Saadet Partisi Gençlik kolları başkanı Bünyamin Gökçe açıkladığı basın bildirisinde şunları söyledi; Kıymetli halkımız İslam'ın kutsallarına karşı sürekli hakaret ve tahriklerin özgür ülkesi ABD ve Avrupa ”˜da oyunun son halkası olan “Müslümanların Masumiyeti” filmine karşı tepkimizi dile getirmek için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. “Müslümanların Masumiyeti” adlı İslam'a hakaret eden filmin yapımcılarından biri Kur'an yakmaya yeltenen Hıristiyan papaz Terry Jones. Filmin diğer yapımcı finansörü Yahudi Sam Bacile ve bir diğer destekçisi Mısırlı Kıpti Morris Sadek'dir. Bu çirkin filme tepkiler çığ gibi büyürken maalesef bizim hükümetimiz olayı Amerikan gözlüğü ile değerlendirmiştir. Başbakan'ın film ile ilgili yaptığı yüzeysel açıklama ise tamamen renksizdir. Başbakan, ABD Büyükelçisinin öldürülmesini kınarken İslam'a ve Peygamberimiz'e hakaret içeren filmi ve bu çirkin filmin yapımcılarını tek kelime ile de olsa kınamaktan adeta imtina etmiştir. İslam'ı savaş dini olarak tanıtan film de Müslümanlara açıkça hakaret ediliyor. Yıllardır sürdürülen diyalog çalışmaları ise, İslam'a ve Peygamber'ine yapılan saygısızlığı azaltmadığını göstermiştir. Aksine artmaktadır. Son olarak İstanbul'da yapılan 'Diyalog Çalıştayı” bunun en önemli kanıtı olmuştur. Çalıştay'a çok sayıda diyalogcu, Hıristiyan ve Yahudi din adamı katıldı. Buna karşılık Hz. Peygamber'e hakaret filmi aynı günlerde gösterime sokuldu. Hıristiyan ve Yahudi dünyası her gün bir yeni skandallara imza atmaktadı: Camilerde içkili balolar veriliyor, Peygamber SAV'e hakaret içeren çirkin karikatürler çiziliyor, başörtülü kadınların fotoğrafları potansiyel suçlu gibi duvarlara asılıyor, “Ezan”a izin verilmiyor, Müslümanlara karşı utanç duvarları örülüyor, “sünnet” yasaklanıyor ve Arakan da olduğu gibi Müslümanlar katliama uğruyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed'e (S.A.V) karşı sistemli bir karalama kampanyası yürütülüyor. Akıllara, Müslümanlar her yerde aşağılanırken, bu diyalog çalışmaları kime hizmet ediyor sorusu takılıyor. Kuvveti üstün tutan anlayışın temsilcisi olan tek kutuplu dünya düzeni küresel emperyalizm, insanlar arasında kin ve düşmanlığı yayarak hayatiyetini devam ettirmeye çalışıyor. 'Şeytan Ayetleri', karikatür krizi, Afganistan'da yüzlerce Kur'an-ı Kerim'in yakılması, şimdi de “Müslümanların Masumiyeti” adlı film, Müslümanlara doğrudan hakareti içeren provakatif, aşağılık ve art niyetli çalışmalardır. Milyonlarca Müslüman'ın yaşadığı sözde özgürlükler ülkesi ABD'nin kendi vatandaşı olan Müslümanların inançlarına karşı saldırılara engel olmuyor ve Müslümanların din hürriyetlerini garanti altına almayıp ”˜terörist' gibi gösteriyor. ABD ve Batı ülkeleri yönetimleri; Peygamberimiz SAV'e hakaret edenlere hep yardım ve yataklık yapıyor. Batı ülkelerinin filme karşı sessiz kalması ve bunu ifade özgürlüğüne bağlaması haksız bir tutumdur. ABD'deki bu İslam karşıtı hareket binlerce Müslüman'ı sokağa dökmüştür. Bu da gösteriyor ki, İslam'a ve Hz. Muhammed SAV'e yöneltilen hiç bir hakaret cevapsız kalmayacaktır. Yaşanan kaosun sorumlusu Amerikadır! Yaşanan bütün zulümlerin sorumlusu Amerikadır! Akan kanın, gözyaşının sorumlusu Amerikadır. Amerika İslam Coğrafyasından ve mazlum halklardan ve hatta kendi halkından özür dilemelidir! Derhal işgal ettiği yerlerden defolmalıdır! İslam İşbirliği Teşkilatı ve İslam ülkeleri, fitneye yol açan bu filme karşı birlikte hareket etmeli. Filmin gösterimi derhal durdurularak, bu filmi yapanlardan hesap sorulmalıdır. Müslümanlar, bu iğrenç duruma ferasetlerini bırakmadan tepkilerini koymalıdır. Yoksa Siyonizm ve uşakları elbette “biz Müslümanların” en hassas damarının Peygamberimiz SAV olduğunu çok iyi bilmektedir. Onların bizim en hassas damarımıza saldırması oynadıkları “OYUNUN” son perdesine geldiklerini göstermektedir. Ey Müslüman! Sen de Uyan! Erbakan Hoca'mızın, Milli Görüş'ün 40 yıldan beri anlatmış olduğu Siyonizm, emellerinin bir adımı olarak BM kararı ile Filistin topraklarında İsrail Devletini kurdu ve şimdi Kudüs'ü ve Dünya'yı İslamsızlaştırmaya çalışmakta ve Kutsal Emanetimiz olan Mescid-i Aksa-yı yıkmaktadır. Yıllardır bitmeyen tahakküm ile işgallerle genişleyen İsrail Devleti şimdi de kan, gözyaşı ve ızdırap ile “Büyük İsrail Devletini” kurmak istemektedir. Gelinen son noktada Siyonizm, İslam coğrafyasına saldırmak için bahanelerini tüketmiş şimdide Peygamberimiz SAV üzerinden İslam'a saldırarak öngördüğü işgaller için siyasi, askeri, sosyolojik ve psikolojik zemin hazırlamaktadır. Ancak onlar ne planlar yaparsa yapsın, ne oyunlar oynarsa oynasın biz inanıyoruz ki İslam her zaman galip gelecek ve Allah nurunu tamamlayacaktır. Tüm insanlığın efendisi olan Hz. Muhammed (S.A.V)'e yapılan bu çirkin saldırıyı tekraren kınarken son olarak şunları ifade ediyoruz: İslam'ın baharı ancak Muhammedi bir duruş sergileyenlerin eliyle gelecektir. İslam Birliği muhakkak ve muhakkak kurulacak, bu köle düzeni zail olacak ve Muhammedi koku tüm dünyayı saracaktır diyerek sözlerine son verdi.