Bunun için, mutluluk formülleri şeklinde çeşitli tez ve fikir ortaya atıyorlar. Adına kişisel gelişim, aile danışmanlığı, NLP falan filan diyorlar. Bazı zavallılar da başuçlarındaki çözümü bırakarak, çözüm sandıkları bu fikirlerin peşinden deli-divane gibi koşuyorlar. Esasında başuçlarındaki çözüm Kur'an'dır. En büyük mutluluk Kur'an'a sarılmaktır. Her meselenin çözümünü insan, önce dışarıda değil kendi içinde aramalıdır. İnsan kendi kâlbine sorduğunda, çözüm orada oldukça açık bir şekilde bellidir. Çözüm her daim Allah'ı anmakla bulunur. Kâlpler “Allah Allah” dedikçe huzur bulur. İnsanın kâlbinde mevcut olan bu çözüm işte Kur'an'da da yazılıdır: “Onlar, inananlar ve kalpleri Allah'ı zikretmekle (anmakla) huzura kavuşanlardır. Biliniz ki, kalpler ancak Allah'ı zikretmekle (anmakla) huzur bulur.” (Ra'd Suresi, 28) Mutluluk için sağa-sola gitmeye ve başka yerlerde çözüm aramaya ne hacet! Çözüm kendi içimizdedir. İçinde mutluluğu bulamayana, dışarıdaki hiçbir çözüm de fayda vermez. Zaten bu husus, Kur'an-ı Kerim'de çok açık bir şekilde belirtiliyor. Kâlbimize sorduğumuzda çok net bir şekilde cevap veriyor ki, “Allah'ı anan insan mutludur.” Bunu böylece tespit ettikten sonra, şimdi bunun metodu üzerinde durmak gerek. Allah'ı nasıl anacağız? Allah'ı nasıl zikredeceğiz. Bu sorunun cevabı da çok kolaydır. Başta “bismillah” Allah'ı anmak ve zikirdir. Peygamber Efendimiz (sav) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor: “Bismillah ile başlanmayan hiçbir işte hayır ve bereket yoktur.” Üstadımız (ra) Birinci Söz'de “Bismillâh her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız” diye bu gerçeği tekrar ediyor. Evet, gerçek şudur ki, hayrın başı “bismillah”dır. “Bismillah” derken insanoğlu, klasik ve adet olduğu üzere değil, içten ve kâlbinden geldiği şekilde “kuvvetli bir şekilde bismillah” demelidir. Bu bismillah ile Allah'ı bütün ruhuyla anmalıdır. Bismillah'ın yanında tüm ibadetler bir zikirdir. Yani Allah'ı anmaktır. Kelime-i Şahadet bir zikirdir. Namaz bir zikirdir. Oruç bir zikirdir. Hac bir zikirdir. Zekat bir zikirdir. Bunların yanında, sabır bir zikirdir, şükür bir zikirdir. Ve benzeri İslamî ve İmanî hareketler birer zikirdir. Sırf ibadetler sırasında mı Allah'ı hatırlayacağız? Hayır! Allah'ı her an hatırlayıp tefekkür edeceğiz. Dururken, yürürken, otururken, kalkarken Allah'ı hatırınızdan asla çıkarmayacağız. Allah'ı zikredeceğiz her anımızda. İşte Kur'an'da buna yönelik ayet: “Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru.” (Al-i İmran Suresi, 191) Allah'ı anmak insana mutluluk ve huzur veriyor. Bunu kâlbine ve içine doğru yönelen herkes fark eder. Bu mutluluğun yanında insan, Allah'ı anmakla büyük bir kuvvet ve dayanak da buluyor. Buradan kurtuluşa eriyor. Bu husus Kur'an'a şöyle ifade ediliyor: “Ey iman edenler, bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman, dayanıklık gösterin ve Allah'ı çokca zikredin. Ki kurtuluş (felah) bulasınız.” (Enfal Suresi, 45) Allah'ı anmak insanı gaflete düşmekten de kurtarıyor. Nitekim bu husustaki ayette şöyle buyrulmaktadır: “Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma.” (A'raf Suresi, 205) Allah'ı anmak ve mutluluk noktasında namaz bahsine ayrı bir önem vermek gerektiğini ifade etmek istiyorum. Şunu tefekkür eden anlar ki, “namaz en büyük zikirdir. Namaz, Allah'ı anmamızı sağlayan en büyük ve en şümullü bir ibadettir.” Namazda Allah'ı andığının şuurunda olan ve namazın gerçek mânâsının farkına varan en büyük mutluluğu yakalamıştır. Bu hususta Yüce Rabbimiz (cc) şöyle emretmektedir: “(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor.” (Ankebut Suresi, 45) Öyleyse, ibadetlerini yerine getiren ve günlük işlerinin içerisine Allah'ın zikrini yerleştiren insan en mutlu insandır, vesselam.