Çünkü Başbakan Mehmet Sağlam'ın bakanlığı için söz vermişti. Bu sözünü menfi propogandalara kapılıp unutmasından korkuyorduk. Ancak, Başbakan 70 milyon insanın duyacağı bir ses tonu ve anlayacağı ifadelerle verdiği sözü tutmadı ve Milli Eğitim Bakanı olarak Van Milletvekili Hüseyin Çelik'le [B]“yola devam” [/B]dedi. Haber46 olarak Kahramanmaraş'ın menfaatlerini korumak için yaptığımız birbiri ardına haberlere gelen yorumlardan bazılarında bize sert eleştiriler vardı. Hatta Başbakan'ın Sayın Sağlam için özel bir bakanlık kuracağını bile söyleyenler vardı. [B]“Bilişim Bakanlığı”[/B] Gülünecek bir iddiaydı ama gülmedik, gülemedik. Çünkü Kahramanmaraş kamuoyunun yakından tanıdığı kişilerden de aynı minvalde yorumlar alıyorduk. Bekleyip görmeye karar verdik. Aradan geçen bir buçuk sene içerisinde Mehmet Sağlam'a Milli Eğitim Komisyon Başkanlığı dışında hiçbir görev verilmedi. 29 Mart seçimleri sonrasında yaptığımız haberler de yine bu yöndeydi ama olmadı. Haberimize gelen hemen tüm yorumlar Mehmet Sağlam'ın Milli Eğitim Bakanı olarak atanması gerektiği yönündeydi. Bu günden sonra Kahramanmaraşlı için bakanlık hayali kurmak bile fazla. Artık hepimiz biliyoruz ki Başbakan tarafından resmen aldatıldık. Şimdi düşünüyorum da aslında Başbakan [B]“aldatılmaktan korktuğu için”[/B] aldatmış olabilir mi Kahramanmaraşlıyı. Öncelikle Mehmet Sağlam'ın geçmişine bir dönüp bakmak lazım bunun için. Çillerli Doğru Yol Partisi'nde Kahramanmaraş Milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı olarak görev yapan Mehmet Sağlam Doğru Yol Partisi'nin çöküşünde önemli rol oynayanlardan biriydi. Aday belirleme sürecinde partiye fayda sağlayacak adaydan çok, kendisine seçim harcaması yaptırmayacak adaylar seçti. Kahramanmaraş'ta Mehmet Sağlam, Adana'da Halit Dağlı partinin dağılmasının en büyük müsebbiplerinden ikisiydi. Parttisinin baraj altında kalmasından sonra Sağlam, Doğru Yol Partisi'ni en zor döneminde yalnız bırakarak istifa etti. Ak Parti hükümetinin verdiği Etik Kurulu Başkanlığını kabul eden Sağlam Ak Parti'yle yakınlaşma sürecine de girmiş oldu. Sonrasını biliyorsunuz. Aslında ben 22 Temmuz seçimleri öncesinde Ak Partililerin de bulunduğu bir ortamda bunu söylemiştim. “[B]Başbakan Mehmet Sağlam'a güvenmez. Kendisini yarı yolda bırakacağından korkar. Sağlam'ı diğer milletvekilleri kadar sadık görmez. Bu yüzden Bakanlık vereceğini sanmıyorum” [/B]demiştim. Ama bunu yazmadım. Çünkü, Kahramanmaraş'ın bir bakana ihtiyacı vardı. Özellikle eğitimin diplere vurduğu bir dönemde Sağlam'ın bakanlığı Kahramanmaraş için bir şans olabilirdi. Bu yüzden Başbakan'ın verdiği sözü de referans göstererek bu güne kadar Mehmet Sağlam'ın bakanlığını işlemeye devam ettik. Bir nevi ya tutarsa politikası güttük. Ama Başbakan bizden daha inatçı çıktı. Sözünden dönme pahasında Mehmet Sağlam'a bakanlık vermedi. Son anda Nevzat Pakdil'in bakanlığı da gündeme geldi. Pakdil'in bakanlığı Sağlam'ın bakanlığından daha büyük bir ihtimal olabilirdi ama o da olmadı. Hasıl-ı Kelam Kahramanmaraş'ın bakanlık hayali bir dahaki seçimlerden sonraya kaldı. Şimdi Kahramanmaraş'ın sorunlarını bakanımız olmadan çözmeye çalışmaktan başka çare yok. Bakanlık için fırsat kalmadı ama hala Kahramanmaraş'ın ekonomik ve eğitim sorunlarını çözmek için hala fırsatlarımız var. Son söz. Günaydın Kahramanmaraşlım”¦