İşlediği konular ise Çerkeslerin unutmayı tercih ettiği tehlikeli alanlar. Tüm gecikmiş milliyetçi toplumlarda olduğu gibi Çerkeslerde kendilerini fasulye gibi nimetten saymayı çok seviyor. Bunda toplumun genelinin sorumluluğu olmasa da sözüm ona aydınların payı oldukça büyük. Çerkesler iyidir, hoştur, moderndir, eğitimlidir, kısaca elittir onların gözünde. Milliyetçi olmak biraz da bunu gerektirir aslında. Kötüyü görmeyeceksin, iyi olanı göklere çıkartacaksın ki diğerlerinin gözüne giresin.

Toplumun hastalıklı alanlarına dokunduğunda her türlü eleştiri ve hakarete hazır olman gerekir. Bu bakımdan da Elbuz Bey'i terik etmek lazım. Büyük cesaret!

Yazdığı hikayeler genelde Çerkeslerin en sorunlu alanlarında gezdiriyor bizi. Ermeni Soykırımında Çerkeslerin payı, sadece Türkiye diasporasında değil bütün diaspora alanlarında devletin emir eri olmamız ve en sonunda da Kölelik. Eee bu kadar kılcal damarlara girerseniz milliyetçi Çerkeslerin hışmına da uğrarsınız haliyle.

“Köle Nesime” adını taşıyan hikayesinde yazar, anadolu coğrafyasında, Çerkes köylerinde, özel mahfillerde çokça duyduğumuz ancak kamusal alanla konuşulmayan bir konuya en can alıcı yerinden girmiş. Çerkes Milliyetçilerinin tepkileri de gecikmemiş tabi. Kendilerini nasıl ifade ederlerse etsinler bu eleştirileri yaparak “biz öyle değiliz” çığlıkları atan zevat micro milliyetçidirler.

Facebook'da Elbruz beyin sülale adını düzelterek (kendisi her konuda uzmandır) eleştirmeye başlayan Cevdet Hapi'nin milliyetçiliği ciddi bir psikoloji konusu aslında. Yaptığı düpedüz Shapsığ milliyetçiliği ki daha önceki tutumlarından da bunun böyle olduğu biliyoruz. Shapsığ ve Abzehlerde böyle şey görmedim Ubıh ve Kabardeylerde olabilir şeklinde özetlenebilecek eleştirisini toplumun iyi yönlerini öne çıkartalım bunlara gerek yok minvalinde bitirmiş kendisi. Örneği ise kendisinin danışmanlığını yaptığı Çerkes Aşkı romanı. Çerkes Aşkı romanının gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu bir kenara bırakarak Shapsığlardan bir örnek vererek daha adice işlerin Shapsığlar arasında da yaşandığını hatırlatalım ayıklasın pirincin taşını kendisi.

Güney Marmara'da bir Şhapsığın kendi kızına sarkıntılık etmek suçundan hukuk önünde mahkum olmuş olmasına rağmen halen köyde normal yaşamına devam edebildğinin birebir şahididir bu satırların yazarı. Detaya girerek isim vermeden bu konuyu geçelim.

1980”²li yıllarda köyde 16 yaşındayken apoletli bir asker ile evlendirilen küçük Fatma'nın hikayesi de bir Shapsığ köyünde geçmiştir. Üstelik bu evliliğe köyün Thamadeleri de çok sevinmiştir, kızımızın hayatı kurtulacak diye. Köy gençleriyle birlikte yapılan düğüne gelen damat, tüm adetler ayaklar altına alınarak düğünde baş köşede ağırlanmıştır. Ha bu arada Çerkeslerin Vase dediği başlık parasının bedeli de o günün şartlarında ciddi bir meblâdır.

Daha fazla örnek vermeyeceğim, Uzunyayla'dan Samsun'a oradan Hataya ve Güney Marmara'ya kadar herkesin duyduğu hikayelerdir bunlar. Ne kadar gizleseniz de bu gerçekler gün yüzüne çıkar. Bugün Elbruz Bey'in cesur kalemiyle yüzleşmek daha az acıtıcıdır haberiniz olsun. Günün birinde birisi çıkar ve belgelerse kölelik meselesini, rezil rüsfa olursunuz cümle aleme. Hadi bir belge adresi verelim küçüğünden. Metmet Fetgeri Soenü'nün makalelerine bakın bakalım kızını satan babasına neler söylüyor kendisi.

Cevdet Hapi'nin durumu malum, gelelim diğer eleştirilere. Kurgunun sorunlu olduğundan tutunda, 1960”²larda böyle birşeyin olması mümkün değildir safsatalarına hatta böyle hikayeler ancak Kürtlerde olur ırkçılıklarına kadar bir sürü eleştiri gelmiş Elbruz Bey'e.

Umarım Elbruz Bey bu eleştirilerin can sıkıcı üslubundan yılıp yazmayı bırakmaz. Çünkü “Köle Nesime” gibi örnekler asimilasyonun en büyük sebeplerinden. Devlet bizi bir asimile ettiyse böyle milliyetçi yalanlar ve kötüyü saklama girişimleri üç asimile etmiştir. Bunun tek çözümü ise Yüzleşmektir. Tüm dünyada olduğu gibi toplumsal Yüzleşme çabalarına en büyük tepki Milliyetçilerden gelir. Milliyetçilik bir toplumun en büyük hastalığıdır ve toplumun bir numaralı düşmanıdır. Cevdet Hapi ve benzeri “aydınlar” bu toplumun önündeki milliyetçi tıkaçlardır, Elbruz Bey'in yaptığı ise gerçeği tüm çıplaklığı ile ortaya koyarak tıkaçları yerinden oynatmaktır.

Sizi tebrik ederim Elburz Bey. Ne olur yılıpta bırakmayın yazmayı. Bu milliyetçilik microbundan ancak bu şekilde kurtulup pisliklerimizle yüzleşeceğiz ve yeni bir kimliğin özgüvenini inşaa edeceğiz.

Arslan Beslen