Öğretmenlerin ekonomik standartlarını iyileştirmek için büyük çaba sarf ettiklerini ve 2002 yılından bu yana 9. Derece 1. Kademedeki öğretmenlere yüzde 185 oranında zam yaptıklarını belirten Erdoğan “Kimse bu konuyu istismar etme çabası içinde olmasın, bizim öğretmenlerimizle aramızı bozamazlar. Hayali vaatlerde bulunup hayali rakamlarla kimse öğretmenlerimizi aldatmanın gayreti içerisine girmesin” diye konuştu. Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasına Türkiye'nin elde ettiği gelişmelere vurgu yaparak başladı. Türkiye'nin ay ay gelişim gösterdiğini söyleyen Erdoğan, “2002 yılının sonunda yine böyle bir programda sizlerle paylaştığım Türkiye tablosu ile bugünün Türkiye'si arasında inanılması güç farklar var. Şükürler olsun ki o karanlık bulutlar bugün artık ülkemizin üstünde değil... Şükürler olsun ki bugün o ağır sıkıntıları, krizleri, darboğazları değil, Türkiye'yi geleceğin dünya yıldızlarından biri olmaya götürecek dev projeleri, büyük atılımları konuşuyoruz. Öyle güzel bir istikrar çizgisi yakaladık, öyle büyük bir özgüvene sahip olduk ki, son birkaç yıl boyunca bütün dünyayı kasıp kavuran küresel ekonomik kriz bizim büyüme irademizi ortadan kaldıramadı” dedi. Umutsuzlukların, karamsarlıkların yerini umutlara ve iyimserliklere bıraktığını ifade eden Erdoğan şöyle devam etti: “Bir yandan adım adım hedeflerimize doğru ilerlerken, bir yandan yakaladığımız hedeflerin yerine çok daha büyüklerini koymanın gayreti içindeyiz. Türkiye, son sekiz yıl boyunca konuştuğumuz o aydınlık yarınlara, o mutlu ve müreffeh geleceğe çok daha yakın artık. Bir olarak, birlik olarak, dost ve kardeş olarak, yediden yetmişe millet olarak başladığımız bu medeniyet yolculuğunu mutlaka tamamlayacağız, buna her birimiz gönülden inanıyoruz. Bizler bu inancımızı, bu beklentimizi, sadece hissiyatımıza değil, somut gerçeklere, objektif verilere dayanarak ortaya koyuyoruz. Başta ekonomik tablolar olmak üzere her alanda ortaya çıkan pozitif seyirler, umut veren göstergeler ışığında bunları söylüyoruz. Ne umut tacirliği, ne ucuz popülizm yapıyoruz, sadece gerçeğe dayanıyor, gerçeği söylüyoruz.” -BEN SİZLERE HAYALİ VAAT ETMİYORUM- Erdoğan konuşmasında Kasım ayı başında Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin Ekim ayı ihracat verilerini açıkladığını da hatırlatarak geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8,8 oranında artışla 10 milyar 790 milyon Dolar seviyesine ulaşıldığını kaydetti. Bu rakamın, Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen en yüksek Ekim ayı ihracat rakamı olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Bu rakamlar ülkemizin yakaladığı istikrarlı büyüme yıllarının artık meyvelerini toplamaya başladığını gösteriyor, asıl sevindirici olan budur. Ben sizlere hayali vaat etmiyorum, ben sizlere gerçekleşeni anlatıyorum” diye konuştu. Elde edilen başarıda ekonomi yönetimi kadar, özel sektöründe ortaya koyduğu fedakârca gayretlerin payı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Türkiye kalkınıyorsa, güçleniyorsa, ilerliyorsa, bunu girişimcimizle, yatırımcımızla, sanayicimizle, köylümüzle, çalışanlarımızla birlikte hareket ederek, birlikte çalışarak başarıyor; birbirimizi anlayarak, birbirimizin halinden haberdar olarak, nimeti hakça paylaşarak, külfeti de hep birlikte göğüsleyerek bu atılımı gerçekleştiriyoruz” dedi. Erdoğan Kasım ayında İstanbul'da gerçekleştirilen Uluslararası Proje Yönetimi Kurumu 24. Genel Kurul toplantısına da değinerek 65 ülkeden proje yönetimi alanında tanınmış 200'ün üstünde seçkin isme Türkiye'nin son yıllarda geliştirdiği büyük projeleri detaylarıyla anlatma imkânı bulduklarını da dile getirdi. -BİZ GÖREVE GELENE KADAR NEREDEYDİNİZ- Başbakan Erdoğan konuşmasında Kasım ayı içerisinde tanıtımı yapılan FATİH(Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) projesine ve eğitim yatırımlarına da dikkat çekti. Göreve geldiklerinden bu yana öğrenci başına düşen bilgisayar sayısının, dersliklerin arttığını ve okullara teknoloji sınıfları kurduklarını söyleyen Erdoğan “2003 yılında çok az sayıda okulda internet bağlantısı varken, bugün ilköğretim okullarımızın yüzde 96'sına, orta öğretim okullarımızın ise tamamına internet hizmetini getirmiş durumdayız. Bunlar ülkemizin aydınlık geleceğini inşa etmek üzere yaptığımız en önemli yatırımlardır. Türkiye bugün yaptığı bu yatırımlarla bilgili, donanımlı, özgüven sahibi nice kuşaklarını yetiştirecektir” dedi. Öğrencileri yetiştiren öğretmenleri de unutmadıklarını ifade eden Erdoğan, 8 yıl içerisinde 167 bin 621'i kadrolu, 70 bini sözleşmeli olmak üzere toplamda tam 237 bin 621 öğretmenin atamasını gerçekleştirdiklerini, 2010 yılında, atamasını yapılan ve yapılacak olan 40 bin öğretmen olduğunu hatırlattı. Öğretmenlerin ekonomik standartlarını iyileştirmek için de büyük gayret sarf ettiklerini dile getiren Erdoğan, eğitime yatırım yapılmadığı konusunda yöneltilen eleştirilerek sert çıkarak şöyle devam etti: “9. derecenin birinci kademedeki öğretmenin, ek ders ücretiyle 2002 yılında aldığı maaş 635 lira iken, bugün yüzde 185'lik artışla bu rakam 1.809 liraya yükselmiş durumda... Kimse bu konuyu istismar etme çabası içinde olmasın, bizim öğretmenlerimizle aramızı bozamazlar. Hayali vaatlerde bulunup hayali rakamlarla kimse öğretmenlerimizi aldatmanın gayreti içerisine girmesin. Biz göreve gelene kadar nerdeydiniz? O verdiğiniz ücretlerle öğretmenlerimize ne sundunuz? Biz mi o zamanlar iktidardaydık, biz parti olarak var mıydık? Ne yaptınız? Tüm gerçekler ortada. Öğretmenimize verdikleriniz ortada. Enflasyonla öğretmenlerimiz o aldıkları basit rakamları bile daha ceplerinden harcamaya başlamadan bitiriyorlardı. Ama şimdi enflasyon öğretmenimi tehdit edemiyor ve kendilerine de enflasyonun üzerinde zam veriyoruz” -HİÇBİR ÖĞRENCİMİZİN BURS BAŞVURUSU GERİ ÇEVRİLEMEZ- Bütün eğitim kurumlarını aynı zincirin halkası olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Erdoğan üniversitelere ve öğrenci yurtlarına yapılan yatırımları da aktardı. Öğrencilere verilen burs imkanlarına da dikkat çeken Erdoğan “Ayrıca şunu da hatırlatıyorum, tüm öğrencilerimiz bunu iyi bilsinler, hiçbir öğrencimiz burs ya da kredi müracaatında geri çevrilemez, müracaat eden her öğrencimiz ama burs ama kredi muhakkak alacaktır ve almaktadır” dedi. ”TÜRKİYE NATO ZİRVESİNE DAMGASINI VURMUŞTUR” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ulusa Sesleniş konuşmasında Türkiye'nin Kasım ayı içerisinde katıldığı ve Füze Kalkanı Projesi'nin görüşüldüğü Nato Zirvesi'ne ilişkin bir takım spekülasyonlar yapıldığına dikkat çekti. Erdoğan “Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu zirveye Türkiye damgasını vurmuştur” dedi. Erdoğan, konuşmasında Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu, potansiyeli ve ihtiyaçları da büyük bir ülke olduğunu söyledi. “Ne geleceğin ihtiyaçlarını göz ardı etme lüksümüz var, ne de bugünün meselelerini, bugünün sıkıntılarını geleceğe erteleme imkânımız var” diyen Erdoğan, beklenmeyen küresel gelişmeler ve doğal afetlere de hazırlıklı olunması gerektiğini ifade etti. Bu bağlamda 8 Mart günü Elazığ'da yaşanan ve 42 kişinin hayatını kaybettiği depremi hatırlatan Erdoğan 7 Kasım'da TOKİ tarafından yapılan bin 474 adet konutun afetzedelere teslim edildiğini kaydetti. Elazığ'da gerçekleştirilen diğer yatırımları da aktaran Erdoğan “Elazığ'da bölge insanının derdine derman olacak, ihtiyaçlarına ilaç olacak 33 tesisi de toplu bir törenle hizmete açtık. Bunun içinde 5 ilköğretim okulu, 4 lise, 200 öğrenci kapasiteli bir pansiyon ve deprem bölgesindeki 11 köyde 11 derslik ve öğretmen lojmanı var. 15 kilometre uzunluğundaki 3 şeritli Elazığ Güney Çevre Yolunun o gün açılışını yaptık, 33 kilometrelik Alacakaya-Arıcak ve Kovancılar-Tunceli yolunun 21 kilometrelik bölümü de var. Palu-Murat Köprüsü restorasyonu, Koçyiğitler Jandarma Karakolu, sosyal güvenlik merkezleri, emniyet amirliği binası, halk eğitim merkezleri, hizmet binaları, Kovancılar Devlet Hastanesi ek binası da var. Bunlar Elazığ'ın çehresini değiştirecek eserler, yatırımlar. Buradan bir kere daha bölgedeki insanlarımıza hayırlı olmasını özellikle temenni ediyorum” dedi. -TÜRK VE KOSOVA HALKI ARASINDAKİ BAĞLAR ZAYIFLAMAMIŞ- Erdoğan Kasım ayı içerisindeki dış politika temaslarına ilişkin bilgiler de verdiği konuşmasında 3-4 Kasım tarihlerinde Başbakan Haşim Taçi'nin davetlisi olarak gittiği Kosova ziyaretine de değindi. Kosova'dan büyük ilgi gördüklerini dile getiren Başbakan Erdoğan “Ziyaretimiz sırasında Kosova Türk Toplumu'nun Kosovalı kardeşleriyle ilişkilerinde sergilediği uyum ve dayanışmayı yerinde görme imkânı buldum. Kosovalı soydaşlarımızın geleneklerimizi, göreneklerimizi, kültürümüzü ve dilimizi yaşatmak konusundaki hassasiyetleri beni çok etkiledi. Türkiye ve Kosova halkları arasında kökü altı asır öncesine dayanan köklü bağlar var ve ziyaretimiz sırasında bir kere daha müşahede ettik ki bu bağlar geçen zamana rağmen hiç zayıflamamış” dedi. -NATO ZİRVESİ'NE DAMGA VURDUK- Kasım ayı içerisinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılımıyla gerçekleştirilen Füze Kalkanı Projesi'nin görüşüldüğü NATO Zirvesi'ne değinen Erdoğan bu konuda çeşitli spekülasyonlar yapıldığını, bu nedenle bilgi vermek istediğini söyledi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu zirveye Türkiye damgasını vurmuştur. Türkiye, özellikle Stratejik Konsept Belgesi'nin şekillenmesinde ağırlığını fazlasıyla hissettirmiş, başta NATO-AB ilişkileri boyutu olmak üzere ülkemizin menfaatleri etkili biçimde savunulmuştur. Bu konuda çetin müzakereler olduğu doğrudur, ancak bütün bu müzakereler sonucunda ülkemizin beklentilerini tümüyle karşılayan bir belge ortaya çıkmıştır. Bir kere daha ifade edeyim ki bu zirvede alınan kararlar, Türkiye açısından son derece tatminkârdır, bu konuda özellikle vatandaşlarımızın içlerinin rahat olmasını istiyorum. Zirve'de Türkiye'nin tüm hassasiyetleri dikkate alınmış, kaygılarımızı giderecek nitelikte bir mutabakat ortaya çıkmıştır. Israrımız üzerine güvenliğin bölünmezliği ve ittifak dayanışması ilkelerine uygun olarak füze savunması sisteminin tüm müttefiklere tam koruma sağlayacak şekilde kurulması karara bağlanmıştır. Uyarılarımız neticesinde risk ve külfetlerin hakça paylaşımı prensibi temelinde bir karar alınmıştır. Yine altını çiziyorum: Zirvede, hiçbir spesifik ülkenin tehdit kaynağı olarak hedef alınmaması kararlaştırılmıştır. Bazı Avrupa ülkelerinin tüm ısrarlarına rağmen, ülkemizin çabaları sonucu tehdit ülke ismi telaffuz edilmemiştir. Bu konuda komşularımızın Türkiye'ye yönelik herhangi bir endişesi yoktur, aksine Türkiye'nin bu zirvede verdiği ilkesel mücadele büyük takdir görmektedir. Türkiye'nin menfaatlerini koruma noktasında dün olduğu gibi bugün de büyük bir hassasiyet içinde hareket ettiğimizi bu vesileyle bir kere daha sizlere ifade etmek isterim.” -TÜRKİYE İTİBARINI ARTTIRMIŞTIR- Erdoğan konuşmasının sonunda Lübnan'a gerçekleştirdiği ziyaret hakkında da bilgiler verirken, Türkiye'nin hem bölgesinde, hem de dünyada her geçen gün ağırlık ve itibarını arttıran bir ülke haline gelmiş durumda olduğunu kaydetti. Türkiye'nin diğer ülkelerle ilişkilerinde önemli ivmeler kat ettiğine vurgu yapan Erdoğan “Başta komşularımız olmak üzere bütün ülkelerle ilişkilerimizi barışçı bir çerçevede en ileri noktalara taşımak konusunda gayretlerimizi bundan sonra da sürdüreceğiz. Kendi büyüklüğünün farkında olan, bunun gereğini yerine getiren bir ülke olarak yolumuza devam edeceğiz” dedi.