Şam'da, 1901 yılında doğan, babasının aslen Malatyanın Darende ilçesinden olduğunu dile getiren Hacı Hasan Marsık, 12 çocuk ve 100'den fazla torun sahibi olduğunu ve torununun torununun çocuğunu da gördüğünü ifade etti. Ağzından dini vecizelerin hiç düşmediği Marsık, zamanında çok sayıda köyde yıllarca teravih ve Cuma namazlarını gönüllü olarak kıldırdığını söyledi. Ülkede Ağustos sıcağında bile oruç tutmanın, Mekke ve Medine gibi sıcak olan kutsal topraklarda oruç tutmak kadar zor olamayacağını kaydeden Hacı Hasan Marsık, "Şimdilerde sıcakta oruç tutsak da her tarafımız ağaçlarla dolu, kutsal topraklarda ise sadece kum ve kaya var. Bu yaşıma kadar neler gördüm neler geçirdim. Allah imandan, Kur'an dan, namazdan ayırmasın. Burası imtihan dünyasıdır. Bir kafada dokuz tokmak, anlayanlar olmaz ahmak. Ben orucu çoğu zaman sahura bile kalkmadan tuttum. Allah bana onun kuvvetini verdi. Allah kabul etsin. Bin yaşasa bir kişi, göçmektir onun işi." dedi. Babasının yıllarca, 12 çevre köyde gönüllü imamlık da yaptığını kaydeden oğlu Yusuf Marsık ise "Babamın zamanında imamlık için gittiği köylerden karşılaştığımız bazı vatandaşlarımız hala babamın öğrettiği surelerle namaz kıldıklarını söylüyorlar. Biz oruç tutmaması için çok ısrar ettik. Hatta imam bile getirdik. Fakat bir türlü ikna edemedik. Şu anda da oruçlarını hala tutmaya devam ediyor." diye konuştu. Hacı Hasan Marsık'ın eniştesi emekli öğretmen Hanifi Sansar ise kendisini oruç tutmaması için ikna çabalarının bir türlü sonuç vermediğini, hatta bayram geldi diyerek elini öpmeye gittiklerinde, "Beni kandıramazsınız daha orucun dördü" dediğini söyledi. Hacı Hasan Marsık'ın gelini Elif Akdeniz ise kayınbabasının bütün duaları ezbere okuduğunu belirterek, "Babam bu yaşına gelmiş, namaz kılmış ve bu yaşında ahirette ne olacağım diye ağlıyor" şeklinde konuştu.