Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi( KSÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Hamdi Aydın'ın yönettiği panele, Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz ve Eğitimci-Yazar H.İbrahim Akgünler konuşmacı olarak katıldılar.

Panelin açış konuşmasını yapan Yeni Asya Gazetesi Kahramanmaraş Temsilcisi Mehmet Diken, “Kur'an'ın ifade ettiği manalar gösteriyor ki, İslam'ın telkin ettiği kardeşlik, insanın kendi milliyetine ve ırkına muhabbet taşıması, diğerlerine düşmanlık beslemesini sebep teşkil etmiyor. Bu ölçüler dışındaki insanlık adına huzur ve mutluluğun tesisine çalışan fikir ve ideolojilerin, son yüzyılımızda 1. ve 2. Cihan Savaşlarına, Orta Doğu'yu ve kıtaları kan gölü haline getirdiğine şahit olduk ve halen de oluyoruz. 

Bediüzzaman'ın, tüm insanlığın huzur ve saadeti için sunduğu Kur'anî pusulalara, devletlerin ve milletlerin ne kadar ihtiyacı olduğunu görüyoruz.” dedi.

Yeni Asya Gazetesi genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz de konuşmasında, özetle şunları söyledi:
“Çanakkale Şehitliğine baktığımız zaman, O zamanki Osmanlı Devleti'ne bağlı her yerden gelen askerlerle birlikte savaştığımızı görüyoruz. Yani, Osmanlıdaki milliyet anlayışı böyleydi. Kişinin milliyetine bakmaksızın, Osmanlı sınırları dahilindeki herkes vatandaştı. Aralarında ayırım yapılmazdı.  Fakat Cumhuriyet'in kuruluşu ve İttihat ve Terakki Partisi ile birlikte, milliyetçilik anlayışında bazı farklılıklar göze çarpmaya başladı.   Daha sonra  ”˜Ne mutlu Türküm diyene'  sözüne karşı çıkanlara neredeyse düşman gözüyle bakılmaya başlandı.

Oysa Bediüzzama Said Nursi'nin yazmış olduğu Risale-i Nurlarda, defalarca Kürtlerle Türklerin kardeş olduğu vurgulanmaktadır. İnsanlar arasındaki üstünlüğün, sadece takva ile olabileceğini söylüyor.

Panelde, Eğitimci- Yazar H.İbrahim Akgünler de şunları söyledi: “Bediüzzaman Said Nursi'nin fikirleri maya gibidir. Bu tür anma toplantılarındaki  manevi hava da adeta her yere yayılarak mayalanır. Bediüzzaman'ın fikirleri artık Dünya'nın her yerinde itibar görüyor. Üzerinde düşünülüyor.

Bediüzzaman, menfi ve müspet olmak üzere medeniyetleri ikiye ayırıyor. Avrupa'nın şimdiye kadarki olan medeniyeti menfi medeniyettir. Menfi medeniyette; kuvvetli olan haklıdır, menfaat öne çıkar, heva ve heves tahrik edilir. Akif'in tabiriyle bir nevi ”˜Tek dişi kalmış canavar'. Bu medeniyet, iki tane Dünya savaşını sonuç verdi. 2. Dünya Savaşı'nda 70 milyon insan öldü.  Osmanlıyı bölen ırkçılıktır. Avrupa'dan gelen milliyetçilik terimleri bizi parçaladı.

 Müspet medeniyette ise; hak öne çıkar, kanun hakimiyeti var, yardımlaşma prensipleri tesis eder, ırkçılık yerine din birliğini ve kardeşliğini öne sürer, Allah'ın rızası hedef alınır.”