Ana rahminde akla gelebilecek tüm eğitimler verilebilir. Tek sınır, nazari eğitim olmasıdır. Ameli (pratik) eğitim verilemeyeceği malum. Mizaç (insan tabiatı-fıtratı) dediğimiz hususiyetler toplamı, ruhi özelliklerdir. Ana rahminde verilecek eğitim, ruhi hususiyetlerin gelişmesini ve erken açılmasını temin eder. Tüm ömür boyu sürecek tedrisatın önemli boyutlarından birisi, ruhta mahfuz halde bulunan hususiyetlerin (özellikle de istidatların) zuhurunu temin etmektir. Çünkü insan, mizaç hususiyetlerinde olmayan bir işi “yapabilme” maharetine sahip olamamakta, ruhta mahfuz olmayan bir bilgiyi anlayamamaktadır. (İslam'ın insan anlayışı bahsi). Bu sebeple, ruhtaki hazinenin (mizaç hususiyetlerinin) keşfedilmesi ve ona paralel bir hayat yaşanması gerekiyor. Tedrisat dediğimiz sayısız hadisenin nizami çerçevesi, ferdlerin ruhlarında mahfuz olan hususiyetleri keşfetmek ve onların zuhuruna imkân hazırlamaktır. Mizaç hususiyetlerinin keşfi ve zuhurunun temin edilmesi ne kadar erken yapılırsa, o nispette hızlı yol alınır. Eğitimi ana rahminde başlatmamızın sebeplerinden birisi de budur. Erken başlamak, mümkün olduğunca erken dönemde eğitime başlamak”¦ Buradaki temel problem şu; ana rahmindeki bebeğin (ruhun) mizaç hususiyetleri teşhis edilemeyeceği için, nasıl bir eğitim verilebilir? Gerçekten o dönemde mizaç teşhisi yapmak imkanı yoktur. Eğitim ise mizaç hususiyetlerine paralel yapılır, mizaç hususiyetlerini aykırı yapılan eğitimden fayda temin edilemediği gibi zararının olması bile kabildir. Öyleyse ana rahmindeki eğitimin konusu ne olmalıdır ki, zararlı değil faydalı bir eğitim verilebilsin. İşte bu müphemlik (belirsizlik) sebebiyle ana rahmindeki eğitimin, ısrarla Kur'an-ı Kerim eğitimi olmasını tavsiye ediyoruz. Çünkü Allah'ın kullarına hitabı, “tüm insanlık tabiatına”dır. Hiçbir şekilde zararı olmayacak fakat mutlaka faydası olacak eğitim, Allah'ın insanlara hitabının eğitimidir. Bu durumda ferdi mizaç hususiyetlerine yönelmek nasıl olur? Eğer ebeveyn, ana rahmindeki beş ay civarındaki dönemde Kur'an-ı Kerim'i hatmederse, bebek (ruh), kendi ferdi mizaç hususiyetlerine ağırlıklı olarak hitap eden Ayet-i Kerimelerden daha fazla etkilenir. Bu sebeple Kur'an-ı Kerim'in bir defa hatmedilmesi lazımdır. Hatim yapılamıyorsa, kıymeti açıkça bildirilmiş olan, Fatiha-i Şerif, Yasin-i Şerif, İhlas-ı Şerif gibi surelerin sıkça okunmasında fayda var. Allah Lafza-i Celalinin süreli zikredilmesi fevkalade faydalıdır. Çünkü Lafza-i Celal, Allah'ın diğer isimleri gibi değil, tüm isim ve sıfatlarını camidir (toplamıştır). Tevhid zikri ise ruhu hem Allah'a yöneltir hem de varlık ve hayatın özü olduğu için tüm varlığı dair ön fikir sahibi olur. Ana rahminde bebek, annesinin gözüyle görür, annesinin kulağıyla duyar vesaire. Kısaca annesinin beş hassasını (duyusunu) kullanır. Bu sebeple hamilelik döneminde annenin yaşadığı hayat, başlı başına bir eğitimdir. Anne “güzel” olana baktığında bebek (ruh) güzele aşina olur. Doğduktan sonra güzele meyleder. Anne, hamileyken bebeği ile münasebet kurmalıdır. Onunla sohbet etmeli, güzel konuşmalar yapmalı, en önemlisi de onu muhatap almalıdır. Annenin bebeği muhatap alması, bebeğin doğumundan sonra (ruhi-psikolojik gelişiminin) hızlı olmasına sebep olur. Bu durum bebeğin her türlü gelişmesini etkiler, erken konuşabilir, erken yürüyebilir, erken öğrenir, erken anlamaya başlar ila ahir”¦ Doğumdan sonraki dönemde de “muhatap” alınmak, bebeğin gelişmesinde fevkalade gelişmeler sağlamaktadır. Muhatap alınmayan çocukların gelişmesi yavaş olmakta, şahsiyet oluşumu gecikmektedir. Bu durum ana rahmindeki bebekte de aynıdır. Başka ne eğitimler verilebilir? Aslında bu safhada Kur'an Eğitiminden başka bir eğitime taraftar olmadığımız ve başka eğitimlerin yapılmasının da çok dikkat ve uzmanlık istemesinden dolayı fazla girmek istemiyoruz. Sadece bir misal ile iktifa edelim. Mesela ana rahmindeki bebeğe güzel şiirler okumak, çocuğun hayatında şiire meyletmesine sebep olur. Ruhta biraz da şairlik istidadı varsa erken yaşlarda şiir yazmaya başlar ve ilerleyen yaşlarında da iyi bir şair olabilir.