Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde gezilerini sürdüren Pakdil, gazetecilerin referandumla ilgili sorularını cevaplandırdı. 12 Eylül'de yapılan halk oylamasının ardından yüzde 58 oranında evet oyu çıktığını hatırlatan Pakdil, milli iradenin tecellisinin evet yönünde olduğunu belirtti. Referanduma katılımın da oldukça yüksek olduğunu dile getiren Pakdil, "Kanaatim odur ki demokrasi kazanmıştır, demokrasinin zaferi olmuştur. Bu oylama ile birlikte hukukun üstünlüğü bir kez daha perçinlenmiştir. Bundan sonraki aşamalarda hukukun üstünlüğü yolunda, Türkiye hukuk devleti olma yolunda büyük aşamalar kaydedecektir. Bu çalışmalar, bundan sonra da sürekli olarak devam edecektir. Bildiğiniz gibi yasalar, anayasalar ve her türlü mevzuat bir milletin menfaatleri içindir. O milletin kendisi içindir. Dünyanın gelişen şartlarında, tüm ülkelerin yasalarında, anayasasında değişiklik yapma ihtiyacı vardır" diye konuştu. Milletin anayasa değişikliği ile darbe anayasasından kısmi olarak kurtulduğunu ifade eden Pakdil, darbe anayasasından millet anayasasına geçildiğini kaydetti. Atılan bu adımların devam edeceğini belirten Pakdil, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçici 15. madde hakikaten Türk milleti için, Türkiye için bir ayıptı. Türkiye bu vesile ile bu ayıptan kurtulmuştur. İnşallah bundan sonra böyle ayıplar işleme, böyle utanç tablolarının ortaya çıkması imkanları da tamamen ortadan kalkmıştır. Türkiye bundan sonra kendisine düşeni yapacaktır. İktidarlar halkın oyuyla birlikte gelecekler ve halkın oyuyla birlikte gideceklerdir. O bakımdan iktidar olmak isteyenlerin milletin değerlerine, örf ve adetlerine, inançlarına daha saygılı bir şekilde davranmaları zarureti ve mecburiyeti vardır ve bundan sonraki aşamalarda seçimlerde bu hususlar da dikkate alınacaktır. Çünkü esas olan millettir, milletin iradesi ile hareket etmekte hepimize düşen bir vecibedir. Bununla birlikte şuana kadar hiçbir hukuki imkanı olmayan, bir kısım idari mekanizmaların almış olduğu kararlara uymak zorunda olan ve bunu sineye çeken, binlerce, on binlerce mağdur insanımız var. Bunlar için bu durum ortadan kalkmıştır. HSYK'nın kararları ile görevlerine son verilen hakim ve savcılar için artık idare tasarruf olan, bu tasarrufa karşı hukuk yolu, mahkeme yolu açıktır. YAŞ kararlarına karşı aynı şekilde mahkeme imkanları ortaya çıkmıştır. Yine memurlarımıza karşı yapılan kınama ve uyarma cezalarına karşı mahkeme yolu açılmıştır. Böylece geniş bir alanda hukukun üstünlüğü herkes için geçerli olacaktır. Ben yaptım oldu anlayışı bitmiştir. Herkes hakkını hukukunu mahkemelerde o anlamda arayacaktır. Türkiye, fişleme ayıbından, kusurundan bu vesile ile kurtulmuştur. Memurlarımız için, emeklilerimiz için toplu sözleşme imkanları açılmıştır. Bu kararların milletimiz için, memleketimiz için, bütün Türkiye için hayırlar getirmesini diliyorum. Hukukun üstünlüğü perçinlenmiştir. Türkiye'de hukuk kazanmıştır." Pakdil, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun oyunu kullanamamasına ilişkin soruya da, "Tabii ki bir genel başkanın veya herhangi bir vatandaşın oyunu kullanması en tabi görevidir. Oyunu kullanmış olmasını arzu ederdim" cevabını verdi. Pakdil, erken seçime gidilip gidilmeyeceğine ilişkin soruya ise, erken seçim ihtimali görmediği yanıtını verdi. Pakdil, "Ortaya çıkan tablodaki evet oylarını mutlak anlamda AK Parti'nin oyları olarak ifade etmeyeceğimizi söylemiştik. Şuanda da bu kanaatimiz sürüyor ama 'evet' cephesinde, evet yüzde 58'lik bir oy vardır. Sayın Başbakanın bu konu ile ilgili olarak açıklamaları vardır. Seçimlerin zamanında yapılacağı veya çok kısa bir süre, belki öne almanın mümkün olacağıyla ilgili olarak. Şuan itibarı ile ben bir erken seçim ihtimalini görmüyorum. Çünkü bu Meclis'in yapacağı daha pek çok değişiklikler, işler, görevler vardır. Tahminim odur ki seçimler zamanında yapılır" diye konuştu.