Adana Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, Türkiye’de basın özgürlüğünün kalmadığını belirterek, “107 yıl öncesini yaşatan tüm uygulamaları görüyoruz.” dedi.

Basında sansürün kaldırılışının 107. yıldönümü ve 24 Temmuz Basın Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınlayan Çıtırık, demokratik olma iddiasındaki toplumların en önemli güvencelerinden birinin basın ve ifade özgürlüğü olduğunu vurguladı. Türkiye’de anayasal güvence altında olan ‘basın özgürlüğü’nün gerçek anlamda halen yaşanmadığını belirten Çıtırık, “Medyanın üstlendiği görev yurttaşın haber alma hakkının, siyasi iktidarlarca uygulanan sansürle, baskı ile kısıtlanmaması gerekmektedir. Siyasi iktidarın medyaya bakışı ve medyaya karşı tutumu, medyanın da ister istemez kendisini otosansüre tabi tutmak zorunda bırakmaktadır. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ni yayınlayan Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, 180 ülkelik basın özgürlüğü listesinde Türkiye’yi 149’uncu sıraya yerleştirdi. Türkiye listede önceki yıla göre beş basamak yukarı tırmanmış olsa da, basın özgürlüğü açısından listenin hala alt sıralarında bulunuyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) yetkililerine göre Türkiye, bu 'sözde' başarısını yetkililerin 2014 yılında cezaevindeki 40 kadar gazeteciyi koşullu olarak serbest bırakmasına borçlu. Bununla birlikte RSF bu gazetecilerin cezalarının 'askıda olduğuna' ve her an yeniden yargılanıp hapsedilebileceklerine dikkati çekiliyor.” diye konuştu.

ÜLKE GELECEĞİ TEHDİT ALTINDA

Türkiye’de bilgi alma özgürlüğünün güç kaybetmeye devam ettiğine işaret eden Çıtırık, “Buna gerekçe olarak da internet sansürü, davalar, muhalif gazetecilerin kovulması, mahkeme kararıyla alınan medya yasakları gibi olaylardaki artışlar had safhaya ulaştı. Büyük yolsuzluk skandallarıyla sarsılan hükümetin, Türkiye’de hukuk devleti ilkelerini tehlikeye atması baskıcı, despot ve faşizan uygulamaları da ülke geleceğini tehdit etmektedir. Ülkemizin “dünyanın en çok gazeteci hapseden ülkesi” olarak anılması istemiyoruz.” dedi.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ÜLKEMİZDE YOK

Türkiye’de gazetecilere yönelik kısıtlamaların gittikçe sertleştiğini ileri süren Mengücek Gazi Çıtırık, “MİT TIR’larının durdurulması ve bu TIR’ların içeriği ile ilgili yapılan haber nedeniyle Cumhurbaşkanı’nın gazeteciyi açıkça tehdit etmesi de basın özgürlüğü için utanç vericidir. Gazetecilere tutuklanmakta. İşten kovulmakta. İnternet siteleri kapatılanların sayısı artmaktadır. Son olarak Milliyet Gazetesi yazarı Ahmet Kadri Gürsel’in, Suruç olayının sorumlusunun siyasi iktidar ve kaçak sarayın sakini olarak göstermesi üzerine işine son verildi. Siyasi iktidar gibi düşünmeyen, farklı ya da muhalif olan tüm gazetecilerin bu tehlikeyle karşı karşıya kaldıkları ortadadır. Basında sansürün kaldırıldığı günlerin yıl dönümünde yaşanan bir ironi olmaktan çıkarılmalıdır. Basın özgürlüğü maalesef ülkemizde yok. Sansürün kaldırılışının 107. yılı ama yaşadıklarımız 107 yıl öncesini hatırlatmaktadır.” ifadelerini kullandı.