Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Türkiye'de gerilimin günden güne yükseldiğini söyledi. Yaşananların toplumsal bir travma olduğunun altını çizen Yaksekdağ, "Bu toplumsal travmayı tedavi edebilmek, ortadan kaldırabilmek için herkesin insanlık, barış, demokrasi temelinde kenetlenmesi gerekir." dedi.

Figen Yüksekdağ Suruç'taki terör saldırısında yaralanan ve Göztepe Medical Park Hastanesi'nde tedavi altına alınan Güneş Erzurumluoğlu'nu ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklama yapan Yüksekdağ, yaralananların en kısa sürede sağlığına kavuşması için dua ettiklerini söyledi. Bütün Türkiye’nin onların yanında olması gerektiğini vurgulayan Yüksekdağ, “Acı bir durum. Doktorun ve ailesinin eşliğinde yoğun bakıma girip konuşabilme şansım oldu. Çağla konuşamıyordu ama Güneş konuşabilecek durumdaydı. Gözyaşları içerisinde vazgeçmeyeceklerini söyledi. Şuan yoğun bakımda hayati tehlikesi yok ama belki de bir daha hiç yürüyemeyecek. Bizim doktorlardan aldığımız bilgi buna işaret ediyorum. Birçok gencin aynı zamanda bütün yaşamını etkileyebilecek bütün yaşamını felç edecek bir saldırı yaşandı. Sadece kaybettiğimiz 32 can değil, bundan sonra bu acıyla, travmayla yaşayacak yüzlerce insan olacak” ifadelerini kullandı.

Yaşananların artık toplumsal bir travma olduğunu ifade eden Yüksekdağ, “Bunu da görmemiz lazım. Bu toplumsal travmayı tedavi edebilmek, ortadan kaldırabilmek için herkesin insanlık, barış, demokrasi temelinde kenetlenmesi gerekir. Bu gençlerin davasının, amacının, isteklerinin yanında durması gerekir. 19 yaşındaki bir kız yoğun bakımda hastanedeki haliyle bile insanlık için direnme, umut etme, mücadele etme mesajları verebiliyorsa hepimizin bundan ders çıkarması gerekir. Demek ki hepimizin onların arkasından gitmemiz gerekir.” şeklinde konuştu.

'BARIŞ VE ÇÖZÜM SÜRECİNİN ÖNÜNÜ AÇMAK GEREKİYOR'

Bir gazetecinin “Diyarbakır’da da bir saldırı oldu, bu saldırılar art arda geldi. Ne söyleyeceksiniz?” sorusu üzerine Yüksekdağ, Türkiye’de art arda gerilimi sürdürecek gelişmelerin yaşanmasını tasvip etmenin mümkün olmadığını belirtti. 2013 Nevruz’undan itibaren, Türkiye’de silahların değil, insanların konuştuğu bir siyasi ve sosyal yaşam kurmanın mümkün olduğunu anlatmaya çalıştıklarını söyleyen Yüksekdağ, bunun için de bir demokratik siyaset ortamı geliştirmek gerektiğini dile getirdi. Barış ve çözüm sürecinin önünü açmak gerektiğini ifade eden Yüksekdağ, “Ne yazık ki bu çabalarımız tek taraflı olmak durumunda kaldı. Çabalar tek taraflı olunca gerilim çatışma ve ölüm de kendisine alan buluyor. Bizim bu alanı kapatmamız gerekiyor. O nedenle ben bu dönem içerisinde bütün Türkiye toplumunun… Bakın mesaj çok nettir. O 32 genç, kimisi Hakkari’den, kimisi Bursa’dandı, kimisi Muş’tandı, İstanbul’dan, Samsun’dan Trabzon’dan Türkiye’nin dört bir yanındandı. Değişik inançlardan, kimisi Alevi’ydi kimisi Sünni’ydi, kimisi cem evinden kimisinin camiden cenazesi kaldırıldı. Değişik uluslardandı. Kimisi Çerkez’di, kimisi Laz’dı, kimisi Türk’tü Türkmen’di, kimisi Kürt’tü. Bir arada durup hep birlikte hangi değerler etrafından buluşacağımızı işaret ettiler. Barışçıl bir yöntemle, barışçıl bir hareket tarzıyla işaret ettiler.” diye konuştu.

Bütün Türkiye’nin, bütün siyaset kurumların gençlerin işaret ettiği barışçıl demokratik yolun üzerinden gitmesi gerektiğini söyleyen Yüksekdağ, “Onların verdikleri bu mesajı dikkate almalıyız ve onların verdikleri bu mesajı dikkate almalı ve siyaseti buna göre dizayn etmeliyiz. Ben o nedenle çeşitli gerilim, saldırı çatışma ve ölüm olaylarının en kısa sürede sona ermesini diliyorum. Bu süre içerisinde yaşamını kaybeden bütün insanlarımızın ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu süreci normalleştirmenin tek yolu barış ve demokrasi çizgisinden sapmamaktır. Her şeyden önce siyasi iktidarın barış ve demokrasi çizgisine, yoluna girmesidir. Ben bugün bir kere daha siyasi iktidarı bu yola davet ediyorum.” ifadesini kullandı.