Bu tür adamlara Siz de zaman zaman şahit olmuşsunuzdur. Ya da, bu adamlar Sizin de karşınıza zaman zaman çıkmıştır. Bu adamlar, maazallah, ya ferdi olarak doğrudan Sizin paranıza ve malınıza el uzatmış olabilirler, ya da toplumun malı ve değeri hükmündeki eşyalara el uzatmış olabilirler. Her ikisi de olumsuz, her ikisi de istenmez. Allah saklasın. Her ikisi de olumsuz da, biz millet olarak toplumun malına ve ortak değerlerine el uzatanlara karşı maalesef duyarsızız. Bu iki durumdan, ferdi olarak bizi dolandıran, malımızı, paramızı el uzatan açgözlere, hırsızlara karşı hemen ilgili müracaat yerlerine, (mesela Karakola) koşarız da, toplumun malına el uzatan, yolsuzluk yaparak kamu malını çalanlara ya da bugünkü yazıda dikkat çekeceğim tarihi eser hırsızlarına, define avcılarına karşı bu kadar hassas olmayız ve bu işleri yapanları o kadar da sert bir biçimde eleştirmeyiz, hatta bunlar hakkında ilgili yerlere şikayet etmeyi hiç düşünmeyiz bile. Bunları niye mi yazdım? İşte nedeni. Geçtiğimiz haftalarda, izin kullandığım sırada, çocukluğumdan beri görmek istediğim hâlde, görmem nasip olmayan bir yere gezi düzenledik. Bu yer, Kahramanmaraş İli, Pazarcık İlçesi Şallıuşağı Köyü Sınırları içerisinde kalan ve halk arasında Köroğlu Kalesi olarak bilinen eski bir eserin bulunduğu yüksek bir tepedir. Bu eserin kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı o kadar net değil. Romalılardan mı kalma yoksa Abbasilerden mi kalma olduğu tam olarak bilinmemektedir. Bilinen şu bu eser en az 1000 yıllıktır. Büyük ihtimalle de, Hz.Ömer zamanında bölgeye sefer yapan Halid bin Velid'in Pazarcık ve çevresini fethetmesinden sonra, Abbasiler Döneminde, gözetleme kulesi ya da sınır kalesi maksadıyla inşa edildiğidir. Bu duruma göre, bu yapının tarihi en az 1000 yıllıktır. Bu yapı bin yıldan beri ayakta durmaktadır. Gel gör ki, bin yıldır ayakta duran bu yapının şimdiki hâli içler acısıdır. Nerden mi biliyorum. Yukarıda da dedim ya! Gittim, gördüm ve gözlemledim de ondan biliyorum. Evet, Pazarcık'taki Köroğlu Kalesi bakımsız ve ilgisiz bir şekilde zamana karşı adeta direniyor. Yardım eden ve elinden tutanı bekliyor. Biliyor musunuz, bu mekanın bir yolu bile yok. Biz buraya nasıl ulaştık onu da anlatalım bari. Köroğlu Kalesine olan ziyaretimize, Şallıuşağı Köyü'nden bir traktörlerle başladık. Traktörle Kalenin bulunduğu tepenin yamacına kadar ulaşılabiliyor. Tabi bu traktörün gittiği yol da toz-toprak ve eğri büğrü bir yol. Kaleye gitmek için yapılmış bir yol da değil. Köylülerin bağına, bahçesine gitmek için kullandıkları bir yol bu. Traktörle belli bir noktaya kadar ulaştıktan sonra, 40 dereceden fazla sıcaklık tepeye, yani kalenin bulunduğu alana doğru yaya olarak tırmanmaya başladık. Tepe oldukça dik, hava oldukça sıcak, çık çıkabilirsen. Neyse, güç bela kalenin olduğu alana ulaştık. İşte bu alana ulaştıktan sonra iç sızımız başladı. Kalenin bin yıldan fazladır ayakta kalan taşları, duvarları delik deşik edilmişti. Duvarın muhtelif yerleri zamanın aşındırmasına bağlı olarak yıkılmıştı. Kalenin sırf duvarları değildi delik deşik edilen. Aynı zamanda içerisi ve etrafı da define avcıları tarafında kazılmış ve çukur çukur deşilmişti.Define avcılarının, gözünü para hırsı bürümüş açgözlerin, vicdansızların umrunda tarihi eserin bin yıllık olması ve ecdad yadigarı olması. Onlar ne ecdadı bilir, ne de tarihi bilir. Bu köşeden Yetkililere sesleniyorum. Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır bey'e sesleniyorum başta. Pazarcık'taki Köroğlu Kalesi zamana ve talana karşı ayakta kalma mücadelesi veriyor. Zaman zaten her şeyi ve her nesneyi eskittiği gibi Köroğlu Kalesini de eskitiyor. Bunun üzerine bir de define avcılarının talanı eklenince durum da ha vahimleşiyor. Bu ciddi sorunun çözümünü ve tarihi bir eserin korunmasını yetkililerden beklemek hakkımızdır. Not: Bu gezide hep olumsuz müşahedelerimizden bahsettik. Ancak şurası da bir gerçek ki, Köroğlu Kalesindeki o tepeden Aksu Çayı'nın akışı ve Aksu Vadisinin görünümü çok muhteşem. Bu durum çektiğimiz resimlerden belli olmaktadır. Bu resimler yazı ekinde sunulmaktadır.