Bakara suresi 28. Ayette “ Nasıl Allah'ı inkâr edersiniz ki, siz bir takım cansız maddelerden ibaret iken o sizi yaratıp hayata kavuşturdu. Sonra o sizi öldürecek, sonra tekrar diriltecektir. Sonunda onun huzuruna döndürüleceksiniz.” Yine Ali İmran 6. Ayette “ Annelerinizin rahimlerinde size dilediği gibi suret veren O dur. Ondan başka ilah yoktur. Onun kudreti her şeye galiptir ve hikmeti her şeyi kuşatır.” Daha birçok ayette bu sorulara cevap bulabiliriz. Bediüzzama'nın “ İnsan bir yolcudur. Sebavetten ( çocukluktan) gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam etmektedir.” İfadesiyle insan bu dünyaya başıboş olarak gelmediğini ilahi bir tasarrufla bu dünyaya gönderildiği, yapısındaki maddi ve manevi üstünlüğüyle diğer mahlûklardan farklı olarak istidat ve kabiliyetle yaratıldığı, onlarla kıyaslanmayacak durumda yaratılan insan, bu varlık âleminde her şeyi idare ve düzenleme sorumluluğu altında yetkili kılınmıştır. Dünyamızda yaratılan 400 bin çeşit nebatat ve hayvanatın yaratılması suyun, havanın, toprağın, güneşin elhasıl bütün yaratılan mahlûkatın insanın emrine verilmesi ve insanında bu dünyaya bir memur ve misafir olarak gönderilmesi ve çok kabiliyetlerinde insana verilmesi ayrıca Allah'ın Kelamına muhatap olması da, insanın vazife ve mertebe noktasında şu muhteşem kâinatı dikkatle seyreden, şu muhteşem yaratılan mevcudatı en güzel şekilde anlatan, bu kâinatı en güzel şekilde anlayan, içerisinde ibadet eden mahlûkatın üzerinde bir ustabaşı hükmünde, kâinatla olan bu şekildeki münasebetleri insanın mahiyetini ve yerini tespit ettirmektedir. İnsan bir yolcudur dedik; Ruhlar âleminden başlayan ebede kadar devam eden ve bitmeyen bir yolculuk. Bizler şu anda ruhlar âleminden gelip anne rahminden geçip dünyaya geldik, çocukluk, gençlik, ihtiyarlık âlemini yaşamaktayız, insan denilen bu beden sarayının cevherleri, bir kısmı ruhu ruhlar âleminden, hayal gücü misal âleminden, hafızası levh-i mahfuzdan, diğer kısmıda içerisinde yaşadığımız ışık, nur ve hava âleminden meydana gelmiştir. Böylece insan maddi ve manevi âlemin unsurlarının birleşmesinden meydana gelmiş, çok yönlü bir terkibin neticesidir. İhtiyarlıktan sonraki devam edecek olan kabir, haşir ve ebede kadarki yolculukta rahat ve huzurlu, saadetli, mutlu olabilmesi için kabre kadarki hayatta elde edilen hâsılatın bizlere emanet edilen emanetlerin ne kadar yerinde kullanıldığı, o nispette rahat ve huzurlu, mutlu olunacağı idrak ve şuurunda olabilmek. Ne mutlu böylesine uzun bir yolculukta, uzunluğu nispetinde erzakını alıp yola çıkanlara”¦