Modern dostluklar mevsimler gibi geçicidir. Modern dostluklar özü ve sözü farklıdır. Özü-sözü farklı olandan hayır gelmez. Modern dostluklar vefa arama, ne gezer. Şimdi diyeceksiniz ki, Rahmetli Fuzulî, fuzuli yere mi söylemiş; “selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar”. Burada rüşvet menfaat ile eşanlamlıdır. Yani dostlukların bir kısmı eskiden de menfaate dayalıydı. Şimdi de dayalı. Değişen bir şey yok. Şimdi de selam veriyorsun, yalancı dost, modern dost menfaatine uymuyorsa, selamı almıyor ya da kerhen alıyor. Menfaat ve maddiyat, insanoğlunun var olduğu günden beri mevcuttur ve toplumlarda ön plandadır. Buna diyeceğim yok. Eskiden de menfaatperestler vardı, şimdi de var. Peki, bunları böyle söylüyorsun da, neden günümüzün dostluklarından şikâyetçisin? Eski ile yeni arasında ne fark var ki, şimdiki dostluklara modern dostluklar deyip de eleştiriyorsun? Elbette, konu bu kadar basite irca edilemez. Yani basit hâle getirilemez. Niye mi? Her şeyden önce kendi gözlemlerim var. Çocukluğumdaki dostlukları, arkadaşlıkları ve konu-komşu yardımlaşmasını, dayanışmasını şimdi göremiyorum. Herkes kabuğuna çekilmiş. Kimse kimsenin derdini, gaile olarak görmüyor ve kaale dahi almıyor. O zaman ekonomi ve para-pul bu kadar ön planda değildi. İnsanlar kanaatkârdı. Şimdi, ne kanaat kaldı, ne de yardımlaşma kaldı. Şimdilerde samimiyetin yerini, “riya ve iki yüzlülük” aldı. Şimdilerde yardımlaşma ve dayanışmanın yerini “düşene bir tekme de sen vur” anlayışı aldı. Şimdilerde “timsah ağlamaları” çoğaldı. İnsanın sevincini paylaşmanın yerini de “sahte gülüşler” aldı. Günümüzde, mantık ve anlayış değişti. Mantık ve anlayış değiştikçe, dostluklar da değişti. Hayatı insanlar “ekonomik bir koşu” sanıyor. Tabi ekonomik bir koşu olarak gördüğü için de, önüne ne gelirse ezip geçiyor. İnsan kendisini yarışta sanırsa, durup da etrafına bakar mı? Bakmaz elbette. Eskiden mahallede bir ortak ruh ve aidiyet duygusu vardı. Şimdi, herkes kendi başına, herkes özgür, herkes kendi hayatını yaşıyor. Eskiden, “konu-komşu ne der” kaygısı vardı. Şimdi “kim ne derse desin” umursamazlığı var. Kısacası, garip bir dünyada yaşıyoruz. Menfaatler ön planda. Menfaate dayanmayan, hesabi olmayan, hasbi dostluklar yok mu bu toplumda? Var elbette. Ancak dostlukları yüz olarak aldığımızda, kaçta kaçı hasbi, kaçta kaçı hesabi, işte bu oran önemli. Kimse kusura bakmasın, artık dini maksatla bir araya gelen bazı cemiyetlerde dahi, bir parasız adamın, bir gariban adamın konumu, zengin ve varlıklı, hele bir de makam-mevki sahibi bir adamın durumu gibi değil. Bu noktada, yıllar önce, Babamla aramda geçen bir konuşma aklıma geldi. Babama sordum: “Baba, dâhil olduğun cemiyetteki insanlar arasında bir problem mi çıktı? Eskisi kadar fazla görüşmez ve bir araya gelmez oldunuz. Neden?” Babamın cevabı şu oldu: “Oğlum, ben onların yaptıklarını yapamıyorum. Onları davet edip evimde ya da başka bir mekânda ağırlayamıyorum. Böyle olunca da çok da fazla aralarına katılamıyorum”. Tabi, burada Babam, o dini cemiyetten kendisi uzak durmayı tercih etmişti. Yoksa, o cemiyetin bir bütün olarak, bir garibanı dışlaması elbette sözkonusu olamazdı. Herhangi bir toplumda, garibanlık, parasızlık, bir dışlanma sebebiyken, “elbette, yine en iyi dayanışma, en büyük yardımlaşma ve hasbi dostluklar dini cemiyetlerdeki fertler arasında var.” Tabi normal alanı da bu. Dini cemiyetlerdeki fertler arasında da modern dostluklar cari olursa, menfaat asıl olursa, o zaman, “ört ki ölem” durumları geçerli olurdu. Evet, modern dostluklar ve hasbi dostluklar arasındaki farkları anlattığım yazıma bir müşahedemi daha kaydederek devam edelim. Benim müşahede ettiğim kadarıyla, bir insan çocukluk arkadaşıyla, okul arkadaşıyla dostluğunu büyüdüğünde de, işe girdiğinde de aynı heyecan ve aynı doğrultuda sürdürüyorsa, bu hasbî dostluktur. Bu durum bile, maalesef günümüzde mümkün olamıyor. Herkes kendi yolunu çiziyor, herkes iş-güç telaşında, arkadaşını, dostunu unutabiliyor. Ve eski arkadaşını unutan insan, çoğunlukla modern dostluklar kuruyor. Modern dostluklar da menfaate dayanıyor. Menfaat bittiğinde, dostluk da bitiyor. Modern dostluk ve hasbi dostluk arasındaki farkı aşağıdaki misal ile açıklamak ve yazıyı bitirmek istiyorum. Bir insan, bir hafta sonu sabah kalktığında, “bu gün bir hasta ziyaret etsem, bugün bir asker ziyaretine gitsem, bir öğrenciyi evinde ya da yurdunda ziyaret etsem ya da bir huzur evinde, bir çocuk yurdunda kalanları ziyaret etsem” diye düşünmüyor da şöyle düşünüyorsa, “bu gün bir makam sahibi, mevki sahibi bir tanıdığı ziyaret etsem ve ilişkilerimi iyi tutsam” diye düşünüyorsa, işte o düşündüğü şey modern dostluktur. Düşünmediği de hasbi dostluktur. Allah bizleri hasbî dostluk kuranlardan eylesin. Amin.