Üç ayların sonuncusu olan Ramazan, on bir ayın sultanı ve ayların en faziletlisidir. Zira bu ayda Kur'an nazil olmaya başlamış ve ay boyunca oruç tutmak farz kılınmıştır. Ramazan kelimesi “kızgın taş” manasına gelen “Ramid” kelimesinden türemiştir. Nasıl ki kızgın taş etrafındakini yakıp yok ederse Ramazan da kulların günahlarını yakıp mahvettiği için bu aya bu ismin verildiğini söyleyenler olmuştur. Bazıları ise Ramazan kelimesinin “yağan yağmur” manasına gelen “ramid” kelimesinden türetildiğini ve nasıl ki yağmurun yağması neticesinde yeryüzünün temizlenmesi gibi Ramazan ayında da günahların temizlenmesi sebebiyle bu aya bu ismin verildiğini söylemişlerdir. Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir. Gönüllerimize huzur, sofralarımıza bereket, sosyal hayatımıza birlik, dirlik, huzur, barış ve esenlik getiren bu günleri, ilimiz Kahramanmaraş başta olmak üzere ilçelerde, beldelerde ve köylerde yaşayan vatandaşlarımızın en iyi şekilde ramazan hazırlıkları yapıldığı gözlenmekte”¦ Biliyorsunuz ki bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur. Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz. Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de aff olur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir. İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır. Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları aff olur. Ramazan orucunu farz bilip, sevap bekleyerek oruç tutanın günahları affolur Ramazan orucunu tutup ölen mümin, Cennete girerRamazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır. Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır. 11 ayın sultanı olan Ramazan ayında Müslüman aleminin oruç tutğunu ve orucun ise ergenliğe giren herkese Farz olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Ama Herkes oruç tutmayabilir.Haklı gerekçeleri olan olabilir, olmayan olabilir. Tutup tutması onu bağlar. Oruç tutmayan insanlara düşen, açıkta yememektir. Açıkta yiyen bu mübarek aya hürmet etmemiş olur. Aynı zamanda oruç tutan insanlara da saygısızlık etmiş olur. Sevğili okurlarım şimdi sizlere çocukluğumdan kalma Ramazan ayına ayit birkaç anımı yazacağım. Siz çocuk orucunu bilirmisiniz?. Daha ilkokul 1 sınıfa giderdim. Ramazan ayının ilk günüydü. Gece sahura kalkmak için usulca kalkan annem sahura hazırlık için yemek yapardı, sesiz sedasız sofrayı serer ve sofrayı birbirinden güzel yemeklerle döşerdi. Bizi'de uykumuzdan uyandırmamak için çatal ve bıçakların sesini bile çıkarmazlardı. Ve sofranın başına babam, annem, dedem, ninem yanaşırdı ve çatal bıçağın sesini duyar duymaz kardeşimle ben küçücük gözlerimizi açar ve sofraya doğru yanaşırdık. Küçüğüz ya oruç tutacağız. Sahurumuzu yapıp yeniden yataklarımıza yatardık. Sabah olur ve annem kardeşimle bana kahvaltı sofrası hazırlardı. Okula gitmeden önce kahvaltımı yapar ve okula doğru yol alırdım. Okul sonrası ise akşam ezanını okunmasını bekler ve ezan okunur okunmaz orucumuzu acardık. Dedim ya bizimkisi çocuk orucuydu. O eski günleri hatırlayarak Hey gidi eski Ramazanlar hey der dururum. Şimdileri ise işin bilincinde olup eski mazilerimle yaşar çocuk orucunu düşündükçe eski mazilerimi hatırlarım.