Sadece tek pencereden yorum yapmak, onlar için en kolay şeydir”¦ Bir de sadece kendi önyargısı ile yaşasalar, başkasına da dokunmasalar güzel olacak ama başkalarına da önyargılarını empoze etmeye çalışıyorlar. Onlar için sadece ve sadece kendi düşünceleri önemlidir. Çünkü çok bencildirler. Egoları onları ele geçirmiştir ve sonunda egoları bu sayede de onları ele vermiştir. Hiçbir zaman başkalarının düşüncesini ve fikrini benimsemezler veya kabul etmezler. Kendi önyargılarının haklılığını ispat etmek için tartışırlar, gerekirse kavga bile çıkarırlar. Dedim ya! Onlar kendi önyargılarını kabullendirmek için her yola başvururlar ve hiçbir şeyden çekinmezler. Onlar at gözüyle etrafa bakıyorlar! Onlar at gözüyle insanlara bakıyorlar! Neden mi at gözüyle bakıyorlar? Atlara takılan başlıklarda, atların gözlerinin kenarını kapatan parçalar olur ya”¦ Atlar da o yüzden sadece önüne bakar ve hem yanına hem etrafına bakamazlar ya”¦ Sadece tek pencereden bakarlar; o da sadece ön pencereden”¦ İşte sadece kendi düşüncelerinin doğru olduğunu ve önemli olduğunu ispat etmeye çalışan bu kişiler, at gözlerinden kurtulamazlar. Onlara ne kadar anlatsan, ne kadar söylesen, ne kadar nasihat versen, onlar yine de kendi bildiklerinden kesinlikle şaşmazlar. Hani bir deyim vardır, “Bin nasihatten bir musibet yeğmiş” diye. İşte bunun gibi onlara da bin nasihat yerine bir musibet lazımdır. Onlarla kesinlikle tartışmaya girmeyeceksin. Ama hayatta çok karşılaştığım bu kişiler, her defasında bu düşüncelerinde haksız veya yalan çıksalar da kendilerini rencide etmemek için yenilgilerini kabullenmezler. Çünkü başta da dediğim gibi zaten onlar için önemli olan şey, nefis ve egolarıdır. Egolarını rencide etmemek, onlar için birincil ilkedir. Gördüğünüz gibi, onlar bile ilkesiz değil(!) Kendi fikrinde ve düşüncesinde olmayan insanları dışlayan, böylelikle insanları “o, bu, şu” diye ayırt eden bu kişiler, insanlıktan nasibini maalesef ki alamamışlardır. En başta fikri, dini, dili, ırkı, ülkesi, siyasi düşüncesi ile ne olursa olsun insanların ayırt edilmemesi gerektiğini bilmeyen bu kişiler, insanlar tarafından da zaten bu sebeple ayırt edilmişler ve herkes bir yana, onlar bir yana olmuşlardır. [B]Rengi ne olursa olsun insanlara kötü gözle bakmamak gerektiğini, tüm insanlığın “sevgi” üzerine yaratıldığını ve Yunus Emre misâli, “Yaradılanı hoş görürüm yaradandan ötürü!” şiarınca yaşamak gerektiğini acaba bu kişiler ne zaman öğrenebilecekler? Ne zaman bu at gözlerimizden kurtulacağız? Ne zaman insan olmayı deneyeceğiz? Ne zaman insan gibi yaşamayı öğreneceğiz? Ne zaman?[/B]