Ak Parti tarafından adayın bir türlü belirlenmemesi ortamı gerdi ve Faruk Aksu- Süleyman Topçuoğlu ikilisi, daha aynı partinin aday adayı iken(!) kavgaya etmeye başladılar. Ve o kavgadan bu yana, gergin atmosfer devam ediyor. Ama, herkesin bildiği bir gerçeği bir kezde ben söylemek zorundayım ki, Karacasu'daki bu yarış hiç de “eşit şartlarda” sürmüyor. Saadet Partisi'nin adayı Süleyman Topçuoğlu çalışmalarını sessiz sedasız sürdürürken; Ak Partili Faruk Aksu cephesi iktidarın, Kahramanmaraş Belediyesi'nin ve hatta bütün Kahramanmaraş Bürokrasisi'nin açık desteğini arkasına alarak bir değil, birkaç sıfır önde başladığı yarışa devam ediyor ve daha rahat görünüyor. “Görünüyor” diyorum çünkü; Görünüyor ama besbelli ki bu seçimi çok önemesiyor ve kazanma konusunda ciddi “kaygıları” var. Sanırım kaygılarında da haklı. Zira Süleyman Topçuoğlu ciddi ve önemsenmesi gereken bir rakip. Seçim büroları önünde toplanan kalabalıklara bakıldığında, Topçuoplu'nun seçmen kitlesinin daha çok Karacasu'nun yerlilerinden müteşekkil, yaşı kemâle ermiş orta yaş ve üzeri insanlardan oluştuğu göze çarpıyor. Bu yüzden olsa gerek, Ak Parti Karacasu'da adeta “nöbetçi milletvekili” uygulaması başlatmış durumda. Genel merkezinde emirleri doğrultusunda, her gün bir Ak Pati Kahramanmaraş milletvekili tüm gününü Karacasu'da geçiriyor. Sedece milletvekilleri de değil, tüm Kahramanmaraş Ak Parti İl Teşkilatı orada yatıyor, orada kalkıyor. Tek tek, bir tek oyu olan hane bile ziyaret edilip “seçimi kazanmanın zaruriliği” anlatılarak seçmen “ikna” edilmeye çalışılıyor. Hemen her gün mitingler tertiplenip halka sesleniliyor. Yalnız bu mitinglerde son günlerde dikkat çeken bir durum var. Özellikle milletvekilleri seçmeni ikna etme konusunda “Tayyip Erdoğan faktörü” ve “ülkenin içinde bulunduğu durum” dan oldukça faydalanıyorlar. Hatta Avni Doğan o kadar kendini kaptırdı ki “...kırk yıldır onlar bizi fişliyordu, bizde şimdi onaları fişliyoruz” diyerek ülke gündemine oturacak laflar etti. Sonra da anında genel merkezden “zılgıt”ı yedi tabi. Gerçektende Avni Doğan, hiç gereği yokken ve Ak Parti'nin zaten bir o kadar derdi varken, boş yere “cephe”yi genişletip “kötü niyetliler”in eline “koz” verdi. Sonra da “yanlış anlaşıldım”,“Maksadımı aştım” diyerek çark etti ama “atı alan üsküdarı çoktan geçti”. Avni Doğan sadece kırdığı bu potla da kalmadı. İşi, miting meydanlarında Süleyman Topçuoğlunun seçmenlerinden oy isteyecek kadar ileri götürdü. “Maksat aşma” olayına gelince; aslında sadece Avni Doğan aşmadı maksadını. Şu anda karacasu'da maksadını aşan başka “kişi” ve “kurumlar”da var. Ben açık açık söylemeyeceğim, siz ne demek istediğimi anlarsınız. Mesela: Ak Parti'ni bir başka miletvekili Fatih Arıkan “hizmet gelmesi için Ak Parti'nin adayını seçin” diyerek seçmeni hizmetle tehdit ediyor. Bunlar, hakikaten hiç şık olmayan ve yakışıksız laflar. Faruk Aksu, daha başkan seçileceği bile belli değilken, “yirmi günde bilmem ne kadar hizmet yaptığından” dem vuruyor. Sayın Aksu burada kusura bakmasın ama, seçmeni “enayi” yerine koyuyor. Herkes ve bütün Kahramanmaraş kamuoyu da biliyorki Kahramanmaraş belediyesi ve diğer resmi kurumlarda dahil olmak üzere, iktidarın emrinde olan tüm kişi ve kurumlar seçimi Ak Partinin kazanması için çalışıyor. Dahası, (bu sadece bir iddia da olsa) Topçuoğlu daire müdürlerinin bile seçim çalışması yaptığından bahsediyor. Çok vahim ve düşündürücü!!! Bakın, Karacasu'ya on beş günde Karasu nasılda akıtılıverdi. Her ne kadar Karacasu istikametine doğru G.Antep yolu boyunca sıra sıra su patlakları olsa da, Ak Partili zevat açılışta kana kana içti “seçim suyu”ndan. “Su”dan açılmışken: Karasu'yun Kahramanmaraş'a gelirken içinden geçtiği Kürtül Kasabası'dan bir arkadaşım var. Hah işte o arkadaşım diyorki, “29 mart 2009 seçimleri öncesi Ak Parti'nin 7 Milletvekili de bizim kasabaya geldiler ve ”˜Ey Kürtül ahalisi seçimlerde Ak Parti'ye oy verinseniz size Karasu'yun bu gibi suyundan vereceğiz ve Kürtül bozkırları Karasu ile yeşerecek'dediler” diyor. Madem söz verildi, o zaman Kürtül'e de verin Karasu'dan! Bunları söylüyorum diye beni muhalif ve iflah olmaz bir “Ak Parti düşmanı” bellemesinler. Ben de en az, Karacasu meydanlarında nara atan Ak Parti Milletvekilleri kadar Ak Partiliyim ve oyumu da Ak Parti'ye verenlerdenim. Ve şimdi seçim olsa, tereddütsüz yine veririm. Geçelim. Bu arada, bütün bu hengameden karlı çıkan taraf sanırım Karacasu halkı olsa gerek. Böyle tek ve iddialı seçim olması her beldeye kısmet olmaz. Bakın Kavlaklı Kasabası'nda da seçim var ama çok iddialı olmadığı için “seçim ganimetleri”nden faydalanımıyor Kavlaklılar. Aslında Süleyman Topçuoğlu'nun böyle güçlü bir ikdidar partisinin adayının karşısında direnmesi bile, dolaylı olarak Karacasu'ya hizmettir. Topçuoğlu gibi ciddi bir rakip, Ak Parti'nin adayının karşısında olmasa “seçim ganimetleri”nden bu kadar faydalanamazdı Karacasulular. Herşey bir tarafa, Ak Parti ne pahasına olursa olsun bu seçimi almak zorundadır. Kavlaklı da dahil olmak üzere, bu seçimler Ak Parti'nin namusudur. Seçimlerin “Ak Pati'nin kalesi” sayılabilecek bir yerde kaybedilmesi parti açısından büyük prestij kaybı sayılacak ve gerek muhalif partiler ve gerekse “muhalif kurumlar” bunu fırsat bilerek Ak Parti'yi fena halde sıkıştıracaklardır. Ak Parti'nin şu “bahranlı” ve “belalı” günlerinde, seçimlerin kazanılması bir moral, bir cansuyu olacaktır. Ve Kahramanmaraş teşkilatı derin bir “oh” çekip 7 Mart gecesi rahat bir uyku uyuyacaktır. Yok aksi olurda seçimler kaybedilirsee”¦ İşte o zaman rahat uyku bir tarafa, sanırım geceyi valizlerini toplamakla geçirmek zorunda kalacaklardır. Çünkü, Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, genel başkanı olduğu partisinin kalesi sayılabilecek bir ilde seçim kaybeden il teşkilatına kırmızı karanfiller göndermeyecektir büyük ihtimalle!! Bir sonraki yazımızda kısmetse görüşebilmek ümîdi ile Allah'a (cc) emnet olun.