Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği
(TÜMSİAD) Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu. İşte Erdoğan'ın
açıklamaları:
İnsan varsa tüketim, üretim, yatırım var. İnsan yoksa bunların
hiçbiri yok Öyleyse hele hele bizler bu işteki hassasiyetimizin manevi
bilinci içinde de olmamız lazım..
Çoğalacağız, onunla da iftihar edeceğiz. Yıllarca bu ülkede doğum
kontrol yaptırmak suretiyle bu milletin neslini kurutmak gayesi içinde
olanlar oldu. Bu milletin ayağa kalkması için en az 3 kişi diyorum.
İktidar Korkaklara Göre Bir Yer Değil
Öyle meslekler vardır ki cesaret ister, yürek ister. İşadamlığı,
girişimcilik, ihracatçılık cesaret isteyen, yürek isteyen bir mevkidir.
Korku varsa büyüme olmaz. İşadamı, iş dünyası ne kadar cesur olursa, ne
kadar girişken olursa başarı da o kadar yüksek olur. Aynı şey siyaset
için de iktidar için de geçerlidir.Siyaset de iktidar da korkaklara göre
bir yer değildir. Başbakan, bürokrat korkarsa o ülke ileriye doğru bir
adım atamaz.
Risk Almayabilirdik
Bir çok yerde önümüzde hala engeller var. Bunları aşmamız lazım ama
aşamıyoruz. Risk alınmazsa, heyecan, coşku, aşk olmazsa o ülke ileriye
doğru tek bir adım atamaz, yerinde sayar, hatta geriye gider. Türkiye
olarak biz bunu çok acı tecrübelerle yaşadık. Değişimden, reformdan,
yatırımdan, özgürlükten korktular. Hükümet olarak biz de risk
almayabilirdik, idarei maslahatı bir yöntem olarak tercih edebilirdik,
statükoyu daha da güçlendirmeyi seçebilirdik. Milletten yetkiyi alır,
rehavet içinde biz de günümüzü gün edebilirdik.
Egemen Efendi Ne İşin Var Otur
Ülke ülke dolaşıp anlaşmalar yapmayabilirdik. Egemen efendi senin
ne işin var, otur, AB ülkelerini neden dolaşıyorsun. Zafer bey senin ne
işin var, otur ya..
Alacağız işadamlarımızı yanımıza onlarla beraber fellik fellik
dünyayı dolaşacağız dedik. Zaman zaman bazı dostlar bizi sevdiği için
zaman zaman söylüyor: Biraz da kendine zaman ayır diye. Biz de diyoruz
ki bu can bu bedende oldukça bu yolda koşmaya, ölmeye hazırız.
Koltuğa Oturunca Kalkmayı Bilmiyorlar
Biz neden 3 dönem dedik. Birileri bu koltuğa oturunca kalkmayı
bilmiyor. Başbakan olur ömrü orda geçer. Arkadan nesiller geliyor. O
nesiller de gelse ve oralarda otursalar olmaz mı? Biz büyükler olarak,
babalar olarak bizleri aşacak nesilleri yetiştiremiyorsak yazıklar olsun
bize. Bir dönem ara ver, seni tekrar getiriyorlarsa seni tekrar oraya
getirsinler. Bu kan değişimi çok önemli. Bunu başarınca o ülke kolay
kolay yıkılmaz.
Çıkaracakları Adam Başkan Seçilemez De Ondan
Başkanlık sisteminde ana ve yavru muhalefetin lideri parlamenter
sistem yeter, bunlar padişahlık özlemi içinde diyorlar bize.
Çıkaracakları adamların başkan olmaz ihtimali olmadığı için, bu endişeyi
taşıdıkları için kaygılılar.
Ya çalış senin de olur. Çalış belki sen de kazanırsın. Milletin gönlünü kazan, millet de seni oralara getirsin.
Başkanlık Sistemi Bürokratik Oligarşinin Belini Kırar
Bütün mesele milleti kucakla ama bunlar milleti kucaklamasını
bilmiyor. Peki ne var bu başkanlık sisteminde? Orada bürokratik
oligarşinin belini daha kolay kırar başkanlık sistemi. Karar almak daha
kolay olur. Parlamentonun denetimi şu andaki sistemden daha güçlüdür.
Parlamentoda gücün olunca çok daha farklı kararları alabilirsin.
Derdimiz Türkiye'yi süratle daha ileri noktalara taşıyabilirsin
Partili cumhurbaşkanlığı olsun. Partisi arkasında durursa karar alma
noktasında gücü daha fazla olur. Yürütmenin başı zaten cumhurbaşkanı
zaten. Fransa yarı başkanlık sistemi değil mi? Partili cumhurbaşkanlığı
sistemidir o. Ama bunu ne ana ne de yavru muhalefetin başı bilir. Bunu
incelemezler çünkü. Gelin biz de bunu yapalım, çift başlılık olmasın
diyoruz. Sorumluluk mevkiinde olmamak”¦ Bütün dert orada. Bunlar boş
küfeyle dolaşıyor. Biz de sıcak yatakta mışıl mışıl uyuyor olabilirdik. O
zaman sokağa çıktığımızda çocuklarımızın yüzüne bakamazdık.
Kentsel Dönüşüm
Dün Gaziosmanpaşa'daydım. 40 bin konutun yeniden inşa edilmek üzere
yıkımını yaptım ama herkes neşeliydi. Yıkım alkışlanır mı?
Alkışlıyorlardı. Daha modern binalara söz verdiğimiz sürede
yerleşeceklerini bildikleri için alkışlıyorlardı. 29 Mayıs'a yetişecek.
10-15 sene önce oralar öyle pek gezilecek yerler değildi ama inşallah 1
yıl içinde oralar insan kaynayacak. Hemen fiyatlar artmaya başladı. Ufuk
budur, şehri yönetmek budur. Varsa sizde bu anlayış bu dönüşümü
yaparsınız.
10 Yıldır Ülke Bölünüyor Dediler
Bugün koltuğa çakılıp kalmamız emanete hıyanetten başka hiçbir şey
olamaz. 2002 sonunda iktidara geldik. Hangi reforma el attıysak ülke
bölünüyor dediler
Arşivler ortada. 10 yıl boyunca kimin neye karşı çıktığı ortada.
Onlara göre ülke bölünüyordu, ne oldu, ülke dağıldı mı? Parçalandı mı?
Gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen bir Türkiye var. Diz çöken
değil, boynunu büken değil, hakkını söke söke alan ve koparıp milletine
teslim eden bir Türkiye var.
"6 Sıfırı Atsınlar, Taksim'de Anıracağım" Dedi
Biz 6 sıfır atacağız dedik. O zamanın şöhretli köşe yazarlarından
biri "Bunlar 6 sıfırı atsın ben Taksim'de anıracağım" dedi, hala da
anıracak. Herhalde şimdi de bulunduğu yerde o işi yapıyor. Siyaset
korkaklara göre bir iş asla değildir. Her reform karşısında Türkiye
bölünüyor, parçalanıyor diye feryat eden bir siyasetçinin ne bizimle, ne
ecdadımızla hiç alakası yoktur Kendinize milliyetçi diyeceksiniz ama bu
milletin cesaretini taşımayacaksınız. Siz korku içinde olabilirsiniz
ama bu millet korkmadı, korkmayacak.
Çözüm Süreci
Çözüm sürecini başlattık. Hedefimiz ve gayemiz çok net: Kan ve
gözyaşı dursun, huzursuzluk bitsin. Terör meselesini çözmek ve
Türkiye'nin ayağındaki o ağır prangayı söküp atmak istiyoruz.
Sabrımızın Da Bir Sınırı Var
Perşembe akşamı akil insanlar heyeti ile toplantı yaptık. Her
görüşten arkadaşımız vardı. 62 kişi o gün orada tek bir ortak paydada
buluştu. Hep birlikte dedik ki ”˜kan dursun'. Bunun için ne yapılabilir
bunları istişare etti. Ertesi gün MHP genel Başkanı zehir zemberek
açıklamalar yaptı. MHP'nin bir vekili son derece edepsiz, densiz bir
şekilde o heyetteki bir arkadaşımızın etnik kökeni üzerinden aleni
faşizm yaptı. Susuyor olmamız sabrımızdandır ama sabrımızın da bir
sınırı var. MHP Genel Başkanı'nı önce edebe davet ediyorum.
Bahçeli Neden Yok Orada
10 yıldır Çanakkale'ye giderim. Bir gün Bahçeli'yi,
Kılıçdaroğlu'nu, Baykal'ı orada görmedim. Hani sizin şehitlere saygınız.
Siz neden gelmiyorsunuz. Çünkü onların gönül dünyasında bu yok. Bunlar
şehitlerin sadece istismarını yaparlar İlk defa duyuyorum Bahçeli'nin
ağzından ”˜tek bayrak, tek millet, tek vatanı, tek devleti'. Ama biz daha
yola çıkarken Afyon'da dedik. Biz bunu her yerde dedik, Hakkari'de de
Afyon'da da.
Örgütle İşbirliği Yaptı
Kılıçdaroğlu bir kere Hakkari'ye gitti, bir tane Türk Bayrağı'nı
orada sallayamadı. Örgütle işbirliği yaptılar, ”˜Siz bizi koruma altına
alın da biz Türk Bayrağı dalgalandırmayız' dediler. Bunlar çözüm süreci
falan istemiyor. Bu millet kimin ne söylediğinden ziyade nasıl
söylediğine bakar.
Bahçeli Tüm Başarısızlığına Rağmen O Koltukta
Edep. Mesele bu. Milliyetçiyim diyen MHP Genel Başkanı önce gitsin
milletin edebinden nasiplensin. Bütün başarısızlığına rağmen o koltukta
oturuyor olabilirsin ama bütün mesele edep sahibi olabilmekte. Bu ülkede
üniversite öğrencilerinin sokağa dökülmesine müsaade etmeyiz.
Bahçeli her türlü tahrike başvuruyor. Kusura bakmasın bu millet
sahipsiz değil. ”˜Vur de vuralım, öl de ölelim' diye bağıracaklar sen de
genel başkan olarak ”˜Sabırlı olun, günü gelecek' diyecek. Bahçeli ve
onun muavini Kılıçdaroğlu sıcak koltuklarında oturacak diye biz kana
müsaade edecek değiliz.
63 İsme Söz Söyleyecek Birikimleri Yok
Bahçeli'nin de Kılıçdaroğlu'nun o 63 isme söz söyleyecek birikimi,
kalibresi yoktur. Bu iki zihniyet geçmişte cetvelle kafatası
ölçüyorlardı. Bugüne kadar bu ülke için ne yaptı onlar?