27 Temmuz 1975'te dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından temeli atılan Afşin-Elbistan A Termik Santral'i 1984'te yine dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından baca gazı arıtma tesisi olmadan bir ünitesinin açılışı yapılarak enerji üretmeye başladı. Santralin o günden bu güne çevreyi kirlettiğini söyleyen Doğa Savaşçıları Derneği Elbistan Temsilcisi Poyraz Poyrazoğlu, mahkemelerce verilen tazminat cezalarının, santralin zehir kustuğunu kanıtladığını ifade etti. Çernobil'deki radyasyon oranlarının tam yüz katının bu bölgede bulunduğunu öne süren Poyrazoğlu, bu duruma son verilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bölgede her geçen gün kanser sayısının arttığı dile getiren Poyrazoğlu, "Bugün, dünya normlarına göre 150 miligram metreküp olan havadaki kükürtdioksit değeri EÜAŞ'ın raporlarına göre burada 2 bin ile 15 bin arasındadır. Türkiye nüfus ortalamasına göre baktığımız zaman Afşin-Elbistan Yöresi'nde Elbistan Devlet Hastanesi'ne müracaat etmesi gereken hasta sayısı 50 bin olması gerekirken bu rakamın 1 milyonun üzerinde olduğunu görüyoruz. Bu, sadece bir termik santralinden dolayı meydana gelen olaydır. Yarın B Termik Santrali de çalıştığı zaman, C, D ve E Santralleri de yapıldığı zaman bilim adamlarının dediklerine göre bölgemiz yaşanamayacak bir konuma gelecektir" diye konuştu. Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mehmet Şahin'in santralle ilgili hazırladığı rapordaki verilerin korkunç olduğunu söyleyen Poyrazoğlu sözlerini şöyle sürdürdü, "Burada Çernobil'in yüz katı radyasyon vardır. Yani bugün çevre illere giden hastalara baktığımız zaman çevre illerdeki 10 tane kanserli hastanın neredeyse 6-7 tanesi bu bölge insanı. Yine yapılmış olan raporlara göre bölgemizde olması gereken değerlerin 4-5 katı daha fazla radyasyon nikel oranlarının olduğunu görüyoruz. Buradan da şunu çıkarıyoruz. Gerçekten Afşin-Elbistan Termik Santralleri bölgeye zehir kusuyor." 35 yaşındaki belde sakini Mehmet Özer ise santrallerden çıkan dumanlar nedeniyle evlerinin önüne çamaşırlarını bile asamadıklarını iddia etti. Özer, "Köyümüzde bu santral yüzünden herkes kanser, dışarıya çamaşır asamıyoruz, simsiyah kül oluyor. Haftada 6-7 kişi Ankara'ya tedavi olmaya gidiyor. Buradan Başbakan'a sesleniyorum. Gelsinler görsünler bu santrale bir çare bulsunlar" ifadelerini kullandı. Santral'den emekli olan 58 yaşındaki Ali Şahin de annesini kanserden kaybettiğini, kendinin de kanser tedavisi gördüğünü dile getirdi. Şahin, "Bu beldede herkes hasta, beşikteki bebek bile hastalıklı. Burada herkes ölüyor, annem kanserden öldü, ben kanserim. Yetkililer sesimizi dinlemiyor. Hastanelerde profesörler 'oradan kaçın' diyor. Biz nasıl kaçalım, nereye gideceğiz, nerede yaşayacağız" şeklinde konuştu.