HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güç sahibi olunca insanlıktan kopup uzaklaşarak, kendisinden başka hiçbir şeyi görmez olduğunu, bütün değerlerini eritip ortadan kaldırdığını söyledi.

Yüksekdağ, Denizli 29 Ekim Bulvarı, Özay Gönlüm Meydanı'nda partisinin düzenlediği mitinge katıldı. HDP’li milletvekili adaylarının tanıtıldığı mitingde Yüksekdağ, Erdoğan ve AK Parti hükümetini sert ifadelerle eleştirdi.

‘BİZ O BARAJI ÇOKTAN YIKTIK’

7 Haziran’da kazanacakları zaferi Denizli’den kutladıklarını ifade eden Yüksekdağ, "Şimdi biçareler sanıyorlar ki bizi bir barajla durduracaklar. Hepinize geçmiş olsun. Biz o barajı çoktan yıktık çoktan. Onca sınırla, şiddetle, dayatmayla, gözyaşıyla yıldıramadığınız bu halkı Türkiye’nin geleceğini de durduramayacaksınız, yıldıramayacaksınız, karartamayacaksınız. Biz barajı ve bütün engelleri dişiyle tırnağıyla aşmış bir gücüz ve halkız. Kimseye mihnet etmedik. Boyun bükmedik, kirli pazarlıklar yapmadık. Hakkımızı savunmanın dışında mazlumun ahını almadık. Şimdi bu duruşla, dirençle geldiğimiz yer zaferin kapısıdır." dedi.

‘CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KENDİSİNDEN BAŞKA HİÇBİR ŞEYİ GÖRMEZ OLDU’

Düne kadar burnundan kıl aldırmayan iktidarın artık süngüsünün düştüğünü söyleyen Yüksekdağ, Erdoğan ve hükümetin güç sahibi olduktan sonra insanlıktan uzaklaştığını öne sürdü.

Yüksekdağ şöyle devam etti: "Bunlar güç sahibi oldu insanlıktan koptu, uzaklaştı. Güç sahibi olunca gücünü servetini, zenginliğini büyütünce AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan kendisinden başka hiçbir şeyi görmez oldu. İktidar hırsı bunların gözünü kör etmiş. Zenginlik hırsı, servet avcılığı bunların bütün değerlerini, eritmiş ortadan kaldırmış. Bugün ellerindeki iktidarla sadece yetinmeyip o güçlerini, o zorbalıklarını, o servetlerini güvence altına almak ve ömrü billah bu üstünlüğü, bu egemenliğini korumak için Türkiye’den daha fazlasını istiyorlar… Sen, Türkiye’ye barışını sağlamadıktan sonra değil 400 vekil 4 vekil bile sana haramdır, haram. O saray sana haramdır."

Hükümetin devletin imkanlarıyla seçim çalışması yürüttüğünü belirten Yüksekdağ, "Onların vicdanı elveriyor, onlarda vicdan kalmamış. Trilyon trilyon bütçelerle seçim çalışması yürütüyorlar; bütün devlet olanaklarını, kurumlarını arkalarına, yanlarına almışlar. Açık ödeneklerden, örtülü ödeneklerden, temiz paralardan, kirli paralardan, her türlü kaynaktan gani gani beslenerek, oluk oluk Türkiye haklarının vergisini kendi seçim çalışmasına aktararak kampanya yürütüyorlar." eleştirisinde bulundu.

‘HIRSIZLIK YAPMAYI BECERİ, YETENEK ÜSTÜNLÜK OLARAK GÖRÜYORLAR’

AK Parti hükümetinin 13 yıl boyunca kendi zenginlerini daha zengin hale getirdiğini vurgulayan Yüksekdağ, "Bakın seçimlerden önce bununla da yetinmiyorlar, vergi affı ilan ediyorlar. Kimin için biliyor musunuz, üç beş tane büyük AKP holdingi için. Bu AKP holdinglerinden birisinin sahibi de kısa bir süre önce yolsuzluk soruşturması döneminde tapeleri ortaya çıkan ve bu halka küfrettiği dünya aleme duyulan bir zat. Halkına küfreden, soyup soğana çeviren, hırsızlık yapmayı bir beceri, bir yetenek, üstünlük olarak gören bu soygunculara, vurgunculara, bu halk düşmanlarına AKP hükümeti vergi affı ilan ediyor. Trilyon trilyon üç beş şirketin vergisi siliniyor, karşılığında yapılan şeyle halkımızın her gün dişiyle tırnağıyla evine ekmek götürmeye çalışan halkımızın vergisi artırılıyor." şeklinde konuştu.

‘KİBİR, İKTİDAR HIRSI CUMHURBAŞKANI'NIN GÖZÜNÜ KARARTMIŞ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Van’da 'siz bizi anlamıyorsunuz' sözünü hatırlatan Yüksekdağ, "Beyefendi o kadar mükemmel bir şahsiyet ki o kadar harika işler yapmış ki o kadar anlaşılması zor birisi ki Türkiye halkı onu anlamakta zorlanıyor. Ancak bu kadar olabilir." dedi.

Yüksekdağ şunları kaydetti: "Sayın Cumhurbaşkanı, evet doğru, biz sizi anlamakta zorlanıyoruz; biz, kibir ve iktidar hırsı bu kadar gözünü karartmış bir şahsiyetin Türkiye’yi taammüden bir felakete sürüklemesini anlamakta zorlanıyoruz. Biz tek bir insanın geleceği için, bütün Türkiye’nin siyasi geleceği ile oynanmasını anlamakta zorlanıyoruz. Biz bütün yıllar boyunca Van halkının, bölge halkının ve bütün Türkiye halklarının barış diye çırpınmasını anlamayan, bunu anlamak istemeyen, savaştan ve şiddetten başka bir şey bilmeyen bir cumhurbaşkanını, bir iktidarı anlamakta zorlanıyoruz."