkanı hangi sebepten 400 vekil istemektedir? Bu olay da da mı kandırılmaktadır? 1 Kasım seçimlerinde sırtlarını yıkım sürecine ve bölücü örgüte dayayanlar ile ülkenin bütünlüğünü ve bekasını, başkanlık ve saltanat hayallerine kurban edenler, Türk milletinden gereken cevabı alacaklardır."

Meclis çoğunluğuna dayanarak yıkım sürecini devlet politikası haline getirmek için çerçeve kanun çıkartıldığını hatırlatan Ayhan, AK Parti'nin şimdi bu günahlardan sıyrılmak için türlü manevralar aradığını, Türk siyasetini kendinin oluşturduğu kaos ortamında, kendi siyasi emellerine göre yeniden tanzim etme gayreti içinde olduğunu vurguladı.

"Türk milliyetçileri ve ülkücü hareketi bir iç çatışma ortamına, bir kardeş kavgasına sürüklemek için hain tezgâhlar kurulmaktadır." diyen Ayhan, "Ne var ki Milliyetçi-ülkücü hareketi ihanetin ve kavganın tarafı yapmak için sürekli çaba harcayan, her fırsatta hassasiyetlerimizi istismar etmeye çalışan bu zihniyetleri fazlasıyla gördük ve görüyoruz. Bizi, çirkin hesaplarına alet etmeyi aklından geçirenler; asla muratlarına eremediler ve eremeyeceklerdir. Milliyetçi Hareket Türkiye’nin yoluna döşenen bu tuzakların aşılabilmesinin en büyük güvencesidir. Türkiye’ye musallat olan bu belalardan kurtuluş, Milliyetçi Hareket’in iktidarında gerçekleşecektir." diye konuştu.

AK Parti'nin ekonomiyi mayınlamakta olduğunu dile getiren Ayhan, Türkiye'de makro-ekonomik çerçevenin yeniden düzenlenme ve dengelenme ihtiyacı bulunduğuna dikkat çekti. AK Parti'nin ekonomi yönetimi makro-ekonomik yapıyı tahrip ettiğini, manipülasyonlarla ekonomiyi kendi dinamiklerinden uzaklaştırdığını, fırsat eşitliğini ve kaynak dağılımını bozduğunu, makroekonomide parametreleri etkisiz hale getirdiğini, manipüle ettiğini anlatan Ayhan, şunları kaydetti: "Türkiye ekonomisinin çapası kalmamıştır. 2008’den bu yana ekonominin çapası olan enflasyon hedeflemesi çökmüş ekonomide kur ve enflasyon öngörülemez ve kontrole edilmez bir hale gelmiştir. Kurda yaşananların spekülatif olduğunu söyleyen bakanlar spekülasyon nedeni ile sebebinin kimler olduğunu ve hangi amaçla yaptığını söylemek durumundadır. Ekonomiye güven verecek yeni bir referanslara ihtiyaç vardır. Bunlar, mali disiplin, siyasi uzlaşma, şeffaf, etkin ve etik devlet yönetimi, öngörülebilir hedefler, büyüme ve yatırım hamlesi olmalıdır. Son iki yıldır sürekli ekonomideki kırılganlıklara işaret edenler kara tablo çiziyorlar diye karalanırken, hatta hainlikle suçlanırlarken, o sıralarda bir kesim iktidara güzelleme yapmakla meşguldü. 'Faiz düşsün kur yükselsin' diyenler, şimdi 2.7 TL’den dolar talep etmeye başlamışlardır. Yani bağıra bağıra gelen krize karşı hiçbir tedbir almayan Hükümetin ve yandaş iş aleminin cezasını ve yükünü vergi mükelleflerinin vatandaşların üzerine yüklemekten bahsediyorlar. Eğer ekonomik durum iyi ise bunun adı avanta talep etmektir. Şayet değilse ekonominin hangi boyutlara geldiğini, yandaşların bile bu yükü kaldıramayacağını açıkça göstermektedir. Büyüme değil harcama artıyor, ekonomi iç taleple ayakta kalmaya çalışıyor."

AK Parti’nin kurucu ilkelerine geri dönüş ve fabrika ayarlarına yeniden yönelme eğilimini her fırsatta dile getirmesinin partinin bu gün hangi noktaya geldiğini, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklara karşı yola çıkanların, iktidara ele geçirince nasıl bunların savunucusu haline geldiğinin adeta itirafı olduğunun altını çizen Ayhan, "Milletimiz AKP’nin; fabrika ayarlarının daha baştan yanlış programlandığını, küresel proje ortakları tarafından hangi amaçlar için nasıl kullanıldığını şimdi daha net anlamaktadır. Milletimiz çözüm diye sunulan rezaletin hesabını elbette 1 Kasım’da soracaktır." ifadelerini kullandı.

'Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in bugün medyaya yansıyan açıklamalarının' sorulması üzerine Ayhan, o konunun gündemden düştüğünü genel başkanın ifade ettiğini aktararak "Gerisi hukuki bir boyut. Yetkili organlar gerekli açıklamaları yapacaktır." dedi.

'Seçimlerde Büyük Birlik Partisi ile MHP'nin ittifakıyla' ilgili bir soruya ise Ayhan, "Şu ana kadar böyle birşey yok." karşılığını verdi.