Yine şükürler olsun ki, bu yıl da Ramazan ayı, Kadir gecesi derken ardından Ramazan Bayramı'na eriştik. İşte yüce Allah(c.c.) tarafından bize bahşedilen böyle güzel nimetlere erişmekten ziyade onun idraki ile bu mübarek ay ve günlerin kadrini-kıymetini bilmek önemlidir. Aziz dostlarım, her bayram yazısı ya da sohbeti dinleyecek olsak; “Ahh eski bayramlar” diye başlandığını görürüz. Aslında eski bayramların da güzellikleri vardı ama günümüz bayramlarının güzellikleri eskiden daha mı az ki, hep böyle denilir diye düşünmeden edemiyor insan. Nedense, her şeyin çocuklukta iken güzel olduğunu, tertemiz olan çocuk kalbinde/gönlünde güzel olarak değerlendirildiğini unutuyoruz bazen. Bizlere o eski bayramlar dedirten günümüz bayramları, çocuklar için en güzel bayramlardır. Onlar da çocukluktan çıkıp yetişkin olunca bizler gibi “Nerede o eski bayramlar” diyeceklerdir diye düşünüyorum. Şöyle bir kıyaslama yapacak olursak: Çocukluğumuz bir köyde geçmişti. Arife gününden hazır edilen küçük birer bezden dikilmiş kenarı işli şeker torbasını(sonradan naylon torbaya dönüştü) alıp bayram namazından sonra en yakın komşudan başlamak üzere bütün çocuklar tarafından köydeki evler “Bayramın mübarek olsun” diyerek ziyaret edilir ve toplanan şekerlerin çokluğu ile övünülürdü. Çocuklar tarafından çok sık tekrarlandığı ve çabukça söylendiği için tebrik cümlesi kısalıyor ve “Bayrambarekossun” şekline dönüşüyordu. Öncü kuvvetler hangi evde lokum/akideli şeker/mevlit şekeri/kağıtlı şeker/piskevit/ev mahsulü çerez veriliyor; hangi evde şekerler el ile tek tek veriliyor veya tabağı uzatarak çocukların sayı sınırı olmadan almalarına izin veriyor gibi haberler de alınıyordu tabii. O zaman yani 1960'lı yıllarda çikolata henüz bizim köyde piyasaya çıkmamıştı. Eğer harçlık yeterli ise tapa(mantar) tabancası ve kutu kutu tapalar, çatapatlar ve lüks olan füzeler alınıyor bayram günü büyük bir zevkle patlatılıyordu. Çok küçük yaşlarda rastgele, biraz büyüyünce de kız çocuklarına yönelik olarak patlatmak kültür aktarımının bir parçası olarak değişim gösteriyordu. Şartları uygun olan şehirde kurulan bayram yerlerine gidilerek panayırdaki salıncaklar, uçan sandalyeler, dönen dolaplar ve kiralık bisikletlere biniliyordu. Şehre götüren aile torpil yaparsa da çocuklara, bir kebap ve mevsimine göre dondurma-tatlı yediriliyordu. Bayram ziyaretine gelen misafirlerden bazılarının getirdiği oyuncak hediyeler de işin ekstra güzelliğiydi. Daha çok gelen misafirlere yönelik olarak yapılan ev yapımı baklava, bülbül yuvasının ev versiyonu olarak daha iri yapılan ve adı da öküzünüğü'ne dönüşen tatlılar, cıvık mayalı hamurdan yapılan kızartma (darıç/kulaç) çörek türü ekmekler bayramın olmazsa olmazları idi. Ceyhan'ın Yeşilbahçe köyünde çocukluk bayramlarımız kısaca böyleydi. Peki bugün nasıl? Bugün ise artık evlerde misafir şekerleri, lokum ve çikolatalar dağıtılıyor. Mantar tabancası yerine gelişen teknoloji ile daha güçlü maytaplar, kurusıkı tabancalar kullanılıyor yarının büyükleri tarafından. Panayırların ilgi ortağı internet kafeler de mantar gibi yaygın olduğu için harçlığı olanlar bu yolu daha çok tercih ediyorlar. Artık kiralık bisikletler hatıra olarak anlatılıyor. Çünkü ailelerin ekonomik durumuna göre fiyat ve kalitede çocuk bisikletlerini her yerde bulmak mümkün. MP3,4 gibi müzik çalarların yanı sıra cep telefonları da kız/erkek çocuklarının ilgi odağındadır. Bu arada, elde olmayarak erkek çocuk gözüyle bakarak hanımefendilere karşı negatif ayrımcılık yapmış olduğumu üzülerek fark ediyorum. Bağışlasınlar efendim. Bugünün çocuklarının, yani çocuklarımızın kendi çağlarındaki eğlence araçlarıyla nasıl mutlu oldukları bizim tuhafımıza gidebilir. Onlara anlattığımızda, sıkılmış oldukları için dudak bükerek “daha önce de anlatmıştın” diyebiliyor ve onlara göre, bizim çocukluğumuzdaki ilkel şeylerle nasıl mutlu olduğumuza hayret ediyorlardır. Çocuklarımızı oynatırken, onlara oyun kurarken bazen elimizde olmayarak kendimizi kaptırdığımızı sonradan anlıyoruz. Çarpışan otolara çocuğunu bindiren baba ve annelerin, otoları çocuktan daha çok kendilerinin sürmekte olduklarını görüyor ve biliyoruz. Tamamen iyi niyetle tabii. Öyle yada böyle, “Her şey çocuklukta güzeldir” gerçeğini hiçbir şey değiştiremiyor. Zaman tünelinden çıkıp günümüze geliyor ve bayram deyince insanların karnını doyurduğundan daha çok, doğup büyüdüğü aile ve akrabalarının yoğun olduğu topraklarda olma isteği bir türlü gönlünden çıkamıyor. Toplumumuzda sılayı rahim olarak adlandırılan bu güzelliğin yaşanmaya değer olduğunu hepimiz biliriz. Dini yönden de takdire şayan bir uygulamadır. Bayram günlerinde yapılan bu nostalji ziyaretleri insana moral takviyesi olarak katma değer katıyor. Allah, her insanımızı umduğuna nail, korktuğundan emin eylesin. Bayram dostla, akrabayla, anne/babayla ve evlatla güzeldir. İnşallah sizlerin bayramınız ve aziz milletimizle birlikte tüm İslam Alemi'nin de bayramları, bayram tadında yaşansın diliyorum. Barış, huzur ve mutluluğun hepimizin hakkı olduğunu düşünüyorum. Önceki yıllarda memlekete gidemediğim bir bayramda kaleme aldığım bir şiirimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu vesileyle Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum. İnşallah hayırlara vesile olur. Selam ve dua ile”¦ BU ŞEHİR MARAŞ Herkes ile dostuz mutluyuz böyle Haşır neşir olduk kasaba köyle Yirmi yıl kolay mı anlatsam şöyle Bu şehir çok güzel, iyidir lâkin Gurbetteki Bayramları olmasa. Baharları tatlı yazları serin Memleketi gibi olmuyor yerin Arife günleri ne yapsam derim Bu şehir çok güzel, iyidir lâkin Gurbetteki bayramları olmasa. Pınarbaşı, kılavuzlu akdere Her esnafla terzi berbere Gün geçtikçe alışılır her yere Bu şehir çok güzel, iyidir lâkin Gurbetteki bayramları olmasa. Hasbıhal ederken çaylar içilir Çöreklerin yumuşağı seçilir Taze firik için çiğler açılır Bu şehir çok güzel, iyidir lâkin Gurbetteki bayramları olmasa. Zaman olur bizim köye giderim Köyden çok ayrıyım yalnız n'ederim Sonunda gitsem mi, kalsam mı derim Bu şehir çok güzel, iyidir lâkin Gurbetteki bayramları olmasa. Anlattım Maraş'ı birazcık size Gören duyan bilir söz düşmez bize Behlül bazen böyle çıkıyor yüze Bu şehir çok güzel, iyidir lâkin Gurbetteki bayramları olmasa.