Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Yabanoğlu, ülkemizde kadavradan organ bağışının son derece az olduğu için uzun bekleme listeleri oluştuğunu söyledi.
Yabanoğlu, 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, günümüzde karaciğer yetmezliği ile sonuçlanan bütün hastalıklarda en etkin tedavi yönteminin karaciğer nakli olduğunu ifade etti. İki ana lobdan oluşan karaciğerin birçok hayati fonksiyonu bulunduğuna dikkati çeken Yabanoğlu, “Yağ sindirimi için safranın atılması, kandan ilaç, kimyasal maddeler ve alkolün temizlenmesi, fazla glikozun nişasta olarak depolanması, safra ile atıkların atılması, protein ve kolesterol sentezi, kan pıhtılaşması, enfeksiyona karşı bağışıklık bunlardan birkaçıdır. Hepatit, alkol, karaciğer kanseri, safra yolu hastalıkları, metabolik hastalıklar ve ani gelişen karaciğer yetmezliği karaciğerde hasara neden olan en sık hastalıklardan bazılarıdır” dedi.
Kadavradan bağış yetersiz
Karaciğer naklinin dünyada ilk kez 1963 yılında Thomas Starzl, Türkiye’de ise 1988 yılında Başkent Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal tarafından yapıldığını vurgulayan Yabanoğlu, şunları kaydetti:
“Nakil için karaciğer, iki tip kaynaktan, yani kadavra veya canlıdan alınabilir. Kadavradan karaciğer nakli, bir kaza sonucu veya hastalık nedeniyle beyin ölümü kesin olarak saptanmış hastaların varlığında gündeme gelir. Bu kişilerin ailesiyle görüşülerek organ bağışı için izin alındıktan sonra karaciğer takılmak üzere kullanılabilir. Maalesef ülkemizde kadavradan organ bağışı son derece az olduğu için uzun bekleme listeleri vardır.”
Yrd. Doç. Dr. Hakan Yabanoğlu, canlıdan karaciğer naklinin ise, karaciğerinin bir kısmının alınmasında sağlık ve hukuki açıdan mahsur olmayan kişilerin varlığında gündeme geldiğini belirterek, “Bu işlemin gerçekleştirilebilmesi için alıcı ve verici (donör) arasında 4. dereceye kadar kan ve hısım akrabalığı olması gerekir. Akrabalığın olmadığı, ancak uzun süreli tanışıklık ve dostluk hallerinde durumun değerlendirilebilmesi için sağlık müdürlükleri bünyesinde yapılandırılan etik kurulların onayının alınması zorunludur. Organ, hiçbir şekilde para ile alınıp satılamaz. Bu kanunen yasaktır” diye konuştu.
2 yılda 18 karaciğer nakli
Türkiye’de her yıl kutlanmakta olan 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası’nın, Başkent Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın 3 Kasım 1975’te Türkiye’de ilk kez canlı vericiden böbrek naklini gerçekleştirmesiyle hayat bulduğunu aktaran Yabanoğlu, “Türkiye’de organ nakli ile ilgili birçok ilklere imza atan değerli hocamız kurucu rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın bizlere verdiği eğitim ve bilginin ışığında Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezimizde 20 Ağustos 2014 tarihinden bu yana karaciğer nakillerini başarıyla gerçekleştirmekteyiz. Bugüne kadar 18 hastaya karaciğer nakli gerçekleştirdik. Bu başarılı nakillerimizde başta Prof. Dr. Mehmet Haberal olmak üzere Yrd. Doç. Dr. Turgut Noyan, Anabilim Dalı Başkanımız Prof. Dr. Gökhan Moray ve Prof. Dr. Sedat Yıldırım hocalarımızın katkıları ve emekleri çok fazladır” ifadelerini kullandı.
Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Yabanoğlu, son olarak, kadavradan nakil bekleyen hastalara umut olmak için toplumda organ nakli konusunda farkındalık oluşturulması gerektiğinin altını çizerek, “Bu farkındalığı oluşturmak bizlere düşen en büyük görevdir” açıklamasını yaptı.