Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Artvin Jandarma Komutanının görevden alınması konusunda, ''Bu bizzat İçişleri Bakanıma verdiğim talimattır. Kendileri de Jandarma Genel Komutanı ile görüşmek suretiyle, Jandarma Genel Komutanımız bunları yerine getirir'' dedi. Başbakan Erdoğan Kanal 24'te gazetecilerin sorularını yanıtladı. Anayasa değişikliğindeki vatandaşlık tanımına ilişkin bir soru üzerine Başbakan Erdoğan, her zaman için 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını' savunduğunu belirtti. Herkesin, insanların etnik kökenine saygı duyması gerektiğine inandığını vurgulayan Erdoğan, ''Eğer sözlerinde duracak olurlarsa CHP, bu konuda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına 'Hayır' demiyor. Bu, burada bütünleştirilebilir ve böylece bitirilebilir'' dedi. Hala Güneydoğu'da, ''Biz Kürtlerin temsilcisiyiz'' diyenlerin bunu bile kabul etmediğini kaydeden Erdoğan, ''ABD'deki, 'Ben Amerikan vatandaşıyım' diyor; Alman, rahat rahat 'Ben Alman vatandaşıyım' diyor, bundan çekinmiyor. İngilizi diyor. Ama bizdekiler bunu diyemiyor. Hepsi için demiyorum, belli bir grup için diyorum. Şu anda mesela herkes Diyarbakır'ı konuşuyor. Niye hepiniz Diyarbakır'ı konuşuyorsunuz? Güneydoğu'nun Şanlıurfa'sı yok mu, Güneydoğu'nun Gaziantep'i yok mu? Niye oraları konuşmuyorsunuz? Burada bir sıkıntı var. Kesinlikle bir virüs olarak üreme alanı kendilerine göre oluşturmuşlar'' diye konuştu. AK Parti'nin bölgede başından beri bulunduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Şu anda bağımsız vs. gibi bütün bu şeylerle, tehditlerle, attıkları adımlarda nereye kadar gidecekler? Bunun sonu olmaz, gitmez bu iş. Onun için dikkat edin, devamlı 'baraj' diyorlar. Niye 'baraj' diyorsun? Güveniyorsan kendine, parti olarak gir çık, demokratik yoldan gel oraya. Bu barajı ben koymadım, partimiz koymadı. Biz de bu baraja rağmen geldik. Ama siz kalkar da, belli bir bölgenin veya etnik unsurun temsilcisi durumunda kendinizi bırakırsanız, burada kalırsınız. Belli bir kısım zaten kumsalda kalıyor. Öbürü başka bir etnik unsurun temsilcisi durumunda, o da orada kalıyor. Ama dikkat edin, biz bütün Türkiye'yi kucaklıyoruz, bizim farkımız bu. Geçen seçimde 81 vilayetin 80'inden milletvekili çıkardık. Bu bir anlam ifade ediyor, AK Parti Türkiye'nin partisi. Ama diğerleri, inanın Türkiye'nin partisi olamadılar. Bu anlayışla da olamayacaklar. Bu şekilde, aynı reformist anlayışla, halkımızın genelini kucaklamak suretiyle, insanı öne çıkarmak suretiyle, bu süreci, bu yürüyüşü devam ettireceğiz. 'İleri demokrasi' diyeceğiz, 'Temel hak ve özgürlükler' diyeceğiz ve demokrasiyle de ekonomiyi at başı yürüteceğiz. Bizim ana hedefimiz bu.'' Başbakan Erdoğan, ''Anketler bizi yanıltmıyorsa, seçimden muzaffer çıkacaksınız. Bir balkon konuşması olacak mı?'' sorusunu, ''Zaten genel merkezimizin balkonunu bu günler için yaptık. Değerlendireceğiz onu da'' diyerek, esprili biçimde yanıtladı. ARTVİN JANDARMA KOMUTANININ GÖREVDEN ALINMASI Hopa'da Jandarmanın olaya müdahale etmediğine ilişkin fotoğrafın basında yayımlanması ve Jandarma Komutanının görevden alınmasının anımsatılması üzerine Başbakan Erdoğan, Jandarma Komutanının görevden alınmasının Vali tarafından açıklandığını belirterek, ''Bu bizzat İçişleri Bakanıma verdiğim talimattır. Kendileri de Jandarma Genel Komutanı ile görüşmek suretiyle, Jandarma Genel Komutanımız bunları yerine getirir'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''Askeri meseleden, sivilleşme meselesinden geriye kalanlar nelerdir? Mesela Askeri Yüksek İdare Mahkemesi mi, Genelkurmay'ın statüsü mü, Jandarma mı?'' sorusunu ise şöyle yanıtladı: ''Bunların hepsi şu anda belli bir takvim içinde yürüyor. Bunları aramızda görüşerek, müzakere ediyoruz. Bu arada da AB süreci içinde attığımız adımlar var, atmakta olduğumuz adımlar var. Bunları da yapıyoruz. Bunlar, ister istemez çözüme kavuşacak. Hudut birlikleriydi, polisin askerlik görevini yapması, yapmaması tartışmaları, yıllar yılı bunlar tartışıldı. Şu anda mesela, aynı şekilde uzman çavuşların gerek özlük hakları gerekse üniversiteyi bitirdiği halde uğradıkları bazı haksızlıklar, bunlar Meclis'e gönderildi. Bu seçim sonrası süratle ele alınacak konular bunlar. Aynı şekilde bu sicil konuları... Bütün bunlar hakikaten, sıkıntı doğuran konular. Bunların müzakerelerini zaman zaman yapıyoruz. Zaman içerisinde oturacağız, konuşacağız. Ama şu kadar zamanda veya şu takvimde, yanlış olur... Bunların çözüme kavuşması şart.'' Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner ile rutin olarak her hafta kendisinin de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de bir araya geldiğine dikkati çeken Erdoğan, görüşmelerde haftalık değerlendirmelerin yapıldığını, mevcut gelişmelerin, terör konusunun ve yapılacakların ele alındığını anlattı. Hudut birlikleri konusunun basit göründüğünü, ama çok önemli bir adım olduğunu söyleyen Erdoğan, aynı şekilde, polisin askerliğini yapmaması konusunun da çok önemli bir adım olduğunu belirtti. ''BENİM SIRTIMDA YUMURTA KÜFESİ VAR, ONLARIN SIRTINDA YOK'' Bedelli askerlik konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sürekli konuştuğunu, bedelli askerlik konusunu emekli askerlerle değerlendirdiklerine ilişkin açıklamalar yaptığını ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Benim şu anda Genelkurmay Başkanım var. Biz otururuz, takvimi onunla belirleriz; emeklilerle değil. Varsın Kılıçdaroğlu emeklilerle yoluna devam etsin. Her şeyin bir takvimi var. Şu anda benim sırtımda yumurta küfesi var, onların sırtında yok. Konuşuyorlar. Biz atamayız. Biz konuşuruz, bu yapılacaksa, ne zaman yapılacağını beraber kararlaştırırız. Çünkü, olayın bir boyutu yok. Bedellide yaşlı olanlar var, orta durumda olanlar var, fakiri var, zengini var'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, bu konuda her şeyi yere sağlam basarak yürüttüklerini, böyle yürütmeye de devam edeceklerini vurgulayarak, halkı anlatmanın hiçbir anlamı olmadığını söyledi. Erdoğan, ''Biz, 'Olacak' dersek, muhakkak olur. Çünkü biz işin içinde yaşıyoruz. Ama onlar olayın içinde yaşamıyorlar. 'Emeklilerle konuştuk, bunu böyle yaptık' diyor. Ben emeklilerle konuşmuyorum, şu anda işin başında olan, işin sorumluluğunu taşıyan başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere, onunla görüşüyorum. Benim müsteşarım da Genelkurmay İkinci Başkanı ile görüşür. Bunlarla bu işi yürütüyoruz. Bu mu kesin karardır veya umut vericidir, yoksa, 'Emeklilerle şunu yaptım, bunu yaptım', bu mu?'' ifadelerini kullandı.